Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Dükkan Satışında Yazılması Gereken Senet
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 902
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Dükkan Satışında Yazılması Gereken Senet  (Okunma sayısı 902 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Dükkan Satışında Yazılması Gereken Senet
« : 19 Ekim 2010, 20:18:01 »


 

Ma'kûdün aleyh bir dükkan ise, senet şöyle yazılır: Müşteri, satıcıdan şu köyün, şu mahallesinin, şu sokağında bu­lunan (veya sokağın başında olan) dükkanı, tamamen satın aldı." diye yazılır.

Sonra da "hududuyla, haklanyle, yeri ile, binasıyla, kapısının üzerinde bulunan levhalariyle, kilidiyle ve anahtarıyla" satın alındı­ğını yazar.

Şayet onun üst katı varsa; onu da, altım da yazar.

Eğer, bu dükkan umûmun kanalı üzerine Yapılmışsa, "umû­mun kanalı üzerinde yapılmış bulunan dükkanın tamamı" diye yazılır.

Keza, "şu yerde, hududunun biri suyun geldiği cihete bitişik; ikinci haddi, filânın dükkanına bitişik; üçüncü haddi, boş yere biti­şiktir. Bu kanal, kendisinden su akan bir kanalddir." diye yazılır. [73]

 

Han Satışında Yazılması Gereken Senet
 

Alış-veriş konusu olan-yer, bir han ise, senet şöyle yazılır: Müşteri, satıcıdan, dört duvarı tuğla ile yapılmış, şu kadar dük­kanı müştemil; alt katında şu kadar odası bulunan; üst tarafında dört dükkanı olan hanın tamamını, hudûduyla, haklarıyla, yeriyle, bina­sıyla, duvarlarıyla, odalarıyla, dük kanlarıyla, yoluyla, (ilâ ahirihi...) tamamen satın almıştır.

Şayet üzerinde iki kat daha varsa "üç kat olan hanın tamamım satın aldı." diye yazılır ve bu yazı böylece sona erer. [74]

 

Bir Misafirhanenin Satışında Kaydedilmesi Gereken Şeyler
 

Ma'kûdün aleyh olan yer, bir misafirhane olduğu zaman, onun bütün vasfı söylenerek yazılır ve yazı tamam olur.[75]

 

Bir   Güvercinliğin   Satılmasında  Kaydedilmesi   Gereken Şeyler
 

Alış-veriş konusu olan yer, bir güvercinlik olursa, senet şöyle yazılır:

Girişleri ve bacaları kapalı olan ve güvercinlerini avlamaksızın yakalak mümkün bulunan şu güvercinliklerin tamamını, içindeki güveremlerinin tamamı ile, yuvalarıyla, yavrularıyla, yumurtalarıyla, dişisiyle, erkeğiyle birlikte satın aldı.

İçindeki güvercinlerin, müşteriye teslim edilmesi mümkün olsun diye, "girişleri ve bacaları kapalı" diye yazdık. Böylece, satış caiz olmuş olur.Şâyet teslimi mümkün olmayan bir şey satılırsa, bu caiz olmaz.

Âlimler şöyle buyurmuşlardır:

Uygun olanı, güvercinliği gece satın almakdır. Çünkü, güver­cinler gece gelip toplanırlar ve satılmaları mümkün olur. Gündüz ise, güvercinler nzık aramaya giderler; toplanmaları mümkün olmaz. Sa­tılan ve satılmayan birbirine katışır ve onları ayırmak da mümkün olmaz. [76]

 

Yağ Atölyesi Satılırken Kaydedilmesi Gereken Şeyler
 

Alış-veriş konusu olan yer, bir yağ atölyesi olursa; senet şöyle yazılır:

Müşteri, satıcıdan şu yerde, şu hudutlu, yağ atölyesinin tama­mını, âlet ve edevatıyla birlikte satın aldı. Hudutlarını, haklarını, ye­rini, binasını, sihâm-i erbaasını, taşın üzerine konulmuş ve senk sa' denen büyük değirmenini ve besnek Peşt denen diğer değirmenini, şu kadara; içinde ne varsa, (tası, tabağı, ocağının üzerine konmuş sim-sim kaynatılan demirden yapılmış kabını her neyi varsa) hepsini sa­tın aldı. [77]

 

Değirmen Satışında Kaydedilmesi Gereken Şeyler
 

Keza, üzerine alış-veriş, sözleşmesi yapılan yer bir değirmen ise, senet şöyle yazılır:

"Müşteri, satıcıdan şu köyde, şu nehrin üzerinde, şu hudutlu değirmenin tamamım, hudutlafıylâ,Tıakîarıyla, yeriyle, binasıyla, oda­larıyla, altıyla, üstüyle, kovasıyla, çarkıyla, dingiliyle, demirden ve ağaçtan yapılmış diğer aletleriyle, her şeyiyle, suyu ile, suyolu ile, tahtalarıyla, nesi var—nesi yok hepsiyle, hayvan koyacak yeriyle, hu­bubatı koyacak yerleriyle, bağıyla, bahçesiyle, ağaçlarıyla satın al­dı." denilir. Bundan sonra duruma bakılır: Eğer değirmen umûmun nehri üzerinde ise, bu durumda hududunun biri nehrin suyunun ba­tısında; ikincisi, umûmun yoluna bitişik; üçüncüsü, nehrin suyunun döküldüğü yere bitişik; dördüncüsü de filanın arazisine bitişik olduğu" yazılır.

Eğer değirmen, mülk olan bir kanal üzerine yapılmışsa, bu satı­şa, o da dâhil olur ve "özel nehir üzerine yapılmıştır." diye yazılır. [78]

 

Hamam Satışında Kayda Geçirilmesi Gereken Şeyler
 

Satış konusu olan şey, bir hamam ise, senet şöyle yazılır: Müşteri, satıcıdan, bir erkekler hamamının (veya bir kadınlar hamamının) tamamını satın aldı.

Birisi erkeklere, diğeri de kadınlara ait olmak üzere, iki ayrı ha­mam varsa; "... ikisini de satın aldı." diye yazılır.

Bir hamam olur ve erkekeler öğleden önce, kadınlar öğleden son­ra girerlerse; öylece söylenir ve öylece yazılır. Hamamda bulunan tah­ta sedir; hamamcının üzerine oturduğu tahda sedir; hashâne dedik­leri ve hatırlı kişilerin girdiği oda; hamamcıya mahsus ve hamamcı­nın gelirinin içine konduğu tahta sandık, keza elbise sandığı, gibi şeyler de yazılırlar.

Hududu, haklarının tamamı, yeri, binası, su ısıtma kazanı, su kuyusu, kovası, ipi, duvarları, su taslan, kül ocağı, su yolu odunluk çamaşır kurutma yeri ve benzeri şeyler de yazılırlar. [79]

 

Değirmen Satışı İle İlgili Başka Bir Senet Örneği
 

Ma'kûdün alevn olan değirmen evinin tamamı ve müştemila­tı; demirden, ağaçtan veya taştan yapılmış âletleri ve benzerleri yazılır. Âkidler (= alış-veriş sözleşmesi yapanlar) Bütün âletleri teker teker tanırlar; bilgileri onları kuşatır şâfi ve bunların tamamını tanı­dıklarını, sahih bir ikrarla ikrar ederler. [80]

 

Buzluk Satışında Kaydedilmesi Gereken Şeyler
 

Buzluk satışında senet şöyle yazılır:

Müşteri, satıcıdan, yerinde bulunan buzluğun tamamını satın al­dı. "Buz çukurundan üçü (veya ikisi yahut biri) ona aittir." denir ve odaları ve buzluğun eninin ve boyunun kaç arşın olduğu ve onla­rın hudutları tamamen yazılır. [81]

 

Tuzla Satışında Kaydedilmesi Gereken Şeyler
 

Bir tuzluk satın alınırken senet şöyle yazılır:

Müşteri satıcıdan tuzluğun tamamını ve ona ait olan havuzlan, tuz toplanan yer ve benzeri ne varsa hepsini ve hudunu satın aldı. [82]

 

İçinde Zift Veya Neft Kaynağı Bulunan Bir Yerin Satılışı Sırasında Kaydedilecek Şeyler
 

İçinde zift veya neft kaynağı bulunan bir yer satılırken senet şöyle yazılır:

Müşteri, satıcıdan içinde zift veya neft kaynağı bulunan bir yer satın aldı.

Biz "kaynak" diye yazdık; çünkü, bazı âlimler: "Kaynak yer sataşma dâhil olmaz. Çünkü, ondan ziraat bakımından bir menfaat mümkün değildir ve o, yer cinsinden de değildir." demişlerdir.

Biz, bundan ihtiraz olsun diye, böyle yazdık. Ve "bir zift ve neft duruyor." diye yazdık. Çünkü bunlar, tuzun tuzlada durduğu gibi duruyorlar ve söylenmeden satışa dâhil olmazlar. Gerçekden su, ku­yusundan pınarından (kaynağından) ayrılıp akar; halbuki, zift ve neft kaynağında durur. Su, satışta zikredilmez; halbuki zift ve neft, zik­redilir. Ve su, kuyusunda kuyu sahibi için mülk değildir; nasıl satı­lır? Zift ve neft böyle değildir.

En doğrusunu ancak Allahu Teâlâ bilir. [83]

 
Bir Nehrin (= Kanalın) Satılması İşleminin Kaydedilmesi
 

Bir nehir (= kanal) satılırken, onun başlangıcı ve sona erdiği yer, uzunluğu, genişliği ve derinliği söylenerek yazılır. Keza, bu nehrin (= kanalın) bir ismi varsa o isim de yazılır.

Hududu da yazılır. Eğer hududu ile iktifa edilmişse, arşınım yaz­mayı terketmekte bir beis yoktur. Çünkü hududunu söylemekle ge­reken bilgi hasıl olmuştur; maksud da odur. [84]

 

Nehrin  (=   Kanalın)  Yeri  İle  Birlikte  Satımı İşleminin Kaydedilmesi
 

Bir nehir (= kanal) yeri ile birlikte satıldığında, o nehir yazılır ve onun uzunluğu, genişliği, derinliği, ismi ve her taraftan harfmi-nin kaç arşın olduğu* kendiyle beraber yeri ve hududu yazılır ve yazı böylece tamamlanır. Mutoyt'te de böyledir. [85]

 

Bir Su Arkı Satılırken Kaydedilmesi Gereken Hususlar
 

Alış-veriş konusu olan şey, bir su arkı ise, senet şöyle yazılır: Müşteri, satıcıdan, şu köyde bulunan ve çıkış yeri şura olan, iki

tarafdaki harîmi şu kadar arşın gelen su arkını, hudutlarıyla, hakla­rıyla, yeriyle, altıyla, üstüyle satın aldı."

Ancak, nehrin üstü olmaz; fakat, nehrin genişliği uzunluğu, de­rinliği, iki tarafındaki harimi arşınla ölçülerek yazılır. [86]

 

Sadece Sulama Hakkının Satılması
 

Nehrin aslı olmaksızın, yapılan satış caiz olmaz. Zira şirb, su­dan nasiptir ve hissedir. Su ise toplanıp bir araya birikmeden mülk değildir. Mülk olmayanı satmak ise câİz olmaz. Gerçekten su, az olur, çok olur. O takdirde satılan meçhul olur ve bu mechûliyet satış ak­dinin fesadını gerektirir.

Bazı alimler ise: Eğer örf ise, —Belh ve Nesef şehirleri ile ben­zerlerinde olduğu gibi— bu satış caiz olur." buyurmuşlardır.

Çünkü bu şehirlerde örf olmuştur ve caiz görmüşlerdir. Peygam­ber (S.A.V..) Efendimiz de şöyle buyurmuştur: Müslümanların gü­zel gördüğü şey, Allahu Teâlâ indinde de güzeldir. Kadı İmâm Ebû Afi Huseyn bin Hadr en-Nesefî ve bazı alimler bununla fetva vermişlerdir.

