Değerli dostlar, bugün sizlere hatırlatmak ve üzerinde düşünmenizi istediğim ayet, Furkan suresi 30. ayet olacaktır. Bu ayetin öncesindeki ayetlerini incelediğimizde, hesap günü geldiğinde peygamberimizin şahitliğinde, kendisinin o gün üzüntüsünü nasıl dile getireceğini, Rabbim şimdiden bizlere açıklıyor, peki neden şimdiden söylüyor? Kulları ders ve ibretler alsın diye. Önce ayeti yazalım, daha sonrada bu ayetten nasıl dersler almalıyız, onu birlikte düşünelim.
Furkan 30; Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran' ı devre dışı tuttular.
Peygamberimizin hesap günü söyleyeceği, benim toplumun Kur’anı devre dışı bıraktılar sözünden, doğrusu eğer çok iyi dersler çıkarırsak, işte o zaman hem peygamberimizin gerçek ümmeti oluruz, hem de Rabbimin gerçek, halis kulları oluruz. Bu sözden anlaşılıyor ki, peygamberimiz tebliğ ettiği, hayatına geçirdiği, onunla yaşadığı Kur’an, onun ölümünden yıllar sonra, terk edilmiş olmalı ki, bu sözü hesap günü peygamberimiz söylesin.
Kendi yaşadığı dönemlerde Kur’anı tanıtmak, tebliğ etmek, insanlara ulaştırmak, hak ettiği makama çıkarmak için, o kadar ciddi çalışmalar yapıyordu ki peygamberimiz, bu sözlerinden kendi döneminden bahsetmesi mümkün olamaz. Çünkü yaptığı özverili çalışmalarından ötürü, peygamberimiz Rabbimden birçok takdirler, övgüler almıştı.
Günümüze kadar ulaşan bilgilerden, peygamberimizin aldığı önlemleri biliyoruz. O dönemde de Kur’an dan sapma, Kur’an dışına meyletme eğilimlerini tespit eden peygamberimiz, kendi sözlerinin değiştirilerek nakledildiğini, yanlışlara sapıldığını fark etmiştir. Elbette bunlarla da mücadele ettiğini, hepimiz biliyoruz.
Peygamberimiz hayattayken, Kur’an ı yaşamına tam olarak geçirmiş, Kur’an ın el üstünde tutulduğu en güzel dönemindeydi. Demek ki peygamberimiz vefat ettikten sonra, ileriki yıllarda ne olduysa oldu, Kur’an dan uzaklaşma batıla sapma, hurafeleri dine sokma bundan sonra olmuştur. Peygamberimiz Allah ın verdiği ilimle, tüm bu hataları sağlığında görmüş ve hissetmiştir.
Sanırım bu sözleri, hesabın görüleceği o gün, her şeyin önümüze döküldüğü o an, ümmetinin büyük çoğunluğunun nelerin peşinden gittiğini, hurafe ve batıla nasıl saptığını gördükten ve şahit olduktan sonra, üzüntüsünden söyleyeceği çok açık anlaşılıyor.
Şimdide bu ayetten önceki iki ayete bakalım. Yine hesap günü geldiğinde Kur’anı devre dışı bırakanlar bakın neler söyleyecek, onları da şimdiden bizlere hatırlatıyor ki Rabbim, belki birazcık aklını kullanan kulum, ibret alır diye.
Furkan 28: Eyvah! Keşke falancayı dost edinmeseydin.
Furkan 29: Bana geldikten sonra Kur'an, vallahi o beni saptırdı." Öyle ya şeytan insanı yapayalnız, yardımsız bırakır.
Lütfen örneklere bakar mısınız? Hesap günü Kur’an a iman ettiğini söyleyen bir Müslüman ın, feryadını duyuyor musunuz? Kur’an ehli olan inanmış bir kısım Müslümanların, inandığı güvendiği bir başka Müslüman ı dost, veli edindikten sonra, bu dostluğunun sonunda din ve iman adına, onun sözlerini Kur’an a danışmadan, onun onayını almadan kabul etmeleri sonucunda, nasıl yoldan çıktığını, ne kadar güzel anlatıyor ve yanlışını, Rabbimin huzurunda fark ediyor. Daha sonrada nasıl pişman oluyorlar.
