Eskimeyen Sevgili….
Şimdi çok uzaktasın! Çok olmasa da, uzaktasın işte! Aklım sende, acaba orada doğum gününü hatırlar mı kimse? Yalnızlığı ne kadar sevsen de, insan doğum gününde hatırlanmak ister.
Sen garip bir adamsın gerçi, kendin bile unutmuş olabilirsin bu özel günü. Ben unutmadım! Sevgiden olmalı! Seni sevdikçe ne kadar çoğalıyorum, bilemezsin. Bilemezsin çünkü yanımda değilsin.
İçimdekilerin adını henüz koyamadım. Bu da aşkın bir türü ama hangisi? Gerçek aşk nedir? Karşılıksız sevmek, bıkıp usanmadan beklemek mi? Bir gün döneceğini, her şeyin yoluna gireceğini ummak mı? Birlikte olmanın imkansız olduğunu bile bile, sevmeye devam etmek mi? Peki, aşk gerçek olmak zorunda mı?
Belki ben kendi hayallerime kapılıp, olmayacak duaya amin diyerek seviyorsam, bu aşk değil mi? Arada bir telefonda sohbet ederek ama hiç yüzünü görmeyerek yaşıyorsam, bu aşkın sınırları içine girmez mi? Sevgiyle aşkı birbirinden ayıran o kesin çizginin tam üstünde duruyorsam, nereye ait olabilirim?
Seni seviyorum çünkü sende büyüyor yüreğim. O yüzden bu tırnaklarımı geçirip, kalbimi kanatarak sende durma isteğim. Belki sadece yorgunluktandır. Hayatıma gelmiş ve gitmiş aşkların özetine bakıp, elimde tuttuğum birkaç anıdan başkasına sahip olmadığımı görünce, sende kalmaya ikna etmiş olabilirim kalbimi.
Seni sevmenin başka bir garipliği daha var. “Hayatınızda kimse var mı?” sorusuna cevabım hayır! Ancak “Kalbinizde kimse var mı?” sorusuna evet diyebileceğim tek ilişkimsin. Bizi anlatmaya çalıştığım hiçbir hikayenin tutarlılığı yok! Hatta yazsam, masal anlatıyorum zannedecekler. Varlığını inandırmak bile zor!
Yine de seviyorum seni! Sende bana ait olan şeyleri, bende senden kalan izleri, bir şiirin bir dizesini, bir cümleni, bir kokuyu, bir resmi, senden gelen ve bende iz bırakan her şeyi seviyorum. Şu sevdiğim şarkıdaki gibi: “Sen benim eskimeyen eski sevgilimsin!”
İnsanın çekmekten zevk aldığı tek acı, aşk acısı olmalı! Hasretin, yoksunluğun ve yalnızlığın tüm ızdırabına karşılık, sadece kalbin sesine güvenerek dayanıyor insan. Sen varmışsın gibi yaşamak hala; başkasına dokunmadan, bakmadan, ilgilenmeden yaşamak, üstelik bütün olanaksızlığına karşın aşkın, ürkütücü!
Bu akşam bir dilim pastanın üstüne, bir mum koyup, yokluğun ve ben doğum gününü kutlayacağız. İçten bir teşekkür edip, kalbimin hala çiçek açmasını sağladığın için sana; üfleyip mumları, bir de dilek tutacağız.
Doğum Günün Kutlu Olsun Eskimeyen Sevgili….