Ba'zı âlimler de: "Caiz olmadığım" söylemişlerdir. Sahih olanı da budur. Zira sahih olan kıyas, ekseri beldelerin taâmüdür; ba'zı beldelerin taâmülü değildir. [87]

 

Bir Parça Yer Ve Bu Yer Sebebiyle Köyün Suyundan Satılması Örf Olan Bir Parça Su Satılırken Kaydedilmesi Gereken Hususlar
 

Bir parça yer ve bu yer sebebiyle köyün suyundan satılması örf Olan bir parça su satıırken, bu husustaki senet şöyle yazılır:

Müşteri, satıcıdan şu kadar yer ve şu kadar, (Bir sehimlik) — köyün suyundan— su satın aldı. Bu su, köyün pınarlanndandır. Eh-lince ma'lum ve ma'ruftur ve o, zikredilen yerlere taksim edilmiştir; bu da ehlînce ma'İumdur ve gizli tarafı yoktur. Bundan dolayı, müş­teri, o köyün su hisselerinden, o belirli yer için, su satın almıştır ve bu alım—satım ve hakları vuku bulmuş; yazı da tamam olmuştur. [88]

 

Müştemilatı Bulunan Bir Dükkan Satın Alınırken Kaydedil Mesi Gereken Şeyler
 

Alış-verişe konu olan şey, bodrumu bulunan veya altında şeri­ri olan yahut etrafında dükkan sahibinin oturması için yer bulunan bir dükkan olursa; ahş-veriş senedinde bu dükkanın tamamı ve al­tında bulunan bina veya şerirler, ticâret sahibinin ticâret için otur­duğu mak'ad ve o şeririn uzunluğu ve dükkanın hududu söylenir ve senet öylece yazılır. [89]

 

Bir Bez Dokuma Atölyesi Satılırken Yazılması Gereken Şeyler
 

Bir bez atölyesi satılırken, senede, o bezhane ve orada bez do­kumak için bulunan âlet ve edevatın tamamı yazılır ve sonra da o yerin hududu belirtilir. [90]

 

Bir Çulha Tezgahı Satılırken Kaydedilmesi Gereken Hususlar
 

Alış-verişe konu olan şey, belirli bir çulha tezgahı ise, bu hu­sustaki senet şöyle yazılır;

Bez hanenin müştemil bulunduğu sağ taraftaki (veya sol taraf­taki yahut ön tarafdaki) şu hudutlu yer (= bez tezgahı) satın alın­mıştır. Zehıyre'de de böyledir. [91]

 

Satın Alınan Yere Dâhil Olan Veya Dâhil Olmayan Şeyler
 

Bir adam bir yer veya bir köy satın aldığında hak kelimesini söylemezse; (yani; "bütün haklarıyla" demezse) bu durumda da bi­nalar ve ağaçların tamamı, bu satışa dâhil olur.

Üzüm bağları, elma, ayva ağaçları ve diğer nevi'ler; kamış, odun, ılgın ağaçlar ve benzerleri de bu satışa dâhil olurlar.

Bişr bin Velid, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'un şöyle buyurduğunu riva­yet eylemiştir:

Kamış satışa dâhil olmaz.

Bişr: Bu, bü-ittifak böyledir." buyurmuştur.

Meyvesi olmayan ağaçlar ve ceviz ağaçlan hususunda müteah-hirîn âlimleri ihtilaf eylediler ve: "Ziraat gibi, bunlar da söylenmez­se, satışa dâhil olmaz." dediler. Bazıları da: "Dâhil olur." buyurdular.

Esahh olanı da budur.

Badlıcanın kökü müşterinindir.

Pamuk ve usfur da böyledir; bunlar, satışa dâhil olurlar.

Buna binâen, kökünü kesmeksizin bu sebzelerin meyveleri söy­lenmez ise, satışa dâhil olmazlar.

Eğer "bütün haklarıyla satın alınmıştır." denilirse; tamamı sa­tışa dahil olurlar.

Bu, İmâm Ebû Yûsuj (R.A.)'un kavlidir.

