Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Dişe Alternatif Bir Tedavi
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1009
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Dişe Alternatif Bir Tedavi  (Okunma sayısı 1009 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimiçi
Dişe Alternatif Bir Tedavi
« : 09 Şubat 2014, 12:43:35 »


 

“İmplant Dişe Alternatif Bir Tedavi Değil Dişsizliğin Tedavisidir!” Dt. Efe Çelebi [Röportaj]
25 Ekim 2013
Doktorburada.com Sordu, DentGroup Estetik Diş Hekimlerinden Dt. Efe Çelebi Yanıtladı

1

Çocukluğunu babasının muayenehanesinde koşuşturarak geçiren Efe Çelebi; diş hekimliği mesleğine yeni bir vizyon kazandırma çabasıyla Dr.Cihan Çapan ile kafa kafaya verir ve Bağdat Caddesi’nde “DentGroup”u kurar. DentGroup; 6 yılda Bijen Muhit’in katılmasıyla önce DentGroup Göztepe, Neşve Çetin Kayabaşoğlu’nun katılmasıyla DentGroup Kids ve en son Dr. Tuğrul Saygı ve Dt. Kerem Adalet’in eklenmesiyle DentGroup Ataşehir olmak üzere 4 şubeye ulaşır. 2014’te 5. şubesi ile Maslak’ta hizmet verecek olan DentGroup Bağdat Caddesi şubesinde Estetik Diş Hekimliğini yürüten Efe Çelebi ile son zamanların en çok konuşulan konularından implantı ve diş estetiğini konuştuk. Efe Çelebi; implantın çok pompalandığını, aslında alternatif bir diş tedavisi değil; aksine, dişsizliğin yani kaybedilen dişin tedavisi olduğunun altını çizdi. Ve implanta giden sürecin eskiye oranla bugün çok daha uzun olduğunu; son raddede dişi kaybetmek yerine ondan nasıl faydalandıklarını anlattı. İmplant korkusu olanlar için; bir önemli bilgi daha verdi. Bilmeyenlere duyurulur! İmplantın sadece ve sadece 10 dakikada takıldığını söyledi. Yani o kadar da korkulacak bir tarafı yokmuş. Dr. Efe Çelebi’ye soralım…

Diş implantı nedir?

Kayıp veya eksik dişin yerine koyulan bir yapay köktür implant. Malzemesi titanyumdur. Bazı yüzey kaplamaları sayesinde kemiğe daha çabuk entegre olur.

“Kaybedilen dişte kemik kaybı en hızlı ilk 1 yıl içinde oluyor!”

Ağızda kemik kaybı neden ve hangi durumlarda oluşur?

Doğal dişlerimizi kaybettiğimizde başlıyor. Diş olmadığı zaman kemik yavaş yavaş kendini eritiyor. Travmatik bir şekilde diş oradan uzaklaştırılırsa veya darbe olmuşsa da kemikte erime olabiliyor. Bu seneler geçince daha da artıyor. Ortaokul çağında diş kaybedilmişse 30’lu yaşlara gelince o dişin yerine implant koyacak kemik kalmamış olabilir. Diş kaybını zaman geçmeden telafi etmek gerekiyor. Kemik kaybının yüzde 40-50’si ilk 1 yıl içinde oluyor. Bu yüzden kaybın yerine hemen bir implant koymak lazım ki kemiği koruyalım.

Dişin kaybedileceği kesinleşmişse diş alındığı anda kemik kaybını minimalize etmek için o anda da implant konabiliyor.

3

Kemik kaybı daha çok kimlerde görülüyor?

Kemik kaybı kişiden kişiye göre değişebiliyor. Öyle ki süngerimsi bir kemik yapısına sahip olduğu için kemiğin büyük bölümünü kısa zamanda kaybeden de var. Bazılarında ise kemiğin büyük bölümü kısa zamanda, sanki hiç diş kaybedilmemiş gibi korunabiliyor. Bunların hepsi genetik faktörler.

