Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yapİlk başladığı zamanlarda hoş bir şeydi Facebook. Bir isim aratıyordunuz, eski arkadaşlarınızı buluyordunuz. Sonra “Naptın, Nettin?” sohbetleri eşliğinde, hoş muhabbetler dönüyordu. Fakat şu son zamanlarda, TDK yasaklamış dahi olsa benim “kıro” diye adlandırdığım kesimin, İsmail YK’nın “Facebook” şarkısından sonra kız tavlama yeri olarak görülmesi üzerine mahvolmuş durumda. Hem de öyle böyle değil...
Facebook’u en çok kullanan ülkeler arasında 3. sırada bulunmaktayız. Ne kadar gurur verici! Ben de kullanıyorum tabi. İnternetin olmazsa olmazı oldu artık, Google gibi. Ben ne yapıyorum Facebook’ta? İşte giriyorum, kim ne paylaşmış? Gerçek hayatta tanıdığım insanlar sadece var listemde zaten. Arada bir özlü ve sözlü bir söz yazıyorum, yeni fotoğraflar yüklüyorum, ya da bloguma yazdığım yazıları paylaşıyorum, hoşuma gidenleri beğeniyorum... Bu kadar! Ama bakıyorum ki, son dönemlerde artık farklı yollara sapılmış, amacından şaştırılmış bir Facebook var karşımda!
“Paylaş” etkinliği Facebook’ta başladı başlayalı zaten bir gün bu olayların yaşanacağı içime doğmuştu. Hemen altında ki “Beğen” tuşu artık şu amaçla kullanılıyor; hoşlandığınız kişiye yamanmak için. İyi güzel de, o tuş “Bu kişiyi beğen” tuşu değil, paylaşımı beğenip beğenmediğiniz soruluyor size. Ayrıca bunu gören kız/erkek “Ay bilmem ne benim paylaştığım şeyi beğenmiş!” diyerekten size aşık olmayacak. Boşuna tıklayıp farenizin ömrünü kısaltıyorsunuz. Bari en azından ne paylaşıldığına bakın, bir göz gezdirin.
Bir keresinde hiç unutmam, bekar ve güzel denebilecek bir bayan arkadaşımın “yağmur yağıyor” yazısını abartısız 55 kişi beğenmişti. Pencereden dışarı bakıp, yağmur yağdığına kanaat getiren bireyler, “hakikatten bu kız doğru söylüyormuş, helal” deyip beğenme ihtiyacı mı duydular bilemiyorum... Bazen de çok ortak arkadaşınız olan bir kişiyle aynı şeyi paylaşıyorsunuz. Daha doğrusu önce siz, sonra o sizden alıp paylaşıyor. Bütün ortak arkadaşlarınız o şahısın paylaştığını beğeniyor, sizinkinde tık yok. Bu da Facebook’un bizlere sunduğu “Popülerlik Sayacı”nın sonuçlarından birisi olsa gerek.
Facebook bir “sosyal ağ” ya da öyleydi bir zamanlar. İşte kendi aranızda, gerçek hayattan tanıdıklarınızla, MSN’in görsel olarak daha zengin bir versiyonuydu. Sonra FarmVille, CartVille, PırtVille gibi oyun silsileleriyle yavaş yavaş mahvolmaya başladı. Sonra da İsmail Yk’nın “Bu kızı Facebuk’ta buldum!” şarkısının önderliğinde binbir kıro tarafından saldırıya uğradı, abaza erkeklerin/azgın kadınların hışmından kendini kollayamadı. Bende artık eskisi gibi fazla kullanmıyorum, çünkü bir amacı kalmadı, bayatladı, pörsüdü, eskidi. Özünde iyi niyetli olan bu sitenin tekrar eskisi gibi olabilmesi dileğiyle, iyi akşamlar...
Alıntı