Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Ey Aşk
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 1 cevap var
OkumaGösterim: 838
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Ey Aşk  (Okunma sayısı 838 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Ey Aşk
« : 09 Aralık 2008, 22:30:48 »


 

Ferhat’ın yoluna çıkan dağın adı unutuldu. Şirin’i hapseden zindanların
duvarları çoktan toz oldu. Ferhat’ın Şirin’e aşkı dillerin ucunda sımsıcak
konuşuyor, kalplerin taraçalarında terütaze nefes alıp veriyor. Dağ yıkıldı,
duvarlar unutuldu, araya girip ayıranların isimleri anılmadı; ancak
Ferhat’ın kalbinde olan, Şirin’in ruhunda gezinen aşk dağ gibi dimdik ayakta
duruyor, yamaçlarını süsleyen pınarlardan nice dudak hâlâ daha ab-ı hayat
içiyor...

Ağlama ey aşk, ağlama ki, Leylâ’yı Mecnûn’a uzak eyleyen çöl kaç kere
kurudu, kumlarını kaç rüzgârın hoyrat eteklerinde savurdu ama Leylâ’nın
gözyaşları hâlâ daha aşıkların yanağını yıkıyor, Mecnûn’un deliliği her gece
aşıkların aklını başına getiriyor. Çöl kaybetti ey Leylâm; senin adın kaldı.
Aşkı hor görenlerin adı çöllerin kumları gibi kimliksiz kaldı ama Mecnûn’un
hatırı hep kaldı.

Yûsuf ile Züleyhâ’dan geriye ne kaldı ey aşk? Mısır sultanının adı hiçbir
şiire sızmadı. Yûsuf’u satanların esâmesi okunmuyor, Yûsuf’a canını veren
Züleyhâ, bak nasıl da hayretle anılıyor. Üzülme ey aşk, üzülme, yüzünü
yıkayan gözyaşların nice Yâkub’un gözlerini açmaya ayarlı. Sultan kaybetti,
kuyu kaybetti, zindan kaybetti, Yûsuf kazandı, Züleyhâ kâr eyledi.

Zavallı Züleyhâ...Senin için ne müşkiller yaşadı ey aşk. Yûsuf’a
sarmaşıklanan yüreğine söz geçiremedi senin yüzünden. Bir Mısırlı Züleyhâ
varmış desinler diye yapmadı bunu elbet. Senin için yaptı, aşk için yaptı.
Arada haram vardı ey aşk. Sen ona helali götüremedin. Ona nasip olmadı
Yûsuf. Onun sevdası mahşere kaldı.

Sen eskisin ey aşk. Çok eskisin. Eskicilerin alıp satamadığı kadar yeni,
insanlık tarihi kadar eskisin. Her yerde, her yürekte farklı bir elbiseyle
çıkıyorsun karşımıza. Ama hep aynısın. Senin adını kim koymuş bilmiyorum.
Ama her yerde hazır bekliyorsun. Ve aslında yenisin, yepyenisin. Bu kadar
yeni olmasan, bu kadar dolaşık olur muydu ayaklarımız senin yolunda. Kimse
aşkın ustası olamadı, kimse seni kuşatamadı. Kimse tedirginliğini bırakamadı
senin yanında, kimse kalbini sakin kılamadı kucağında. Hep acemi hep acemi
olduk yolunda.

Sen aşksın...Sen hem hayal, hem gerçeksin. Hem ırak, hem yakınsın. Bazan
güneş kadar yakıcı, bazan sularca serinsin. Bizi yücelten büyütensin. Sen
ateşsin...Sen her şeyi arıtır, temizlersin. Sen suların bile susadığı susun;
hiç bitmez serinliksin, hiç bilinmez derinliksin.

Çünkü sen bize ta ötelerden armağansın. Sen güzelsin, sen Tanrı misafirisin
kalbimizin kapılarında. Seninle yıkanmayan gönüller paslı, seninle tanışan
yürekler yaslı ey aşk. Tüm cefana rağmen seni gönüllerin efendisi bildik.
Bin türlü yüzünü bin türlü sevdik.

En güzel şarkılar senin için söylüyor ey aşk...Senin için geldi bahar..
Nisan yağmurları senin için yağıyor şemsiye şemsiye...Nevruz çiçeği senin
için el verdi çiğdeme. Aşıklar senin için baharı bekliyor. Yaseminler,
ıtırlar, yaban gülleri senin için desteleniyor ...

Sen aşksın...

Anlamını bilemeyip önümüze kattığımız... Ama çok ucuzladın artık. Kurşuni
binaların kasveti altında görünmez oldun. Ne Mecnûn’u kaldı dünyanın ne de
Leylâ’sı. Öksüz kaldın... Yetim kaldın... Saltanatın bitti.

Sen aşksın ya; tüm dünya sana kurulu sanırdım. Oysa ayarlar bozulmuş. İbre
yalan yanlış işliyor. Yalancıktan açılan kapılarda kalıyorsun. Görünmez bir
cadı, olmadık büyüsüyle seni kolluyor.

Sil gözünün yaşlarını ey aşk, sil ki, onların isimleri ayrık otlarına
konulacak; seninki de benimki de aşığınki de güllerin kokusunda her daim
koklanacak!

Demek artık gidiyorsun. İnsanlara veda etmeden sessizce... Sana kör olmuş,
sana sağır olmuş, sana lâl olmuş gönüllerden çekiliyorsun, seni unutmuş
zihinlerden kaçıyorsun. Haklısın. Seni haraç mezat pazarlarda ucuza sattık
ey aşk. Yûsuf’u kuyuya atar gibi. Meze yaptık seni düşkünlüklerimize.
Ferhat’ı dağın ardında unutur gibi. Aşk haritaları çizemedik kalbimize.
Mecnûn ile Leylâ arasında çöller yayar gibi. Sınırlarımızı oluşturamadık.
Seni kalbimizin en mutena yerine koyamadık. Kerem’i Aslı’ndan koparır gibi.

Aşksızların dünyasında yalnız kaldın ey aşk... Seni kaldıracak, sana kanacak
bir dünya var mı dersin? Giderken bize bir esinti bırak da öyle git. Kanayan
ruhumuza belki merhem olursun. Mecnûn’un çölünden, Ferhat’ın dağından,
Kerem’in külünden ne varsa al götür ey aşk. Ta ki bu hasret biz aşksızların,
aşkı unutmuşların yüreğini tutuştursun.

Biz insanları, hayatın kalbine çeken güç sensin. Dağları deldiren sen,
çölleri geçiren sen, dağları ovaları aşıran yine sen. Rabb’imizin ruhumuza
üfürdüğü musikisin. Ruhumuz seninle buldu ahengini. Bilemedik. Anlayamadık.
Bizi affet ey aşk... Öyle kaybettik seni ki kaybettiğimizi bile bilemedik.
Affet bizi ey aşk...

Senai Demirci
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim

    turkuaz

  • Sevdalı Üye
  • *****
  • Avatar Yok

  • İleti: 1327
  • Nerden: ismiiiiiiiiiiiiir
  • Rep: +20/-8
  • Cinsiyet: Bayan
  • yeni bir soluk..
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
Ey Aşk
« Yanıtla #1 : 09 Aralık 2008, 23:25:11 »
söylencek fazla bişey yok senai demirci işte..fazla söze gerek yok.. Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap. Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
geldiiiiiiiiiiiiiiiim artııııııııııııııııııııııııkkkkkkkkkkk......hepinizi çooook ama çoooooooooooook özzzleeediiiiiiiiiiiiimmmmmmmmmm.......=) =) =)


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter