Allah, Hz. Musa ile Hz. Harun'u Firavun'a gitmeden önce uyarmış, daima Kendisini anmalarını ve bunda hiçbir şekilde gevşeklik göstermemelerini emretmiştir:
"Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin ve Beni zikretmede gevşek davranmayın." (Taha Suresi, 42)Allah, Hz. Musa ve Hz. Harun'a Mısır'ın hakimi olan Firavun'a gitmelerini emretmiştir. Firavun'un kibir ve inkarında azmış durumda olduğunu bildirmiş, fakat yine de ona dini tebliğ ederlerken yumuşak bir üslupla konuşmalarını emretmiştir:
"İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor."
"Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi titrer-korkar." (Taha Suresi, 43-44)Bu ayetle de dikkat çekildiği gibi yumuşak söz söylemek, dinin tebliğ edilmesinde çok önemli bir üsluptur. Bir çok ayette de genel kaide olarak sözün güzel olanının seçilmesi emredilir. Burada ise karşıdaki kişinin azgın olmasına rağmen yumuşak söz söylenmesi emredilmektedir ki bu durum bizlere güzel bir üslubun dinin tebliğ edilmesinde ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterir.
Allah'ın bu emri üzerine Hz. Musa, samimi üslubuyla kalbindeki korkuyu tekrar dile getirmiştir. Firavun'un onu öldürmesinden endişe ettiğini Rabbimize söylemiştir:
Dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten, onun bize karşı 'taşkın bir tutum takınmasından' ya da 'azgın davranmasından' korkuyoruz." (Taha Suresi, 45)
(Musa) Dedi ki: "Rabbim, gerçekten onlardan bir kişi öldürdüm, beni öldürmelerinden korkuyorum." (Kasas Suresi, 33)Hz. Musa'nın bu cevabına karşılık Allah, ona bir defa daha onunla beraber olduğunu, onu gördüğünü ve duyduğunu hatırlatmıştır. Ayrıca Hz. Musa'ya ve Hz. Harun'a Firavun'a gidip, İsrailoğulları'nı kendileriyle beraber yollamasını istemelerini emretmiştir:
"Haydi ona gidin de deyin ki: Biz senin Rabbinin elçileriyiz, İsrailoğulları'nı bizimle birlikte gönder ve onlara (artık) azab verme. Sana Rabbinden bir ayetle geldik. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun." (Taha Suresi,47)Dikkat edilirse Hz. Musa'nın Firavun'la olan diyaloğunda denemeden geçirilen tek kişi Firavun değildir. Hz. Musa da imtihandan geçirilmektedir. Hz. Musa Firavun'dan endişe etmekte, onun kendisini öldürmesinden çekinmektedir. Ama Allah Hz. Musa'ya Firavun'a gitmekten daha fazlasını emretmekte, İsrailoğulları'nı kendisiyle göndermesi için Firavun'dan istekte bulunmasını da bildirmektedir. Tüm Mısır'ın tartışılmaz hakimi konumunda olan, insanların ilahlaştırma derecesinde itaat ettikleri Firavun'a gidip, onun yanlış yolda olduğunu açıkça söylemek, dahası köle durumundaki İsrailoğulları'nın hürriyetini talep etmek, elbette zahiri bir bakışla son derece tehlikeli bir iştir. Ancak Hz. Musa ve Hz. Harun, Allah'ın koruması altında hareket ettikleri için mutlak bir güvenlik içinde olduklarını bilmiş ve Rabbimize olan güvenin verdiği rahatlıkla bu emri yerine getirmişlerdir. Allah onlara bu gerçeği "korkmayın" emriyle hatırlatmıştır:
(
Allah) Dedi ki: "Korkmayın, çünkü Ben sizinle birlikteyim; işitiyorum ve görüyorum." (Taha Suresi, 46)