Bunun yanı sıra sigara ya da beslenme alışkanlıkları gibi çevresel etkiler de söz konusu. Bazı sistemik hastalıkları, örneğin; şeker hastalığı, osteoporoz ve menopoz gibi kemik erimesini hızlandıran faktörleri de eklemekte fayda var.

“İmplant değil de köprü yaptırırsanız kısmen 2 dişi daha kaybetmiş olursunuz!”

İmplant son nokta mı; diş kayıplarında önerilen tek tedavi yöntemi mi?

İmplantın gerçekten uygulanmaya başlaması çok uzak değil; 5-10 yıllık bir ömrü var. Çok yüksek maliyetler olduğu için daha öncesinde çok erişilir değildi. Birincil tercihimiz her zaman implant. Çünkü bir dişinizi kaybettiğinizde köprü yaptırırsanız eğer kısmen iki dişi daha kaybetmiş oluyorsunuz. Dişe gereksiz yere işlem yapmamak lazım; her yapılan işlem dişin ömrünü azaltıyor. Köprü tabii ki ikinci tercihimiz. Hareketli protezler var; eğer kişinin sabit dişi yoksa ağzında eskiden beri damak diye bilinen protezler yapılabiliyor. İmplantın yapılmasına engel varsa köprü ve hareketli protezleri ikincil tercihler olarak öneriyoruz.

İmplant her tür hastaya uygulanabilir mi; hangi durumlarda implant uygulanmaz? Yapılmasına ne gibi engeller olabilir?

Hastanın sistemik hastalıkları varsa önermiyoruz… Bizim en çekindiğimiz hastalar şeker hastaları. Doku iyileşmesi bu hastalarda çok geç meydana geliyor. Bizim ilk hedefimiz orada iyi bir kemik ve diş eti iyileşmesinin gerçekleşmesi yönünde. Bu yüzden şeker hastalarına daha çekinceli yaklaşıyoruz. Ama kontrol altında tutulan şeker hastalarında bir sorun yok, rutinde yapıyoruz.

İkinci bir engel ise; hastada yoğun kemik erimesi probleminin olması… İmplanttan önce hastaların mutlaka 3 boyutlu kemik grafisi alınıyor. Bu grafiler kemiğin derinliği, kalınlığı ve yoğunluğu hakkında bize bilgi veriyor.

Kişinin implant sürecinden korkusunun implant yaptırmaya engel olduğu durumlar da söz konusu. Bu tip hastalar için de çeşitli yöntemlerimiz var; örneğin bazı hastalara gülme gazı verilerek hastanın rahatlamasına yardımcı olunuyor.

“Eskiden çivi çakar gibi çakılıyordu bugün ise bir implant 10 dakikada takılabiliyor!”

Neden implanttan korkuluyor?

Tabii, eskiden implant çakmak gibi bir deyim vardı; bu da travmatik bir sonuç doğurabiliyordu. Eskiden küçük bir yuvaya daha kalın bir implant bildiğiniz duvara çivi çakar gibi çakılıyordu. Ama artık bugün öyle değil; anesteziler çok rahat, cihazlar konforlu. 10 dakika içinde bir implantı yumuşakça yerleştirebiliyorsunuz.

10 dakikada gerçekten bitiyor mu?

İmplantın vakit alan kısmı sterilizasyon, anestezi ve dikişlerin kapatılması kısmıdır. İmplantın yerleştirilmesi gerçekten 10 dakikadır. Sistemler dünyada artık çok geliştiği için yaptıran hastalar çok konforlu karşılıyorlar; “Bu kadar pratik olduğunu bilseydim seneler evvel yaptırırdım” diyenler oluyor. Sonraki bakım ve uyum çok kolay geçiyor. Bugün implant bir dolgu yapmaktan farksız bir işlem haline geldi.

“Kemik yetersizliği aşırı olan hastalara implant önermiyoruz!”

