Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapDua Hakkinda Peygamberimizin Mübarek Sözleri
Sevgili peygamberimiz söyle buyurmustur:
‘’süphesiz ki Allah, çok hayali ve çok cömerttir. Bir kimse ellerini kaldirip dua ettiginde onu bos çevirmekten haya eder ..’
Bu hadis-i serif; lütuf ve keremi sonsuz olan Rabbimizin kendisine el açip yalvaran kullarinin isteklerine karsilik verecegini ve onlari rahmetinden mahrum birakmiyacagini göstermektedir .
Elbette bir kapiyi çalana günün birinde o kapi açilir. içeri buyur edilerek ne istedigi sorulur ve istegi yerine getirilir.
Diger bir hadis-i serifde ise su açiklama yer almaktadir: ”Herhangi bir müslüman; bir dua ile Allah ‘ a yalvarirsa bu dua -günah islemek veya akraba ile ilgiyi kesmek için olmadikça- Yüce Allah, ona su üç seyden birini verir:
-Ya duasini kabul edip istedigini dünyada verir .
-Yahut ona verecegini ahireti için saklar.
-Veya duasina karsilik ondan dengi bir kötülügü uzaklastirir .
Bunun üzerine ashaptan bazilari:
-Öyle ise biz çok dua ederiz.” dediler. -Peygamberimiz de:
-Allah’in lütfu ihsani istediginizden daha çoktur.” buyurdu.
Görülüyor ki Allah Teala kulunun duasini mutlaka kabul eder, istegini karsiliksiz birakmaz. Ancak bu istek bazan hemen kabul edilerek karsiligi dünyada verilir. Bazan da kulun istegi ahirete birakilir ve bunun karsiliginda orada sevap alir. Yahut da bu dua, basina gelecek bela ve musibetlerin uzaklasmasina vesile olur.
Demek ki; temiz bir kalble Allah’a yönelen, inançla ve ümitle dua eden kimse er veya geç bunun karsiligini görür. Yüce Rabbimiz Kudsi bir hadisde söyle buyurur: ”Ben, kulumun benim hakkimdaki inancina göreyim. Beni andigi zaman ben onunla beraberim.”
Bunun anlami sudur: Kulum duasini kabul edecegime inanirsa, duasini kabul ederim. Beni aninca rahmet ve yardimim onunla beraberdir. ”Acaba Rabbim benim duami kabul eder mi, duasi kabul edilecek bir kisimiyim?” diye en-diseye kapilmamali, ümitsizlige düsmemelidir. Peygamberimiz: dua’nin Allah katinda çok fa-ziletli bir ibadet oldugunu, kendisine dua edip yalvaran kullarini çok sevdigini bildirmis ve ”Kabul edilecegine inanarak A11ah’a dua ediniz.” Biliniz ki, Allah Tea1a, suursuz ve gatlet içinde bulunan bir kalbden çikan duayi kabul etmez.” buyurarak dua’nin kabul edilecegi hususunda tam bir kanaate sahip olmamizi istemis, süphe ve tereddüde düsülmemesini vurgulamistir .
Dua hakkinda Peygamberimizin su tavsiyelerini de gözönünde bulundurmamiz gerekir. söyle buyuruyor:
”Sizin herhangi birinizin duasi, acele etmedigi ve ”dua ettim de duam kabul edi1medi” demedigi sürece kabul edilir .”
Burada dikkat edecegimiz bir husus da, sadece sikintiya düstügümüz ve darda kaldigimiz zaman degil,sikintisiz ve sevinçli zamanlarimizda da dua etmeli, Allah’i hiçbir zaman hatirdan çikarmamaliyiz. Peygamberimiz buyuruyor ki: ”Sikinti1i ve tasali zamanlarda duasinin Allah tarafindan kabul edilmesi kimi sevindirirse O, bolluk ve rahatlikta çok dua etsin.”
insan dua ve ibadet sayesinde Allah katinda deger kazanir, serefi artar. Zira dua, kisiyi Allah’a yaklastiran en güzel vasitadir.
Yüce Rabbimiz söyle buyuruyor:
”Ey Muhammed! de ki: (ibadet) ve duaniz olmasa, Rabbim size ne diye deger versin.”
Kur’an-i Kerim’de ve Peygamberimizin hadis-i seriflerinde dua üzerinde böyle agirlikli olarak durulmasi, dua ‘ya dinimizin verdigi önemi ve mü’minlerin manevi dünyasindaki yerini gösterir.
Eger duanin faydasi olmasaydi, Yüce Allah, ”Bana dua edin duanizi kabul edeyim” buyurur muydu?
Sevgili peygamberimiz bize duayi tavsiye eder miydi?
Dua Rahmet Hazinelerinin Anahtaridir . Peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:
”Kimin için bir dua kapisi açilirsa, onun için rahmet kapilari açilmistir.”
Dua, rahmet hazinelerinin kapisini açan bir anahtardir. Bu hadisi-i serifte, dua ile ilahi rah-met kapisini çalan kimseler bu kapinin açilacagive dileklerinin yerine getirilecegi müjdelenmektedir .
Dua Belalara Karsi Bir Koruyucudur Peygamberimiz (s.a.s.) söyle buyuruyor:
‘’süphesiz dua inen belaya da fayda verir. Inmeyenede fayda verir. Ey Allah’in kullari duaya devam ediniz”
Bu hadisi-i seriften anlasiliyor ki, kaderde yazili olan ve henüz meydana gelmeyen bir bela ve musibet dua sebebiyle önlenir. Eger meydana gelmesi kesinlesmis ise, dua sayesinde Allah insana sabir ve dayanma gücü verir. Böylece o olayin olumsuz etkileri azalmis ve dolayisiyle meydana getirecegi aci ve üzüntü de hafiflemis olur.