Furkan 29. ayetinde söylenenler, konuya daha da açıklık getiriyor ve bakın ne söylüyorlar?
Vallahi Kur’an ı ben tebliğ alıp, onun yolundan gittiğim halde, kendime dost edindiğim, veli edindiğim çok güvendiğim kişi beni saptırdı diyor.
Yüce Rabbim e binlerce şükürler olsun, bu kadar güzel bir örnek olur mu sizce dostlar. Tabi güzel örnekleri görebilmek, hissedebilmek önemli. Burada güvendiği kişinin saptırdığı konu önemli. Kur’an dışına yönlendirerek yoldan çıkardığı anlatılıyor. Kur’an ı yeterli görmüyor ve atalarından gelen emin olmadığı, rivayet bilgilere iman etmesi için onu yanıltıyor.
Hâlbuki Rabbim Kur’an da bizleri uyarıyor, kimin takvaca üstün olduğunu yalnız ben bilirim demiyor muydu? Güvenilecek dayanılacak, yardım istenecek tek veliniz benim demiyor muydu Kur’an da bizlere? Fakat bizler bazı insanları veliler edinip, O Allah dostu, cennetlik bizlere mahşerde şefaat edecek, dahi demiyor muyuz günümüzde? Allah bizleri affetsin. İşte Kur’an dan uzak yaşamanın sonucu.
Şimdide şunu düşünelim. Acaba din ve iman adına kuşku duymadan, elimizdeki rehbere bakmadan veli dedikleri kişilerin ardından gitmek ve onlara iman adına güvenip dayanmak, doğru diyebilir miyiz? Bu soruya sanırım yorum yapmak Rabbim e saygısızlık olur.
Hesap günü feryat edecek kardeşlerimizin feryadını, bugün duymak istemeyen, duymazdan gelen, Rabbimin huzuruna gittiğinde aynı feryatları yapacağını, ama hiçbir işe yaramayacağını bilmelidir.
Şimdide hemen devamındaki ayet olan, Furkan suresi 31. ayete bakalım. Buradan alacağımız ders nedir?
Furkan 31: İşte böyle; biz, her peygambere suçlu-günahkârlardan bir düşman kıldık. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.
Yüce Rabbim yanlışa düşen, din ve iman adına başkalarını dost edinip, Kur’anı devre dışı bırakan kulunun feryadından sonra, bizler için en güvenilir yol gösterici ve yardımcı Yüce Rabbin rehberi olduğunu söylüyor. Buda Allah ın ayetleri olan KUR’AN dır.
Herkesi kendi nefsi ile baş başa bırakmak istiyorum, fakat şu sözleri çok iyi düşünerek. Bizlere Kur’an da her şey yoktur diyenlere, Kur’an ın muhkem ayetlerini herkes anlayamaz, onu veli insanlar anlar diyenlere, çok dikkatle yaklaşmalıyız. Allah sizlere rehber ve güneş olsun diye gönderdim dediği Kur’an ın MUHKEM ayetlerine, anlaşılması zor demek, ona yapılacak en büyük saygısızlıktır.
Allah kullarına, sizi bu kitaptan hesaba çekeceğim diyorsa, bu kitap anlaşılması zor bir kitap asla olamaz. Yaradan yemin olsun ki bu kitabı sizler için kolaylaştırdım diyorsa, bunun tersini söyleyenlere inanmak sizce ne kadar doğru olur? Elbette her insan kapasitesi ölçüsünce, ona yaklaştığı nispetle anlayacaktır. Her insan bir başka insana muhtaçtır, her şeyi biliyorum demek, Allah a mahsustur. Bizler Kur’anın özünü anlayıp kavradıktan, onun temel esaslarını öğrendikten sonra, birbirimizden faydalanmalıyız.