Komplikasyonları oluyor mu? Ne tür komplikasyonlarla karşılaşabiliyorsunuz?

Kemik yetersizse, kemiğin çapını, yoğunluğunu artırmak gerekebilir. Ekstra işlemler hastayı biraz daha yorabiliyor. Bu da iyileşme döneminin uzamasına neden olabiliyor.

4

Kemik yetersizliği olanlarda uygulanmıyor mu?

Kemik belli bir eşiğin altındaysa yapılamıyor. Bu seviye genellikle 70-80 yaş üstü. 30 senedir dişsiz, kemik üstüne bir işlem yapılamayacak kadar güçsüz bir hale gelmişse implant yapmıyoruz. Bazı vakalarda ise kemik erimiş olsa bile mini implant yapılabiliyor.

İmplant 70 yaş üstünde çok tercih ediliyor mu?

Evet tercih ediliyor. Hareketli bir protezin sıkıntısını yaşadıkları için sabit bir dişin konforuna çok ihtiyaç duyuyorlar.

İmplant için en az kaç yaşında olmak gerek?

Çene gelişimi tamamlandığı için 18 yaş sonrasında yapıyoruz. Ama bazı hastalarda bu gelişim tamamlanmamış ise gecikme söz konusu olabiliyor.

“Sigara kullanımı ne kadar fazla ise implant kaybı da o kadar sık oluyor!”

Sigara kullananlara implant uyguluyor musunuz? Sigaranın olumsuz etkileri oluyor mu?

Sigara kullanımının yoğun olması iyileşmeyi olumsuz etkiliyor. Bunda “10 sigara içiyorsa yapılır, 15 sigara içiyorsa yapılmaz” diye bir sınır yok. Ama şu biliniyor; sigara kullanımı ne kadar fazla ise implant kaybı da o kadar çok görülüyor. Bizim tercihimiz kişinin hiç sigara kullanmaması. Ama birçok sigara kullanan kişi implant yaptırıyor ve kullanıyorlar da. Biz uyarıyoruz; “İmplantın ömrünü uzatmak için ağız hijyenimizin olması lazım; sigarayı ne kadar bırakırsanız o kadar ömrü uzun olur” diyoruz. Bir kalp doktorunun tavsiyesiyle aynı. En kritik dönem ilk 1 haftalık dönemdir. İmplantın üzerindeki diş eti tam kapanmamıştır, dikişler daha çok tazedir. En azından şöyle bir ricamız var “1 gün hiç içmeyin, 1 hafta boyunca da ne kadar az içerseniz o kadar az için.”

“Sigara dişi ağızda tutan dokuları bozuyor ve sağlam dişleri öldürüyor!”

Söz sigaradan açılmışken sigaranın genel olarak diş sağlığına zararlarını da anlatır mısınız?

Birkaç ayrı yönü var sigara zararının. Birincisi yüksek ısı. Bu yüksek ısı dişlerde çok fazla değil belki ama diş etlerinde yüksek hasar meydana getiriyor. İkincisi tabii ki içindeki kimyasallar. Kimyasallar ön bölgede diş etlerine zarar veriyor. Üçüncüsü estetik sıkıntı yaratıyor. Sigaranın gazı dişin yüzeyindeki tümüllerden içeri giriyor ve dişin içine işleyen bir renk halini alıyor. Beyazlatma burada devreye giriyor, dişin içine işlemiş rengi açmaya yarıyor. Ama yine de dişin 10 sene önceki rengine ulaşmak mümkün olmuyor. Sigara en çok zararı da diş etlerine veriyor. Diş eti deyip geçmemek lazım, o kadar önemli ki. Diş etlerinde enfeksiyona, ödeme neden olabiliyor. Dişi ağızda tutan dokuları bozuyor ve sapasağlam dişi kayba kadar götürüyor.

“Unutmayın, her zaman doğal dişiniz implanttan daha değerlidir!”

Bir dişin implanta giden hikayesini anlatır mısınız?