Hayatta arzu ettigimiz bir isi basarabilmek için, maddi imkanlari kullanarak elden gelen gayreti göstermek dinimizin emri oldugu gibi, karsimiza çikan tehlikelerden korunmak maksadiyla her türlü tedbiri almak da dini görevimizdir. Bunlarin gerçeklesmesi için her an Allah’in yardimina muhtaç oldugumuz bir gerçektir. Ancak dua ile yetinerek çalismayi birakmak son derece yanlistir .
Bu sebeple müslüman, basariya ulasmak için bütün gücü ile çalisacak, bununla beraber kendisine güç ve kuvvet vermesini Cenab-i haktan isteyecek, tehlikeler karsisinda da her türlü tedbiri alacak ayni zamanda bela ve musibetlerden korunmak için Allah’in himayesine siginacaktir.
Hz. Ömer diyor ki: ”Hiçbiriniz çalismadan oturup ,, Allahim, bana rizik ver” diye dua etmesin. Biliyorsunuz ki gökten ne altin yagar ne de gümüs.,,(15) Bu söz, dua hakkinda bir takim yanlis anlamalara verilen açik bir cevaptir.
Yüce Allah meydana gelecek olaylari takdir ettigi gibi, bunlarin sebeplerini de takdir et mistir. Dua da, manevi sebeplerden biridir. Basimiza gelecek bir olay kaderde varsa, duanin ne faydasi olabilir? seklinde bir soru aklimiza gelebilir. Bunun cevabi sudur:
Karsimiza çikan herhangi bir tehlikenin, dua ederek Allah’in yardimi ile önlenmesi de kaderin bir parçasidir. Cenab-i Hak, her seyi bir sebebe baglamistlr. Dua da, bela ve musibetlerin önlenmesinin sebeplerinden biridir .
Nasil ki su, bitkilerin yeserip büyümesinin sebebi ise, dua da ilahi rahmetin kazanilmasina sebeptir. Siper, nasil düsmanin silahindan çikan mermiden korunmanin sebebi ise, dua da bela ve musibetlerden korunmanin sebebidir. Bütün olaylar ve bunlarin maddi ve manevi sebepleri kaderde mevcuttur. Bizim görevimiz sebeplere yapismak ve sonucu A1lah’tan beklemektir.
Bu konuda bizim için en iyi örnek sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir. O, her zaman çalismayi tavsiye etmis, tembelligi ve bos oturmayi yermis, tehlikelere karsi da daima tedbirli olmamizi istemistir. O, dualarin en güzelini yaptigi gibi en mükemmel tedbirleri de almistir.
Müsriklerin onbin kisilik bir ordu ile Medine üzerine yürüdügünü haber alan Peygamberimiz, ashabi ile istisare ederek düsmanin sehre girmesini önlemek için Medine’nin çevresine hendek kazmaya karar verdiler. Çok yogun çalisma ile kisa sürede hendegi kazdilar.
Düsman ordusu Medine önlerine gelince hendekle karsilasti ve içeri giremedi. Disardan sehri kusatti. Zaman zaman hücuma geçtilerse de Müslümanlar nöbet bekleyerek bu hücumlara karsi Medine’yi korudular .Peygamberimiz de bizzat sabahlara kadar nöbet bekledi. Düsman 27 gün boyunca kusatmayi sürdürdü. sehirde kitlik basgösterdi, müslümanlar çok sikinti çektiler. Yapabilecekleri fazla bir sey yoktu. Onlari ancak Allah’in yardimi kurtarabilirdi. iste bu sirada Peygamberimiz, düsman ordusunun bozguna ugramasi için etkili bir dua etti, Allah’a yalvardi. Çok geçmeden duanin etkisi görüldü. Çünkü Yüce Allah duasini kabul etmisti. Düsman askerlerinin bulundugu tarafta çok siddetli bir firtina çikti. O kadar siddetli idi ki düsmanin neyi varsa altüst oldu, tutunacak halleri kalmadi. Daha fazla dayanamadilar. Büyük bir korkuya kapildilar. Firtina, düsman birakip kaçana kadar devam etti. Sabah olunca Medine çevresinde bir tek düsman kalmamis, firtina da dinmisti. Böylece müslümanlar büyük tehlikeden kurtulmus oldu.
Görülüyor ki, Peygamberimiz düsman tehlikesine karsi hem elden gelen her türlü tedbiri almis, hem de dua ederek Allah ‘tan yardim istemisti.
Peygamber Efendimiz, yikilmaya yüz tutmus bir binanin yanindan geçerken hizli bir sekilde yürüyüp geçince ”Ya Resulellah! Allah’in kaderinden mi kaçiyorsun?” sorusuna:
-”Al1ah’in kaderinden yine Allah’in kaderine siginiyorum” buyurmustur.
Hz. Ömer sam’a gittigi zaman, orada veba hastaligi oldugunu isitince sam’a girmeden geri dönmüstü. Bunun üzerine Ebu Ubeyde:
-”Ya Ömer. Allah’in takdirinden mi kaçiyorsun?” demisti.
Hz. Ömer de:
-,, Allah’in takdirinden, Allah’in kaderine iltica ediyorum” diye cevap vermistir.
KAYNAK:
* Diyanet Vakfı