Okullarımızda okutulan, beşerin yazdığı onca karmaşık kitaplar anlaşılıyor da, mühendisler, doktorlar, bilim adamları oluyorsak, Rabbin gönderdiği kitap için anlaşılması zor, herkes anlayamaz diyenlerin, sakladıkları bir şeyler var demektir bizlerden.
Beşerin kitaplarını bizler anlıyorsak, Rahman bizlere rehber olsun diye gönderdiği kitabın anlaşılması için, mutlaka yine bir beşere ihtiyacımızın olduğunu söylemek, Allah a yapılacak en büyük saygısızlıktır, bunu da unutmayalım.
Bunları söyleyenlerin, tıpkı Rabbin verdiği örnekte olduğu gibi, bizleri Kur’an dan uzaklaştırmaya çalıştığını, Kur’an ile ilişiğimizi kesmek istediklerini bilmeliyiz. Rehber Allah katından geliyorsa, ona anlaşılması zor, orada her şey yoktur diyenler, lütfen dikkatle düşünsünler. Bakın Allah Kur’an konusunda ne diyor?
Nisa 82. ; Kuran'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı?
Nahl 89:… Ayrıca bu Kitabı da sana, her şey için bir açıklama, bir hidayet ve rahmet kaynağı ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.
Furkan 1: Furkan’ı âlemlere bir uyarıcı olsun diye, kuluna indiren (Allah) ne yücedir.
İsra 89: Andolsun, bu Kur'an'da her örnekten insanlar için çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsanların çoğu ise ancak inkârda ayak direttiler.
Casiye 20: Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.
Araf suresi 3; Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
Nisa Suresi 105. Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma.
Enbiya 10; And olsun, size öyle bir kitap indirdik ki, bütün şan ve şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
Yukarıdaki ayetler, Yüce Rabbin katındandır. Acaba bu ayetler, bizlere söylenen; Kur’an da her şey yoktur o özet bilgidir, Onu herkes anlayamaz sözlerini destekliyor mu? Allah Kur’anı iyice okuyup düşünmüyorlar mı diyor, demek ki okuyup düşündüğümüzde anlaşılacak ki böyle söylüyor, dikkat edin hiç ayrım yapmadan. Bu kitapta her şeyden nice örnekler verdim, sizlere bir müjde ve uyarıcı olsun diye gönderdim diyor.
Kur’an ı okuyanın kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur, gereken bilgiyi alana bir kılavuz rehberdir diyor. Rabbinizden size gönderilene uyun, sakın velilerin ardına düşmeyin diyor. Daha sonrada peygamberimize bakın ne diyor?
Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik.
Demek ki hüküm yalnız Allahın dır, ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı odur. Yani Kur’anın dışında hiçbir hüküm verecek yoktur. Çünkü Rabbim sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim demiyor muydu? Çok açık bir şekilde bütün şan ve şerefiniz Kur’an da diyorsa Allah, başka kanıt mı arıyoruz.
Peki, bizler tüm bu sözleri ayetleri tebliğ aldığımızı ve iman ettiğimizi söylediğimiz halde, ne diyoruz? Hala bunca delili görmezden gelip, Kur’anı herkes anlayamaz, Kur’an da her şey yoktur, onu veli insanlar anlar demiyor muyuz? Sizlere tekrar mahşer günü, Kur’an ehli yani Kur’an a iman ettiğini zanneden, insanların feryadını hatırlatmak istiyorum.
(Furkan 28: Eyvah! Keşke falancayı dost edinmeseydin.)
Bu duruma düşmek, hesap günü şaşkın ve üzgün kalmak istemeyen, yaptıkları onca çalışmanın, çabanın, hazırlığının boşa gitmesini istemeyen, Rabbin uyarılarını şimdiden dikkate alır ve gereken dersleri çıkartır.
Dilerim Rabbimden tüm bu örneklerden ders alan, din ve iman adına yalnız dayanılacak, güvenilecek, yardım istenecek veli olarak Allah ı kabul eden kulları arasına, bizleri de alması dileklerimle.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK