Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapRasûl-i Ekrem (sas), “Vefâtımda vârislerim ne dinar, ne de dirhem paylaşacak. Bıraktığım (arâzînin) zevcelerimin nafakası ve işçinin ücretinden geri kalan irâdı vakıftır.”
buyurmuştur.
Peygamber (sas) Efendimiz, hayâtı boyunca son derece sâde yaşamıştır. Eline geçen her şeyi derhal yoksullara dağıtmış, günlük ihtiyacı dışında hiçbir mal edinmemiştir. Bu sebeple, vefâtında mirasçıları tarafından paylaşılacak hiçbir şey bırakmamıştır. (Satın aldığı 30 ölçek arpa borcu için vefât ettiğinde Rasûlullah (sas)’ın zırhı rehin bulunuyordu. (el-Buhârî, 5/145) Rasûl-i Ekrem’in (sas) hanımlarından Hz. Cüveyriye’nin kardeşi Hâris oğlu Amr: “Rasûlullah (sas) vefâtında ne bir dirhem gümüş, ne bir dinar altın, ne bir köle, ne de başka bir şey bıraktı. Yalnızca (Mısır Mukavkısı’nın hediye gönderdiği) beyaz bir katır ile silahını ve bir de (sağlığında) vakfettiği (Fedek ve Hayber’deki) arâzîyi bıraktı (Buhârî, 3/186)” demiştir.
Rasûl-i Ekrem (sas) da, “Vefâtımda vârislerim ne dinar, ne de dirhem paylaşacak. Bıraktığım (arâzînin) zevcelerimin nafakası ve işçinin ücretinden geri kalan irâdı vakıftır.” buyurmuştur.(Buhârî, 3/169)
Kur’ân-ı Kerîm’de, kâfirlerden savaş sonunda elde edilen ganimet malların beşte biri ile, savaş yapılmadan anlaşma yolu ile alınan “fey” malların tasarrufunun Rasûlullah (sas)’a aît olduğu beyân edilmiştir.(Enfâl Sûresi, 40 ve el-Haşr Sûresi, 6) Bu sebeple, savaş yapılmadan alınan Benî Nadîr ve Fedek arâzîsinin tamamı ile savaş sonucu elde edilen Benî Kurayza ve Haybeyr arâzisinin beşte biri, Rasûl-i Ekrem’in (sas) tasarrufunda bulunuyordu.(Tecrid Tercemesi, 8/274) Rasûl-i Ekrem (sas) Efendimiz: “Biz peygamberler cemaatine mirâsçı olunmaz, bıraktığımız her mal sadakadır, vakıftır.” buyurmuştu.(Bkz. Buhârî, 4/42-43, 5/23-25)
Bu sebeple bu topraklar, Rasûlullah (sas)’in vefâtından sonra mirâsçıları arasında paylaştırılmadı. Her birine, Rasûlullah (sas) hayatta iken yaptığı gibi, gelirlerinden hisse verildi. Rasûlullah’ın (sas) mirâsçıları kızı Hz. Fâtıma ile amcası Hz. Abbâs ve hayatta olan zevceleriydi.