Aslında bu uzun bir hikaye. Eskiden kısa bir hikayeydi. Artık çok nadir diş çekimi oluyor. Bağdat Caddesi kliniğimizde bütün bir sene boyunca sadece 60 tane diş çekilmiş. Ayda 2 bin hastadan bahsediyorum; demek ki  ayda 5 diş çekimi dişlerin gerçekten de ağızda tutulduğu anlamına geliyor.

İş küçük bir çürükle başlıyor. Çürüğe dolgu yapılıyor, ama yine kurtarmıyorsa kanal tedavisi yapıyorsunuz. Diyelim hasar gördü kırıldı, bu sefer kaplama yapıyorsunuz. Kaplamadan sonra komple üstü kırıldı diyelim bu sefer kalan köklerin içine bazı fiber temeller koyuyorsunuz; bu postların üzerine tekrar kaplama yapıyorsunuz. Diş eti çekilmesi olursa ve tekrar çürürse de tekrar orada tutmaya çalışıyoruz. İşte bu son nokta. Biz genellikle eskiden çekilmiş dişlere veya dışarıda çekilmiş dişlere implant tedavisi uyguluyoruz. İmplant dişe alternatif bir tedavi değil, dişsizliğin tedavisi. Birçok hasta ‘’Dişlerimi çekin bana implant yapın” diyerek gelebiliyor. Ama biz “Bakın biz bu dişi kurtarıp şu tedavileri yaparsak o zaman zaten o sağlıklı dişe kavuşacaksınız. Her zaman doğal dişiniz implanttan daha iyidir” diyoruz. İmplantı biz doğal dişten daha iyi olduğu için değil, diş olmadığı için yapıyoruz.

Günümüzde implant çok fazla abartılıyor. Sebebi; dünyada 1 500 tane implant firması var, yani korkunç bir rekabet  söz konusu. Kar marjı firmalar için çok yüksek. Aslına bakarsanız titanyum bir vida, sanayide bir torna tezgahında bile 5-10 dolara yapılabilecek bir işlem.

Merdiven altı firmalar var mı, implant üreten?

Neyse ki o kadar kötü bir durum yok. Çok ucuz implantlar bile temel kriterlere sahip. Nedir bu; mesela titanyum. Zaten titanyum olmazsa imkanı yok ağızda tutamazsınız, 1 hafta sonra vücut dışarı atar.

“İmplantın sırrı doku dostu malzemede ağız onu kendinden zannediyor!”

Titanyumun özelliği nedir?

Titanyum doku dostu bir malzeme. Doku, yüzeyi nötr algılıyor ve onu atmak için ona saldıracak hücreler, alyuvarlar göndermiyor, yani doku bu maddeyi kendinden zannediyor. Çelik, nikel vs. başka ne koyarsanız koyun bir şekilde vücudunuz reaksiyon gösterir ve kabul etmez. Bu maddeyi protez uzmanları keşfetmiş. İlk kez protezciler titanyum bir vida uyguladığında koydukları vidayı çıkaramamışlar, bakmışlar anında kemiğe kaynamış. Şu anda ise buna benzer bir madde olan zirkonyum üzerinde de benzer çalışmalar sürdürülüyor.

Türkiye’de üretiliyor mu?

5 sene öncesine kadar tamamı ithaldi. Şu an 3-4 firma var yerli üretim yapan. Ama implantta 10 senelik 20 senelik başarılar isteniyor. Uzun dönem takip gerektiriyor. Yerli implantın birincil nedeni tabii ki daha ucuz olması. Biz kullanmıyoruz şu an kliniğimizde ama başarı takibini yapıyoruz. Çok anormal bir teknolojisi yok. Aslına bakarsanız ARGE çalışmaları ve takiplerle ülkemizde de başarılı olunacağını düşünüyorum.

“İmplant üst düzey bir ağız bakımı olmazsa kaybedilebilir!”

