Ergenliğin ilk yıllarında birey ne çocuktur ne de gençtir. Bu nedenle ona “Yeniyetme” ya da “Delikanlı” denilmektedir. Kişi bu dönemde çelişkili ve tutarsız davranışlarda bulunurken, ergenliğin son dönenlerinde tutarlı ve belirgin davranışlar geliştirirler.
Cinsel kimliği tam olarak benimseyememiştir. İlk çocukluk çağından başlayarak kendi cinselliği ile ilgili özdeşimi kendi ana-baba modellerine ve onlarla olan ilişkilerine göre biçimlendirmiştir.
Çocuğun sıcak ve tutarlı ilişki kurabilen bir ebeveynle özdeşim kurması kolay olmaktadır. Evde küçümsenen, iyi muamele görmeyen bir çocukta özdeşim kusurlu olur. Kadın ve erkek rollerinin kesin sınırları belli olan ailelerde, kişinin kendi cinsiyeti ile ilgili davranışlar geliştirmesi daha sağlıklı olmaktadır.
Evde kendi cinsinden bir büyük kardeşin olması, ailenin karşı cinsten bir evlat sahibi olmaya duyduğu özlemi sözlerinde ve çocuğun dış görünüşünde yansıtması cinsel kimliğin gelişimini etkiler.
Ergenlik yıllarında güven ve güvensizlik duygularının dengeli olması, daha önceki yıllardan getirdiği kişilik yapısını etkiler. Bebeklik çağından başlayarak ergenlik yıllarına kadar getirdiği kişilik yapısında temel güven duygusu yerine, temel güvensizlik, başarısızlık, suçluluk, başarı yerine yetersizlik duygularıyla yoğrulmuş bir benlik geliştirildiyse ergenlik döneminin bunalımları ile daha çok sorun yaratacaktır.
Suç işleme, intihar olayları ve ruh hastalıklarının ilk nöbetlerinin görülmesi; güvensiz ve sağlıksız bir kişilik yapısının iç ve dış kaynaklı zorlamalarının karşısında sağlıksız çözüm yollarıdır.
Erinlik döneminde çocukluktan getirdiği alışkanlıkları terketmesi yakınları için bir yakınma konusu olmaktadır. Asi, hırçın, karamsar, ders çalışmayan, süse düşkün, yalan söylüyor gibi yakınmalardan başka, tırnak yeme, ukalalık, oburluk, dikkatsizlik yetişkinleri kaygılandırıcı davranışlardır.
Ergenliğin ilk yıllarında; çocukluktan getirilen bu alışkanlıklar onun ihtiyacına cevap vermediği için, eski görünümünü kaybedip gevşer. Sonunda eski alışkanlıklarını yani yetişkinlerin beğendiği toplumsal kurallara uygun davranışları terkederler. Yeni gereksinimlere doyum getiren ve toplumsal kurallarla çelişmeyen davranışlar kazanmaya kadar pek çok yenilgiye düşerler. İçe dönmesi ve çevresine yabancılaşması bu dönemde görülür. İlk yıllarda görülen bu kararsızlık ve tutarsızlıklar normal ve ağırlıklı bir kişilik gereksiniminin geçici görüntüsüdür.