İmâm Muhammed (R.A.) ise: "Bunlar, satışa dâhil olmazlar. An­cak "az-çok ne varsa, bütün haklarıyla..." denilince bunlar satışa dâhil olurlar." buyurmuştur..

İmâm Muhammed (R.A.) şöyle buyurmuştur:

Bir adam, içinde za'feran bulunan bir yeri satarsa, onun soğanı satıcının olur.

Buna binâen keten, darı, nohut, bakla, mercimek (Bunların ta­mamı) ziraat menzilindedir. [92]

 

Bir Bağ Veya Bahçe Satılırken Senede Yazılması Gereken Şeyler
 

Ahş-veriş akdine konu olan şey, bağ veya bahçe ise "bütün hak­lan ile" derken; "ağaçlarıyla, bağıyle, bahçesiyle, bağ eviyle, yoncalığıyla, suyu ile sulamasıyle, direkleriyle, (hulâsa herşeyiyle)" de­nilmiş olur ve öylece yazılır.

Şayet orası bir köyde ise, "şu köyde" diye de yazılır. [93]

 

İçinde Hurma, Ekin Veya Yonca Bulunan Bir Yer Satılırken Kaydedilecek Hususlar
 

Böyle bir ahş-veriş akdinde,'senede "meyvesiyle, ziraatıyle, yoncasıyla" diye yazılır.

Eğer orda hasad olunmuş mahsûl veya toplanmış meyve varsa; yahut saman veya odun varsa; satışa, bunlar da dahil olur. Akid ya­pan (= sözleşen) tarafların "bunları, tamamen bildikleri"de söylenir.

Keza, kaç adet üzüm çubuğu (kökü) varsa; kaç adet üzüm çar­dağı (asma üzüm) varsa; havzın kenarında veya evin Önünde şu şu kadar nar ağacı, incir ağacı, şeftali ağacı, zerdali ağacı, muşmula ağacı ve benzerleri ne varsa hepsi yazılır.

O yerin kaç dönüm olduğu ve. toprağa kaç yük gübre saçıldığı ve her şeyi yazılır. Zahîriyye'de de böyledir. [94]

 

Bir Kanalla Birlikte İçinde Değirmen Bulunan Bir Ev Satı­lırken Yazılması Gereken Hususlar
 

İmâm Muharamed (R.A.), el-AsıPda şöyle buyurmuştur: Orada bulunan şeyler (şöyle) yazılır: Filan müşteri, filandan, şu kasabanın şu köyünde bulunan şu kanalın tamamını satın aldı ve onun üzerinde olan evi'de satın aldı. Keza, o evde bulunan değirmeni de satın aldı." denilip; kanalın uzunluğu, genişliği, derinliği de beyan edilir ve öylece yazılır.

İmâm Muhammed (R.A.) kanalın kenarını zirketmemiştir. Tatıâvî, bunu yazardı.

Bu, "sağ kenarı şu kadar arşın; sol kenarı, şu kadar arşın; ge­nişliği, şu kadar arşın; derinliği, şu kadar arşın; iki tarafın rızalarıyla vasfedildiği ve bilindiği gibi satılıp — alınmıştır." diye yazılır.

EbÛ Yesrid eş-Şurûfî: "Bu kanal bütün harîmi ile birlikte satın alınmıştır; diye yazılır." derdi.

Tahâvî de şöyle buyurmuştur:

Bizim yazdığımız en İhtiyatlı olanıdır. Çünkü âlimler arasında ihtilaf vardır: İmâm Ebû Hanife (R.A.): "Kanalın harîmi olmaz." buyurdu.

İnıâmeyn ise: "Kanalın, çamurunu atacak kadar harîmi vardır." buyurdular.

İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'nin sözü açıktır. Fakat, İmâmeyn'in "ça­mur atacak kadar" sözü, meçhuldür. (=belirsizdir.) Bu durumda ma'lum ile meçhul bir sıfatta satılmış olur ki bu muhataralıdır.

