Facebook başınıza nasıl bela olur?
* Osman Özsoy
İnternet kullanıcılarının yeni eğlencesi Facebook'un ileride sizlere nasıl
sorun bir çıkarabileceğini merak ediyorsanız bu yazıyı sabırla okumanız
gerekiyor.
Dünyanın en zengin insanı ve Microsoft'un sahibi Bill Gates 2006 yılı Ocak
ayında Türkiye'ye geldiğinde bir gazeteci kendisine, "Siz Microsoft olarak
CIA'ye bilgi veriyor musunuz?" diye sormuştu. Bu şok soru üzerine salonda
kısa bir sessizlik oldu ve herkes verilecek cevaba odaklandı. Bill Gates'in
cevabı ise sadece gülmek oldu. Herkes bu tebessümle cevabını almıştı.
Kısacası 10 bilgisayarın 8'inde Windows var. CIA bu yolla dünyadaki
bilgisayarların büyük bölümünün içindeki bilgileri tarayabiliyor. Kaldı ki
yapmaları değil, yapmamaları anormal olurdu. Bilgiyi kontrol eden, dünyayı
kontrol eder. Durum bu kadar net...
Facebook'la ilgili 3 aydır bir yazı kaleme almak istiyordum. Fakat ülke
gündemindeki hızlı dalgalanmalar sürekli ertelememe neden oldu. Baktım ki
gündem yoğunluğu sürekli ertelettiriyor, bir önceki yazımın sonunda kendimi
bir bakıma bağlamak için bugün bu konuya temas edeceğimi yazmıştım. Önce
Facebook hakkında malumatı olmayanlar için kısa bir bilgi verelim, ardından
uyarımızı yapalım.
Facebook nedir?
Facebook, üyelerin fotoğraflarının ve şahsi bilgilerinin yer aldığı bir
arkadaşlık ve sosyalleşme sitesi. Birbirini tanıyan kişiler burada
"arkadaş'' olabiliyor. Sitenin birçok kişide "bağımlılık'' yaratmasının
nedeni ise statü ihtiyacı olarak açıklanıyor. Uzmanlar, arkadaş sahibi
olmanın 21'inci yüzyılın statü sembolü haline geldiğini, Facebook'un da bunu
bir çeşit sağladığını söylüyorlar.
Yılsonunda 60 milyon üyeye ulaşması beklenen Facebook daha şimdiden en büyük
fotoğraf ve haber sitesi olma yolunda. Her ay 4 milyon üye ekleniyor. Ayda
600 milyondan fazla arama yapılıyor. Toplam 30 milyar sayfaya bakılıyor.
Günde 9 milyon fotoğraf ekleniyor. Siteye daha şimdiden 1.8 milyar fotoğraf
eklendi. Üstelik kısa sürede dünyanın en çok ziyaret edilen 7'nci sitesi
haline geldi. Facebook'ta 500 bini aşkın grup bulunuyor. Facebook'un en
büyük kullanıcı grubu 17-25 yaş arası kızlar (yüzde 69). Üyeleri hakkında
her gün 300 milyon bilgi notu güncelleyen Facebook, dünyanın en büyük
kişisel haber sitesi.
Meğer Facebook, 'Sexbook' olmuş!
Milliyet gazetesi konuyla ilgili bir haberinde; "Peki bu 'sevgi yumağının'
altında yatan şey, sadece vefa ve dostluk duyguları mı? Hayır. Facebook'un
en büyük vaatlerinden biri de seks. Hem bir olasılık olarak hem de düpedüz…
Grup seks partilerinden, sapkın fantezilere sizin için facebook'un karanlık
dehlizlerinde casusluk yaptık! Facebook çapkınlarının izini sürmeye
başladık. Ve tam anlamıyla bir şok yaşadık. Şok yaşadık çünkü biz safça,
buranın bir sosyalleşme ortamı, bir sevgi yumağı olduğunu düşünüyorduk. Hiç
de öyle değilmiş: Meğer Facebook, 'Sexbook' olmuş! Facebook'ta tanışalım,
messenger'de kaynaşalım, sonra telefonlarımızı alalım ve buluşalım" şeklinde
başlayıp ilerliyor işler…" değerlendirmesine yer vermiş.