İmplantın belli bir kullanım süresi var mı? Hangi koşullarda kaybetme riski yüksek?

Bir ömrün sonuna kadar durması maksadıyla yerleştiriliyor. Titanyum insanın doğal dişi gibi çürümez. Fakat bir implant da bir diş eti rahatsızlığı yüzünden kaybedilebilir. Burada çevre dokularının sağlığı önemli. Hem kullanana hem diş hekimine büyük görevler düşüyor. Siz ne kadar iyi bir bakım yaparsanız yapın mutlaka düzenli bir diş hekimi bakımı şart. İyi bir diş fırçalama tekniği, sıklığı, ağız gargaraları ve ara yüz temizleyici uygulamalarından oluşan üst düzey bir bakım şart. Kişinin “Kendi dişime böyle bakmıyordum implanta neden böyle bakayım” deme lüksü yok. Sabah 2 dakika, akşam 2 dakika hadi fazla koyalım 10 dakikalık bir bakım ömür boyu dişleri garanti altına alacak, hatta sizde implanta bile gerek duyurmayacaktır.

“Diş boşlukları yüz yapısında asimetrilere neden olabilir!”

İmplant yaptırmayıp, kaybettiğimiz dişin yerini boş bırakırsak başımıza neler gelebilir?

Hayati bir durum var diyebiliriz. Çok dikkatli bakarsanız kişinin yüzünde bile hangi tarafta diş boşluğu olduğunu anlayabilirsiniz. Çünkü çok yemek yediği tarafın kası daha güçlüdür, gelişir ve yüzünde asimetri oluşmaya başlar. İmplantla olmasa bile ağız sağlığının devamı için diş boşluğunun mutlaka kapatılması gerekiyor.

Peki diş estetiğine gelelim. Neler dişlerimizi güzel gösterir?

Dişlerin rengi. Dişlerin şekli, dizilişi, diş etlerinin sağlığı, dişlerin ağızla ve gülüşle olan uyumu.

Diş estetiğimizi nasıl koruruz?

Çok basit olarak sigara, çay, kahve kullanımını azaltarak. Düzenli ağız bakımı; hekime ağız bakımı yaptırılması. Beyazlatma yaptırılabilir. Çarpık dişler ortodontik bir tedaviyle estetiğe kavuşturulur. Koruyucu tedavi uygulamalar var. Porselen lamine kaplamalar mesela.

Ömrü ne kadar peki?

Bu kişinin biraz dikkatiyle uzun seneler kullanması anlamına gelir. Diş sağlığını da korumuş olursunuz.

“İnternette satılan lazer beyazlatmalar güvenli değil, itibar etmeyin.”

Beyazlatmayla ilgili de tartışmalar var.

Hekimlerin uyguladığı yöntemlerin hiçbir zararı olmadığı dünya otoritelerince de onaylanmıştır. Beyazlatma güvenli bir sistem. Tabii ki bu yöntem ehli kişilerce uygulanmalıdır. İnternette, fırsat sitelerinde bireylerin kullanımlarına yönelik ne olduğu belli olmayan ürünler var. 20 liraya lazer beyazlatma gibi. Bunlara itibar etmemek lazım.

Doktorburada.com ekibi olarak DentGroup Estetik Diş Hekimi Dt. Efe Çelebi’ye bize zaman ayırdığı için çok teşekkür ediyoruz.

Alıntı:Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
1 Yanıt
1754 Gösterim
Son İleti 31 Aralık 2007, 14:33:53
Gönderen: PERİ
1 Yanıt
1433 Gösterim
Son İleti 18 Temmuz 2010, 16:49:17
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
638 Gösterim
Son İleti 19 Mayıs 2013, 15:29:28
Gönderen: fatma758
0 Yanıt
903 Gösterim
Son İleti 09 Şubat 2014, 12:57:02
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
336 Gösterim
Son İleti 22 Temmuz 2016, 10:35:41
Gönderen: GremorySanji