Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Ebu Nuaym
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1167
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Ebu Nuaym  (Okunma sayısı 1167 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Ebu Nuaym
« : 10 Temmuz 2011, 22:23:26 »


 

Ebu Nuaym
(?- 1038)
 
Onuncu asırda yaşamış İslâm alimlerindendir. Hadis, kelâm, tasavvuf ve tarih alanında eserler kaleme almıştır. İsfahan'da doğmuş olmasından dolayı İsfahanî, oğlunun ismine izafeten de Ebu Nuaym unvanıyla anılmış ve bunlarla meşhur olmuştur. Asıl adı Ahmed'dir. İlim öğrenmek ve özellikle de hadis ilmini tahsil etmek maksadıyla bir çok İslâm beldesini dolaşmış ve çok sayıdaki alimden ders alarak bunlardan istifade etme yoluna gitmiştir. Risâle-i Nur'da, Delail-i Nübüvvet adlı eseri ile birlikte ismi zikredilmekte ve bu eserinde aktarılan bazı mucizelerden söz edilmektedir. (Mektubat, s. 149) Künyesi Ebu Nuaym Ahmed bin Abdullah bin İshak el-İsfahanî şeklindedir.
Ahmed, İsfahan'da dünyaya geldi. Doğum tarihi olarak farklı tarihler verilmektedir. Bu tarihler, 945 ile 948 yılları arasında değişmektedir. Fars asıllı bir aileye mensuptur. Hadis toplamak üzere muhtelif yerleri dolaşan ve hadis hafızı olan Ebu Muhammed Abdullah'ın oğludur. İsfahan, zamanın önemli ilim ve kültür merkezi olması hasebiyle burada iyi bir eğitim aldı. Sekiz yaşından başlamak üzere hadis alimlerinden hadis ilmi almaya başladı. Eğitimi boyunca hem İsfahan, hem de diğer bazı bölgelerdeki alimlerden icazet aldı.
İlim öğrenmek ve kendini geliştirmek maksadıyla 967 yılında seyahate çıktı. Aralarında Basra, Bağdat, Küfe ve Mekke gibi önemli beldelerin bulunduğu birçok şehri dolaştı. Burada bulunan hadis alimlerinin ve ravilerinin bilgisinden istifade etti. Bunlardan hadis nakilleri yaptı. Her ne kadar Suriye'ye de gitmek istediyse de, burada Fatımilerden kaynaklanan karışıklıklardan dolayı buraya gidemedi. Belirtilen ilmi seyahatinin dışında başka bir seyahatte daha bulunarak bu vesileyle Cürcan ve Horasan bölgelerini de dolaştı. Burada bulunan alimlerden de hadis ilmini tahsil etti.
Risale-i Nur'da, Peygamber Efendimizin (asm) mucizeleri kaynaklarıyla beraber verilirken, bu mucizelere şahit olan, şahitlerden dinleyen ve silsileli bir şekilde nakil zincirinde yer alanlar zikredilmekte, ayrıca İslam alimlerinin bazı eserlerine de atıfta bulunulmaktadır. İsmi zikredilip eserine atıfta bulunulan alimlerden birisi de Ebu Nuaym'dır. Peygamber Efendimizin (asm) nübüvvetini ispat etmek maksadıyla, ismi Risale-i Nur'da da zikredilen Delail-i Nübüvvet adlı eseri kaleme almıştır.
Delail-i Nübüvvet'te yer alan mucizelerden bir tanesi, cansız bir şekilde yerde yatarken Peygamber Efendimizi dile gelip tasdik eden Zeyd ibn Harice ile alakalıdır. Zeyd, çarşı içinde dolaşırken aniden düşüp yığıldığı yerde vefat etti. Cenazesini alıp eve götüren yakınlarını şaşkınlığa çeviren bir hadise vukua geldi. Zeyd, kadınların ve yakınlarının ağladıkları bir sırada "susunuz, susunuz!" mealinde sözler sarf edince birden herkes susmuş ve bunu müteakiben de, "Muhammedün Resulullah, esselamu aleyke ya Resulallah" demek suretiyle konuşmuştur. Yakınları bu sözleri sarf ettikten sonra, canlı olup olmadığına bakmışlar ve her hangi bir canlılık emaresi göstermediğini görerek hayrete düşmüşlerdir. (Mektubat, s.156) Böylece bu hadise ile Yüce Peygamberi tasdik edenlerin arasına cansızlar da karışarak şahadette bulunmuş ve canlı olanlara büyük bir ders vermişlerdir.