Evlilik sonrası edindikleri soyadları nedeniyle Facebook üzerinden eski
arkadaşlarına ulaşamayan kadınlar, bu durumun önüne geçmek için kullanıcı
bilgilerini güncelleyerek kızlık soyadlarını girmeye başlamış. Bunun ne tür
sakıncalar doğurduğu da hemen anlaşılmış. Her konuda olduğu gibi evli
kadınlar Facebook'un ezilen kanadında çoktan yerlerini almışlar.
Giderek artan uyarılar…
İngiliz askeri yetkilileri, kişisel bilgilerini Facebook'a koymamaları
konusunda tüm orduya bir uyarıda bulundu. O kadar ki, Kraliyet Askerleri'ne
bağlı 888 askerin isminin Facebook'ta bulunması, kişisel bilgilerin terör
örgütlerinin eline geçebileceği endişesini doğurmuş. Uyarıda, "Facebook,
MySpace ve Friends ReUnited" adlı siteleri kullanan askerlerin risk altında
olabilecekleri kaydedilmiş.
Facebook, 6 Kasım'da yayınladığı bir ilanla 50 milyondan fazla üyesinin özel
bilgilerini para karşılığı reklâm şirketleriyle paylaşabileceğini duyurdu.
Özel hayatın korunması ile ilgili tartışmalara yol açan Facebook'un bu
kararı, ABD ve Avrupa ülkelerinde tartışmalara yol açtı. Fransa'da Facebook
aleyhine soruşturma açılması bekleniyor.
Yine İngiltere'de bir hükümet araştırmasında, İngiltere'de bu sitelerin
üyesi olan 10.8 milyon kişiden dörtte birinin 'profillerinde' doğum
tarihleri veya iletişim adresleri gibi önemli bilgilerini açıkladıkları,
girilen bilgilerin, suç işlemek amacıyla kullanılmaya oldukça elverişli
olduğu ortaya çıktı.
Her bilgi değerlidir…
Türkiye'de de son dönemde büyük ilgi çeken site, üyelerinin cinsiyeti, yaşı,
cinsel tercihi, siyasi ve dinî görüşü, eğitim durumu ve çalıştığı işyerleri
başta olmak üzere çok sayıda bilgiyi kaydediyor. Facebook'a üye olan
internet kullanıcılarının bu bilgileri vermeme hakkı bulunsa da, üyelerin
büyük çoğunluğu özel hayatına ilişkin birçok bilgiyi yakın arkadaşlarıyla
paylaşmak amacıyla profiline koyuyor.
Gelelim konunun püf noktasına.
Geçtiğimiz günlerde Zaman'da bir haber vardı. Oyakbank'ın 2,7 milyar dolara
Hollandalı ING'ye satılması ilginç bir tartışma başlatmış. Askerlere ait
bilgilerin de bu satışla el değiştirmesi sıkıntı oluşturmuş. Yani siz özel
bilgilerinizi aslında kime vermiştiniz, bu satışla kimlerin eline geçecek
meselesi.
Yukarıda da aktardığımız gibi, sanal arkadaşlık sitesi Facebook, üyelerine
ait kişisel bilgileri reklâm şirketlerine satacağını çoktan açıkladı bile.
E, ne demiş atalarımız; Kendi düşen ağlamaz.
Bu tür büyük iletişim organizasyonlarını geyik olsun diye el altından boşuna
desteklemiyor ülkeler. Gizli servis elemanları artık oturdukları yerden
kalkmadan, kahvelerini içerek seyrediyorlar bizzat kendilerini fişleyen
insanları. Daha şimdiden 60 Milyon kişi gönüllü olarak kendisini bu yolla
ihbar etmiş oluyor. Hele bu bilgiler art niyetli insanların eline geçmişse,
her biri açık birer hedef haline gelmiş oluyor.
