Nitekim, işçilerden birisi, işinin başına erkence gelmekte gecikmiş güneş doğmuştu.Cezadan bağışlanmasını, Ebrehe'den rica etsin diye ihtiyar annesini de,yanında getirmişti.Kadıncağız, oğlunun mazeretini arz edip bağışlanmasını dilemişse de, Ebrehe "Ben, kendimi yalancı çıkaramam!" diyerek isçinin elinin kesilmesini emir
etti.Bunun üzerine, ihtiyar kadın. Demir baltanla vur (elleri, kolları kes)bakalım
Bu gün, hakimiyet senin amma, her zaman, senin değildir. Yarin senden başkasıının olacaktır ! ' dedi . '
Ebrehe "Onu, yanıma getiriniz!" dedi. Getirilince, kadına "Bu Kırallık, benden başkasına da, geçecek midir?"
diye sordu.Kadın, hiç çekinmeden ` `Evet ! ' dedi.Ebrehe, Kuleys kilisesinin, üzerine cikinca, Aden denizini göre bilecek derecede yükseltmek niyetinde idi. Fakat, "Bu günümden sonra, taş üstüne taş koymayacağım!" diyerek
kadının oğlunun elini kesmekten vaz geçti. Halkı da, çalışmaktan af etti Yapılan Kilisenin dışından yüksekliği, alt mis zira' idi. İçten, on zira' doldurulmuştu.Kiliseye, mermer merdivenle çıkılmakta idi.Kilise, hisarla çevrilmişti Kilise ile hisar arasındaki açıklık, her tarafından iki yüz zira' idi. Kilisenin duvarları, Yemenlilerin Cerup dedikleri süslü taslarla örülmüştü. Taşların aralarına burçları andıran ve birbiri içine girmiş müselles şeklinde, yeşil, kırmızı, beyaz, sarı ve kara taşlar konmuştu.Kilisenin bütün duvarları, yuvarlak biçiminde kara aban us ağaçları ile bölünmüştü
Ağaçlar, bir adamın kucaklayabileceği kalınlıkta idi.Örülen mermerlerin yüksekliği bir zira' idi.Mermerlerin Üzerine, San'a dağının parlak kara taşlarından, onların üzerine, parlak sarı taşlarından, onların üzerine de, parlak ak taşlarından örülmüştü .Kulleys kilisesinin duvarlarının kalınlığı altı zira' kapısının yüksekliği on zira ' , genişliği dört zira' idi.