Ebu Nuaym, eserleri ve naklettiği hadisler ile alakalı olarak müspet ve menfi eleştirilere muhatap oldu. Hadis terimlerini yerli yerinde kullanmamakla suçlanırken bu konudaki eleştirileri ciddiye alamayan bazı alimler, diğer taraftan eserlerinde yer verdiği bazı mevzu hadislerinin bu özelliklerini belirtmemesinden ötürü eleştirdiler. Bazı fikirlerinden ötürü Şafii ve Hanbeli mezhebine mensup hadis alimlerinin tartışmalarına da sebep oldu. Bu tartışma ve fikir ayrılıklarına paralel olarak Hanbeli mezhebine mensup bazı talebelerinin kendisini terk ettiği nakledilmektedir. Bu arada kendisine yöneltilen eleştirilerin önemli sebepleri arasında, söz konusu eleştiricilerle farklı fikir akımlarını takip etmiş olmalarıdır.
Ebu Nuaym'ın ilgilendiği sahalardan birisi de Kelam ilmidir. Eserlerinin bazıları bu ilim dalı ile direk alakalı olduğu gibi, dolaylı bir şekilde ilgili olan eserleri de mevcut olup bazıları günümüze kadar gelmiştir. Diğer taraftan bazı eserlerinde verdiği bilgilere dayanılarak Şii olduğuna dair iddialarda bulunulmuş ise de, söz konusu delil ve göstergeler bu iddiayı ispatlamaktan uzaktır.
Ebu Nuaym'ın zühd ve takvası konusunda kaynaklarda ittifak mevcuttur. Büyük bir kişilik sahibi olduğu belirtilerek, hadis ilmiyle uğraşanların ileri gelenlerinden biri olarak kabul gördü. Ayrıca tarihçi kişiliği ile de tebarüz etti.
Ebu Nuaym, ömrünün büyük bir bölümünü geçirdiği ve doğduğu yer olan İsfahan'da 1038 yılında Hakk'ın rahmetine kavuştu. Vefatından sonra arkasında, yetiştirdiği bir çok talebe ve kaleme aldığı bir çok eser bıraktı.
Eserleri
Eserlerinden önemli bir tanesi Risâle-i Nur'da da zikredilen Delail-i Nübüvvet adlı eseridir. Müellif bu eserini Peygamber Efendimizin nübüvvetini ispatlamak ve delillerini ortaya koymak için kaleme aldı. Bu eserinde cereyan eden hadiseleri ve olağanüstü gelişmeleri bir araya topladı. Eserin ilk baskısı Haydarabad'da yapıldıktan sonra Halep'te de yayınlandı.
Ebu Nuaym, sekiz yüz dolayında örnek insanın hayatını Hilyetü'l-Evliya adlı eserinde biraraya topladı. Müellif bilgileri aktarırken kronolojik bir sıra takip etmeye çalıştı. Bunu yaparken tarihi sırasına göre aktarma yaptığı gibi, bazen de faziletlerine göre de aktarma yoluna gitti. Eserindeki bilgilerin aktarılmasına, Cennetle müjdelenen büyük sahabelerin hayatlarını aktarmayla başladı. Sahabeleri, tabiini ve akabinde büyük iz bırakan mümtaz şahsiyetlerle ilgili bilgileri aktardı.
İki cilt halinde kaleme aldığı ve önemli bilgileri aktararak sonradan gelenlere kaynaklık eden eseri ise Zikru Ahbari İsfahan'dır. Bu eser İsfahan Tarihi olarak da anılmaktadır. İsfahan'la alakalı olarak sonradan kaleme alınan eser ve müellifler için bir başvuru kaynağı mahiyetini almıştır. Eserinde, Arap olmayan Müslümanların faziletleri ve bunlarla alakalı olarak rivayet edilen hadislere de yer vermiştir. Eserinde, İsfahan şehrinin kurulması ve daha sonra fethedilmesi ile ilgili bilgilere yer vermektedir. Ayrıca, İsfahanlı alimler ve özellikle hadis alimleri ile ilgili bilgilere de yer vermiştir. Bu bilgileri alfabetik sıraya göre aktarmıştır.
Sahabeleri konu edinen bir başka eseri de Marifetü's-Sahabe'dir. Bu eserinde de Cennetle müjdelenen sahabelerle ilgili bilgilere yer vermektedir. Bu eserde bilgi aktarımına, cennetle müjdelenen ve ismi Muhammed olan sahabelerle başlamakta daha sonraki bilgileri alfabetik bir biçimde vermektedir. İki cilt halinde kaleme alınmış bulunan eser, İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
Ebu Nuaym, cennet ve cennet hayatı ile alakalı olarak rivayet edilen hadisleri Sıfatü'l-Cennet adlı eserinde bir araya getirmiştir. Bu eserde 454 hadis aktarılmaktadır. Bu eseri de iki cilt halinde neşredilmiştir.
Bu eserlerinin dışında Kitabü'd-Duafa, Faziletü'l-adilin, el-Müsnedü'l-müstahrec, Kitabü Tıbbin-nebi, Tesbitü'l-imame ve tertibü'l-hilafe başta olmak üzere çok sayıda eser telif etmiştir.
 
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter