Durum çogu kez aynıdır.Anne kendini harabeder ortayı bulacağım diye yine de bulamaz.Oysa babanın bir göz kırpışı yetecektir bir çok olayın hiç doğmamasına.Bu durumun geçici ve dogal oldugunu kabuletmek ,gencin bu dönemi kolay ve en az zarar ile kapatmasını saglar.Yardımı hedefe ulaştırmakda iletişim eksikliğimizin göstergesidir biraz.Ben çocuğumla arkadaşım mantığı ile yaşayan anne babalar ne yazıkki hüsrana uğrarlar bu durumlarda.
Biraz düşünürsek herbirimiz geçirdik o yılları.Ama agır vaka, ama içe dönük. Ama doğal şekli ile delidolu..
Şimdi bir başka boyutta bakalım olaya...Herbirimizden hayatımızla ilgili anılarımız dinlense...
İlkokula ilk adım attığımızdan başlarız.İlkokul öğretmenimiz , arkadaşlarımız...Hiç unutulmaz o yıllar.İlkokulu bitirip ögretmenimizden ayrılışımıza da yürek dayanmaz çoğu kez...Sonra başlarız anlatmaya lise yıllarını.Çılgın arkadaşlık anılarını ,okul maceralarını. O yıllar da unutulmaz hiç.Üniversite yılları yada başka yerde yaşamışsak o yaşı birlikte yaşadığımız arkadaşlarımız...Artık hayatımız vede hayatımızda kalıcı arkadaşlarımız yerini bulur yavaş yavaş ve hiç unutulmaz yaşananlar.
Ama..! Arada hiç hatırlanmayan belkide hatırlanmak istenilmeyen eski adı ile ortaokul yılları vardır.İnsan hayatında kayıp, karanlık yıllar....ne dersiniz ?
Lise yıllarında kıdemli bir ergendir insan ama ondan önceki yıllarda ergenligi daha taze iken insan neler hissetmişti , neler yapmıştı , neyle nasıl başetmişti , anlatmak istemez.Hatırlamak da istemez zaten...Ergen gencin yaşadığı da işte o şimdi hatırlamak istemediklerimizdir.Anlamak ve sabırlı davranmak gerekir.