Halk Kültürleri
Türkçe, Türkiye nüfusunun %90'inin anadilidir.Konuşulan diğer diller arasında çeşitli Kafkas ve Kürtçe diyalektler,Arapça,Rumca,Latin ve Ermenice gibi 70 kadar dil ve diyalekt yer alır.
Türkiye Türkçesi,Ural-Altay dil birliğinde yer alan Türk dil topluluğunun zamanla evrime uğramış güneybatı kolunu temsil etmektedir. Bu dilleri konuşan topluluklar Orta Asya'dan doğu ve kuzeydoğuya, özellikle de batıya doğru yayılmışlardır.
Türkçe çok eski yıllardan beri Orta İran'ın çok çeşitli dil ve lehçelerini etkilemiş,Kafkaslar ve Anadolu'dan da kimi Hint-Avrupa kökenli dilleri uzaklaştırmıştır.İslamiyet'in kabulü ile Türk dili üzerinde bir yandan Arapçanın bir yandan Farsçanın etkileri belirginleşmiştir.
19.yüzyılın sonlarından itibaren ise Türk lehçelerine dayanan,Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi ve Kazak Türkçesi gibi çağdaş Türk yazı dillerinin oluşumu söz konusudur.Türkçe bugün yeryüzünde konuşulan ortalama 4000 dil arasında, en fazla ve en yaygın konuşulan yedinci dildir ve iki yüz milyonun üzerinde insan tarafından konuşulmaktadır.
Türkler 8.yüzyıldan bu yana birçok yazı dili kullanmakla birlikte en fazla Göktürk,Uygur,Arap ve Latin alfabelerini kullanmışlardır.Cumhuriyetin kurulup, milli birliğin sağlanmasından sonra,özellikle 1923-1928 yılları arasında Türkiye'de en çok alfabe sorunu üzerinde durulmuştur.
Yeni Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine eriştirebilmek için Batı kültüründen de yararlanılması gerektiğine inanan cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu amaçla 1928 yılında Arap alfabesinin yerine,Türkçenin ses düzenine uygun olarak hazırlanan Latin harflerinin kabul edilmesini sağlar.
Dil İnkılabı, Atatürk'ün 1932 yılında dili sadeleştirmek amacıyla Türk Dili Tetkik Cemiyeti'ni kurmasıyla sürmüştür.Kurulusundan bir süre sonra Türk Dil Kurumu adini alan cemiyetin çalışmaları olumlu sonuçlar vermiş,Türk dilinin Arapça,Farsça kelimelerden arındırılıp sadeleşmesi yolunda önemli adımlar atılmıştır.
Türk Dil Kurumu bugün,1983 yılında kurulan Atatürk Kültür,Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesinde,tüzüğü yeniden düzenlenmiş olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.Türkçenin sadeleştirilmesi,zenginleştirilmesi ve güzelleştirilmesi bu kurumun görevleri arasındadır.
Türk diliyle ilgili olarak günümüze kadar yapılan olumlu çalışmaların en önemli sonucu, 1932 yılından önce yazı dilinde %35-40 civarında olan Türkçe sözcük kullanma oranının, bugün %75-80'lere ulaşmış olmasıdır. Bu olgu Atatürk'ün yaptığı Dil İnkılabı'nın halka mal olduğunun en önemli kanıtıdır.
alıntı