Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Erkek Egemenliği..
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 658
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Erkek Egemenliği..  (Okunma sayısı 658 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    iğneci

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 1803
  • Nerden: Gezgin
  • Rep: +312/-2
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - atlantik42@hotmail.de
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
Erkek Egemenliği..
« : 25 Kasım 2008, 10:53:41 »


 



Erkek Egemenliği..

Ülkemizde giyim - kuşam ile politika arasında süregelen ilişkinin tarihi oldukça eskidir.

19’uncu yüzyılda Osmanlı kadın ile erkek giyiminde iki yeniliğe açılmıştı.

İmparatorluk payitahtına ‘Fas’tan ‘fes’ getirildi; Suriye’den alınan çarşaf kadın giyimine egemen oldu.

Padişah İkinci Mahmut bir genelge yayımlayıp ordu mensuplarının fes giymelerini zorunlu kılmıştı. İkinci Abdülhamit ise saray kadınları dışında ferace giyilmesini yasaklayınca çarşaf yayılmıştı.

Cumhuriyetten sonra fes kaldırıldı; ama, erkek giyimine müdahale eden Atatürk kadın giyimine dokunmadı.

Ne var ki giyim - kuşam davası 21’inci yüzyılda da sürüyor, bugün Türkiye’de türban davası politikanın birincil sorunları arasında yer alıyor.

Sayın Deniz Baykal’ın çarşaflı kadınlara CHP rozeti takması ise hem parti içinde hem dışında tartışma ve çalkantılara yol açmıştır.

*

Genel olarak bu tartışmalar kapsamında biçimsel dinselliğin mirasını görmek doğaldır; türban, çarşaf, peçe, burka, vesaire, kadını erkekle eşit saymayan mantığın ürünü olan ‘tesettür’ü vurgular.

Tesettür yalnız Türkiye’de yok; bütün İslam coğrafyasında kadını örtme biçimi kimi Müslüman ülkesinde çok sert, kimisinde daha hoşgörülü biçimde uygulanıyor.

Bizde Cumhurbaşkanı ile Başbakan eşlerinin tesettürlü olması ülkemizin son yıllardaki egemen politikasını da gözler önüne sermektedir.

*

Ancak Türkiye’de gerçekleri hiçe sayan garip bir siyasetle kadının tesettür boyunduruğuna alınması özgürlük davası gibi sunulmakta; erkek egemenliğinin dinsel baskıyla bütünleşmesi sandıkta oy ağırlığını sağladığından, demokratik sayılmaktadır.

Tesettürü benimsemiş İslam coğrafyası ise bugün yeryüzünde geri, ilkel, antidemokratik, çağdışı, dinci haritayı oluşturmaktadır.

*

1923 Cumhuriyeti ‘medeni’ ve ‘siyasal’ haklarda kadını erkekle eşit duruma CHP iktidarıyla getirmiştir.

Ne var ki her devrimin bir karşıdevrimi oluşuyor; Türkiye şimdi bu çelişkinin çok partili rejimde hesaplaşmasını yaşıyor.

İstenirdi ki İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra karşıdevrim çok partili rejimde ağırlık kazanmasın; kız çocuklarımızın tümü çağdaş öğretim - eğitimden geçtikten sonra kişiliklerine kavuşup özgürlüklerini savunabilsinler...

Ne yazık ki bu amaç gerçekleşemedi.

Şimdi kadınlarımızın çoğu iktidarın erkek egemenliğine prim tanıyan dinci - İslamcı siyaseti altında eziliyorlar.

Bunların içinde CHP’ye oy verenlerin sayısı bir soru işaretidir.

Şimdi CHP Genel Başkanı Baykal çarşaflı kadınlara parti rozetini takarak tesettürlüleri partisine ve özgürlük yoluna çağırıyor.

Ancak erkek egemenliği altında yaşayan tesettürlü seçmenlerden yüzde kaçı bu davete icabet edebilir?

24 Kasım 2008
Cumhuriyet   - Başyazı
‘TOMURCUK DERDINDE OLMAYAN AGAC ODUNDUR’

AMPULLE KARARAN TEK ÜLKEYiZ. KAHROLUYORUM.
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
6 Yanıt
2368 Gösterim
Son İleti 24 Temmuz 2008, 20:47:42
Gönderen: turkuaz
3 Yanıt
1601 Gösterim
Son İleti 08 Haziran 2009, 00:34:42
Gönderen: iğneci
2 Yanıt
1436 Gösterim
Son İleti 04 Mart 2008, 19:26:43
Gönderen: sevdaligul
5 Yanıt
1991 Gösterim
Son İleti 04 Mayıs 2008, 21:32:18
Gönderen: sevdaligul
1 Yanıt
1090 Gösterim
Son İleti 02 Temmuz 2008, 14:46:45
Gönderen: orkide