Tüm dünyada büyük bir hızla büyüyen Facebook, Türkiye'de adeta çılgınlığa
döndü. Sadece ülkemizden kullanıcı sayısı 1 milyona ulaştı. Facebook
yetkilileri, Türkiye'nin en aktif ülkelerin başında geldiğini açıklıyorlar.
Türkiye'de en çok ziyaret edilen ikinci site haline gelen Facebook'a 3 hafta
içinde 500 bin kişi üye olmuş.
Öneriler…
Biliyorsunuz; Size gelen e-mailleri veya cep mesajlarını silseniz bile,
sadece sizin ekranınızdan silinmiş oluyor. Cep hizmetini hangi GSM
operatöründen, e-mail veya msn hesabınızı hangi uzantılı adresten
almışsanız, yazdığınız çizdiğiniz her şey bu hizmeti aldığınız kurumlarda
birer data (veri) olarak kayıtlı kalıyor. Yani sizin bu bilgileri silmiş
olmanız ve ulaşamamanız, başkalarının ulaşamaması anlamına gelmiyor.
Gerektiğinde hepsinin önünüze konulması an meselesi. Hrant Dink'le ilgili
klibi YouTube atan şahsı nasıl da elle koymuş gibi buldular, aynen öyle.
Önerilerimize gelince…
Facebook denen bu sitede ve benzerlerinde politik görüş veya
hissiyatlarınızı kesinlikle paylaşmayınız. Her türlü sitenin ardında
konuşlanan gizli eller, sizin her türlü eğilimlerinizi, arkadaş, akraba
bağlantılarınızı, resim ve videolarınızı, neye kızıp neye kızmadığınızı,
okulunuzu, şakalarınızı, size takılan lakapları, sosyal çevrenizi,
zaaflarınızı, ömrünüzün hangi döneminde vaktinizi ne zaman nerde
geçirdiğinizi, kısacası her şeyinizi öğrenmiş oluyorlar. Bir gizli servis
elemanının sizin hakkınızda yıllarca çalışarak elde edemeyeceği bilgileri bu
yolla kendi elinizle sunmuş oluyorsunuz.
Kredi Kartlarıyla ilgili her türlü işleminiz ABD merkezli uluslar arası veri
bankası aracılığıyla zaten kayıt altında tutuluyor. Hesap hareketliliğiniz,
bütçesiz, çapınız, ev ve işyeri adresi gibi bilgileriniz zaten veri
bankasında bulunuyor. Bunlara bir de kendi elinizle arkadaş, dost, çevre,
etnik durum, köken, dini-politik inançlarınız, belli konulardaki
düşüncelerinizi girdiğinizde, gönüllü olarak kendinizi bir bakıma ihbar
etmiş oluyorsunuz.
Diyeceksiniz ki, zaten her şey ortada değil mi? İyi ortada da, bırakın
herkes işini yaparken biraz çalışsın, zorlansın. Böyle keklik gibi ortaya
çıkmak ve avlanmak da biraz racona ters olmuyor mu?
Baksanıza, Türkiye kendi başına bela olan terörle mücadele konusunda gerekli
olan istihbarat konusunda bile ABD'den yardım istemek zorunda kaldı. ABD
nerden temin ediyor bu bilgileri. Önümüze sunduğu iletişim imkânlarıyla ve
bunları kontrol ederek.
Bu yazının yazılma amacı şudur; Eğer hakkımızda illa ki birilerinin bilgi
sahibi olması gerekiyorsa, kendi devletimiz olsun. Bir ülkenin kendi
vatandaşları hakkında başka ülkelerden istihbarat desteği alması ve hele
vatandaşların da bu bilgileri birer keklik gibi kendi elleriyle girerek
başkalarına vermesi biraz tuhaf kaçıyor ve gurura dokunuyor.
Bilmem anlatabildim mi?
Alıntı