Çok enteresan bir dönemden geçiyoruz. Âdeta yaşanan olaylar “İnsanlık öldü mü?” dedirtecek cinsten. Halkımıza dayatılan gündemler gözden geçirilirse, bu daha iyi anlaşılır. Evet, insan olmasa dünyanın bir anlamı olmadığı gibi, “in-sanlık” ölse, o zaman da insanın bir değeri kalmaz. Bunun için 'insan olan bunu yapmaz' yerine, 'insan olan bunu yap-tırtmaz' anlayışıyla hareket etmeliyiz.
Değerlerimizi yaşatmak, hakkı - hukuku ikame etmek için bir olmanın, bir kalmanın, dik durmanın, dik duranlarla olmanın, seçici davranmanın tam zamanı. İnsanımızı, in-sanlığımızı, değerlerimizi israf edenlere fırsat vermemeli, dar-gınlığa, küskünlüğe ve güç kaybına sebep olacak şeylerden uzak durmalıyız.
Gerçekten akrabaların akrep gibi görüldüğü, bağların gevşediği, dostlukların menfaatlere kurban edildiği, halkın görüşlerinin hiçe sayıldığı, ortalığın ottan- çöpten bahane-lerle gerilmeye çalışıldığı, tatil deyince akla sıla-i rahmin de-ğil, halktan uzaklaşılan yerlere gitmenin akla geldiği bir dö-nemde, çok ihtiyaç duyduğumuz bir konuyu işledik: “Kadir- Kıymet Bilme” Birbirimizin kıymetini bilmeliyiz. Hz. Mev-lânâ'nın ifadesiyle: “Gel de birbirimizin kıymetini bilelim; çünkü ansızın ayrılacağız birbirimizden…” Birbirimizin kıy-metini bilmek için ille, birbirimizi kaybetmemiz mi gerekir? Ne duruyoruz, neyi bekliyoruz? Ayrıca bu konuyla ilgili Prof. Dr. Tacettin UZUN ve Prof. Dr. Saffet KÖSE hocalarımız da, çalışmalarını okuyucularımız için kaleme aldılar.
Çocuklarımızın yaz tatillerini Ribat farkıyla dolu dolu yaşayabilmeleri için de “Güzel Dinimi Öğreniyorum” eserini hediye ettik. Bu kitabın daha fazla insana ulaştırılmasında katkınızın olmasını isterseniz, biz size bir telefon kadar ya-kınız: 0 332 352 33 65
Tüm yazarlarımıza, emeği geçenlere ve okuyucularımıza teşekkür eder, yaklaşan üç aylarımızın dirilişimize, uyanışı-mıza vesile olmasını dileriz.
Allah'a emanet olunuz.
Halil ATALAY