Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapAllah insanları, insan olmak açısından eşit yaratmıştır. Kimsenin kimseye üstünlü-ğü yoktur. Seçemediğimiz bir Allah vergisi övünme veya yerinme vesilesi olamaz. Ancak yanlış anne baba tutumları yüzünden bilmeden çocuklarımızın düşünce dünyasında asabiyet tohumlarının yetiş-mesine neden olabiliriz.
1- Anne-babamızı, hangi ailede doğacağımızı biz seçmedik.
2- Ne zaman doğacağımızı biz seçmedik, bundan 100 yıl önce veya sonra doğabilirdik.
3- Hangi ülkede nasıl bir düzenek içinde, nerde doğacağımızı biz seçmedik, Afrika'da veya Çin'de doğabilirdik.
4- Annemizden erkek mi dişi mi, sakat mı sıhhatli mi doğacağımızı biz seçmedik.
5- Ne zaman öleceğimizi biz takdir etmedik. Bunlar Allah'ın (c.c.) bizlere takdir etmiş olduğu kaderdir. İnsanın kendi dahilinin olmadığı, seçimi kendisine bırakılmayan, ırk, aile, cinsiyet vs. şeyler-le övünmesi veya yerinmesi ahmaklıktır, gülünçtür. İnsan ille de övünecekse, seçimi kendisine bırakıl-mış, kendi tercih ve çabası sonucunda elde ettiği şeylerle övünmelidir.
İslam, ırkçılığı ve onun her türünü yasaklar. Hz. Peygamber “Asabiyete çağıran bizden değildir.” der. Asabiyet, Kur'an'ın “takva” adını verdiği “sorumlu-luk bilinci”ne dayanmayan her tür üstünlük ve ayrıcalık iddiasıdır. Kur'an, Şeytan'ı ilk “milliyetçi” olarak takdim eder. Zira şeytan Allah'ın “Âdem'e saygı göster.” emrini reddederken “Ben ondan üs-tünüm. Zira beni ateşten, onu çamurdan yarattın.” iddiasını öne sürer. "Allah katında en üstün ve şeref-li olanınız, en çok erdemli ve sorumlu davrananı-nızdır." diyen Kur'an, Allah'a teslim olup kendisini "Müslüman" olarak isimlendiren herkesten, ölçme ve değerlendirme yaparken, takva ölçütünü kullan-mamızı ister. İnsanların, aile, ırk, soy, güzellik gibi dahilinin olmadığı şeylerle övünmesi veya yerin-mesi, çocuklukta taktir edilme yerine “övülme” ve çocukların utanç duygusunda boğulmasından kay-naklanmaktadır. Takdir kendine güvenen sağlam kişilikli çocukların yetişmesine vesile olurken, “öv-gü“ Allah vergilerini üstünlük vesilesi yapan riyakâr kişilikli insanlar oluşturur. Övgü ve takdir karıştırı-lan iki kavramlardır. Çocuklarımızı takdir etmeli övmemeliyiz. Takdir; kişinin çabasına, becerilerine, yani davranışlarına veya neticelerine olan, geri bil-dirim ve beğenin ifadesidir. Övgü ise; kişinin, kişili-ğine, çalışma veya gayret sonucu elde edilmemiş, Allah'ın verdiği bir özelliğe yapılan beğenin ifadesi veya gereksiz yere yalan takdirde bulunmadır. Ör-neğin: Odasını toplayan veya ev işlerinde annesine yardımcı olan çocuğa;
- Aferin sen çok akıllı bir çocuksun, sen çok tertipli bir çocuksun vb. ifadeler, çocuğun direkt ki-şiliğine yönelik övgü ifadeleri olduğu için, riyakâr-lığını artırırken,
- Aferin kızım-oğlum, odan çok tertipli olmuş, aradığını çok daha kolay bulabileceksin, bana yar-dım ettiğin için ben daha az yoruldum gibi, çocuğun çabasına veya neticelerine yönelik beğeniyi yansıtan takdir ifadeleri, çocuğun tertipli olmasına, siz olsanız da olmasanız da oda-sını tertipli tutmasına vesile olacaktır. Sı-nırlarımızı hatırlatan alçak gönüllü olma-yı, kendi gücümüzün sınırlarını bilmeyi, Allah (c.c.)'a kul olmayı öğreten “mah-cubiyet” sağlıklıdır, kendimizi sevme-meye, kendi kendimizden nefret et-meye, suçluluk hissetmemize yol açan duygu ise utançtır ve sağlıksızdır.
Emine Bulut Karadağ