"Kanalın harîmi var." diyen kavle göre, eğer kanal sahibsiz bir yerden gidiyorsa, harimi vardır. Şayet, o yer sahibli ise, hirâmi yok­tur. Kanal için harım olmayınca, sıfatı vahide de, yok ile var birleş­miş olur ki, bu caiz olmaz ve bundan kaçınmak gerekir. Bu sebep­ten dolayı, beyan eylediğimiz gibi yazılır.

Bu en güzel ve sağlam olanıdır.

Sonra da hududu erbaası (= dört hududu) ve evi, değirmeni, onun bütün âletleri, taşı, ağacı, demiri, kovası, bütün haklan ve onun çarkı, kanatları, döşenmiş tahtaları, hayan konulacak yeri, nesi var­sa hepsi yazılır. Ve bizim beyan ettiğimiz gibi, yazı tamamlanır. Mu-hıyl'te de böyledir. [95]

 

Bir Kamışlık Satın Alınırken, Kaydedilmesi Gereken, Şeyler
 

Alış-veriş akdine konu olan yer bir kamışlık ise, senet şöyle ya­zılır:

Müşteri, satıcıdan şu yerdeki, şu hudutlu olan kamışlığı, duran kamışlafıyla ve kökleriyle birlikte satın aldı.

Şayet orda, hasat edilmiş (= biçilmiş) kamış varsa, o da satışa dâhil olur. Zehiyre'de de böyledir, [96]

 

Bir Gemi Satın Alınırken Kaydedilmesi Gereken Şeyler
 

Alış-veriş konusu olan şey, bir gemi olursa, satın alan şahıs se­nede şöyle yazar:

Ben, şu isimli gemiyi satın aldım. Bu gemi ağaçtan yapılmıştır. Şu kadar tahtası vardır. Eni şu kadar; boyu da şu kadardır. Onu, bütün aletleriyle ve edevatlarıyla, içinde—dışında kullanılan her şe­yiyle satın aldım." der ve böylece yazılır. [97]

 

Etrafında Yeri Bulunmayan, Hayvanların Su İçtiği Bir Pınar Veya Kuyunun Satın Alınması Sırasında Kaydedilmesi Gereken Şeyler
 

Alış-veriş akdine konu olan şey, havyanların su içtiği ve etra­fında yeri bulunmayan bir pınar (kaynak) veya kuyu ise, senet şöyle yazılır:

Müşteri, satıcıdan şu yerde olan kuyuya veya kaynağı satın al­dı. Onun hududu şöyledir.

Onun çevresinin ve derinliğininde kaç arşın olduğu yazılır.

Kuyu da böyledir ve kuyu tuğla ile örülmüştür.

Senet şöyle de yazılabilir: Kuyuyu veya pınarı, etrafındaki şu kadar arşın yeri, (Her cihetinden şu kadar arşın olmak üzre) satın aldı.

Eğer suyunu da açıklarsa; şöyle der: "Suyu temizdir; tatlıdır; kokusu yoktur; tuzlu ve acı değildir."

Bu, güzel ve ihtiyatlı olur.

Pınarda veya kuyuda ola» su, satışta yazılmaz. Çünkü o mal değildir; nasıl olur da satılır. Zemyre'de de böyledir.[98]

 

Büyük Bir Yerin Bir Parçasının Satılması
 

Şayet, satılan yer, büyük bir yerin bir parçası olur ve bu par­çanın da, belirli hududu bulunursa; (belirli bir ağaç gibi) o zaman, o yer hudutlandırılıp, sonra da öylece yazdırılır.

Hududun birisi dikili ağaçtır; ikinci, üçüncü ve dördüncü hu­dutları da böyledir." gibi... [99]

 

Büyük Bir Yerin Bir Parçasının Satılması Hususunda Başka Bir Senet Örneği
 

O belirli ağaç sökülür veya o büyük yeri hudutlayacak bir alâ­met olmaz ise, niza (= anlaşmazlık) çıkar.

Bunun için ondan bir parça olan yeri hudutlayıp, "doğusu şu, batısı şu..." denir. Daha sonra da eninin boyunun kaç arşın olduğu söylenir ve öyle .yazılır.

Keza, o küçük yer, büyük yerden istisna edilerek de belirlenir. [100]

 

Bir Köle Satın Alınırken Kaydedilmesi Gereken Şeyler
 

Satılan bir köle ise, onun cinsi ve ismi ve kimliği —söylediğimiz gibi— açıklanır.

Şayet, köle bulûğa ermiş ise, onun gailesiz, ibâdetlerini edâ ey­lediği söylenir.

Şayet "aybı yoktur." derse daha umûmi ve ihtiyatlı olur.

Dâ, ğâile ve habese'nin mânâları şöyledir:

Da': Dert, hastalık demektir. Bu, köle için bir kusurdur. (= ayıp­tır.) Bu derdin dışarıda bir alâmeti olsun veya olmasın, farketmez. Böbrek ağrısı, ciğer ağrısı, yürek ağrısı gibi... Öksürük, baras has­talığı, cüzzam hastalığı, mide bozulması, safra, karın ağrısı, fıtık, bağırsak yellenmesi... hulâsa bütün hastalıklar da böyledir.

Fakat delilik, vesvesecilik, yatağa akıtmak, gözdeki bozartı, fazla parmak, sağırlık, şaşılık, çolaklık, topallık, yara, pelteklik, koku al­mamak, bunların tamamı kusurdur; fakat dert değildir.

Ğâile: Kölenin kaçması, hırsızlık yapması veya cariyenin zâniye kölenin kefen soyucu veya yol kesici olması gibi şeylerin tamamı gailedir. Bunlar ancak kölede olur.

Habese: Bu da zina ve benzeri şeylerle elbisede bulunan sökük-yırtık demektir. [101]

 

Satılan Bağda Bulunan Meyve Veya Tarlada Bulunan Mahsûlün Kaydedilmesi
 

Satılan bir bağda veya tarlada bulunan meyve ve diğer mahsu­lât yazılır.

Sonra, o yer hudutîanır ve şöyle denir: "Şu hudut içinde bulu­nan bağın bütün meyvelerini satın alıyorum."

Meyveler, oldukları gibi vasıflandırılır. Olgunlaşmış bulunan üzüm, şeftali, zerdali ve ziraî mahsûller yazılır.

Ve ifratsiz tefritsiz koparılsın toplansın diye "şu kadar sahih dir­heme satın alınmıştır." diye-yazılır.

Sonra da eğer yetişme vaktine kadar, meyve ve ziraatı orada bı­rakmak isterse, onun için iki durum vardır:

1-) Dilerse şöyle söyler: "Gerçekten filan satıcı, müşteri için bu söylenilen belirli meyve satışını ağaçlarında, şartsız olarak şu vakte kadar erteledi." Bu durumda, o meyve ve ziraat, o vakte kadar bekletilir.

2-) Belirli bir ücretle, belirli bir vakte kadar icarlar. Sonra da müşteri "oranın hudutlarının tamamını, haklarını, şu şu aylara ka­dar kalacağını, şu tarihden itibaren icarlandığını, icarın sahih ve na­fiz olduğunu ve kendinde bir fesad ve muhayyerlik olmadığını ve bu müddet içinde orayı sulayabileceğini, yerin ve ücretin teslim alındığım" söyler ve öylece yazılır.

Bu durum, ziraatta geçerlidir; ağaçlarda geçerli değildir. Çün­kü, ağaçları bekletmek için icarlamak caiz değildir.[102]

 

Bir Kimsenin, Küçük Oğlu İçin, Kendi Kendisinden Bir Yer Satın Alması İşleminin Kaydı
 

Bir kimse, küçük oğlu için kendi kendisinden bir yer satın alır­sa, bu akid şöyle yazılır:

Filan oğlu filan, kendi küçük oğlu için, kendi kendinden —oğlu filan küçük yaşta olduğundan, babalık velâyetiyle, kıymetinden da­ha aza (ucuza), şu yerdeki, şu hudutlu, şu yeri satın aldı. Bedelini de teslim aldı.*' denir ve yazı tamam olur.

Eğer onu, bedeli çocuğun maundan almışsa, öylece söyler ve "ço­cuğun malından, bu bedeli, sahih bir alışla teslim aldı ve şu anda o yer elinde emânet olarak duruyor; babalık velâyetiyle onu koru­yor." denir. Ve "bu sözleşme, akid meclisinde, sahih ve temam ol­du. Bunların tamamını sahih bir ikrarla ikrar eyledi.

Baba, bedelden beraat ederse, o da şöyle yazılır:

Bu sözleşmeci, küçük oğlu için satın aldığı yerin bedelinin ta­mamını Ödemekle, sahih bir beraatla beraat eyledi ve o bedel, bera­at sebebiyle sakıt oldu. (= düştü.) Zahîriyye'de de böyledir.

Gerçekden baba, küçük oğluna bir şey satışta, başkasına muh­taç değildir.

Baba, küçük oğlundan, nefsi için bir şey satın almakda da baş­kasına muhtaç değildir. Mebsât'ta da böyledir.

Eğer baba, küçük oğlunun evini, kendi nefsi için satın alırsa: "Nefsi için, bu evin tamamını nefsinden satın aldı. Ev oğlu filanın­dır. Ve bedeli şudur. Bu günde, oğlu evindedir ve küçüktür. Malın­dan, filan oğlu için, bedelin tamamını teslim edip ve evin tamamını teslim alarak, bedeli şahitler huzurunda tarttı ve oğlu için teslim al­dı." dive vazıhr.

Görülmüyor mu ki, oğlunun alacağı olmuş olur ve ondan kur­tulmak isterse; o borcun karşılığım, şahitler huzurunda tartar ve: "Şa­hit olunuz; bunu, küçük oğlum filanın, bende olan şu kadar alaca­ğının yerine malımdan çıkardım. Onun adına teslim aldım." der.

Bazı âlimler şöyle demişlerdir:

Gerçekten baba, malından mal çıkarmakla ve ona şahit tutmakla, küçük oğluna olan borcundan beraat etmiş olmaz; borç olduğu gibi yerinde kalır.

Vasinin, yetimin malından, kendi nefsi için bir şey satın alması başkadır. Burda şart, onu kıymetinden daha fazlaya satın almaktır.

Burda ihtilaf bulunduğundan hâkimin hükmüne ilhak gerekir.

Şayet sabî, babasının izniyle, babasının malını satın alırsa; işte bu, ihtiyata babanın malından, çocuk için bir şey satmasından daha çok uygundur.

Bu alış-veriş şöyle yazılır:

İzinli küçük, kıymetinin misli kadarıyla babası filandan, —yalan, zulüm ve noksanlık olmaksızın— satın aldı." denir ve yabancılarda olduğu gibi senet (yazı) tamam olur. Zahîriyye'de de böyledir. [103]

 

Bir Müteveilî Veya Kayyım, Vakıf İçin, Mal Satın Alınca, Bu Nasıl Kaydedilir?
 

Fian kayyım, şu vakitte, (veya filan mütevellî şu vakitte), fi­lan hâkim tarafından, şu vakıf malının tamamına, gelirine, gelirinin artırılmasına kayyım (veya mütevellî) kılınmıştır.

İhtiyat olan, burada vakfeden şahsın, "o vakfm bütün geliri­nin satılıp— satın alınabileceğini ve imkân dahilin de böyle yapıla­rak o gelirin vakfa ilave edileceğini" söylemesidir. Zehiyre'de de böyledir
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
866 Gösterim
Son İleti 18 Mart 2007, 14:58:03
Gönderen: YigitCan
0 Yanıt
568 Gösterim
Son İleti 21 Haziran 2012, 13:13:27
Gönderen: mydg
0 Yanıt
239 Gösterim
Son İleti 25 Kasım 2017, 23:01:48
Gönderen: rree64
0 Yanıt
257 Gösterim
Son İleti 09 Ağustos 2018, 22:08:48
Gönderen: alpacino0092
0 Yanıt
104 Gösterim
Son İleti 21 Ocak 2024, 20:19:03
Gönderen: alpacino0092