Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Çoçuk Eğitimi
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 838
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Çoçuk Eğitimi  (Okunma sayısı 838 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Çoçuk Eğitimi
« : 28 Ağustos 2011, 14:06:30 »


 

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Çocuk eğitimi

Toplumumuzda çocuk eğitimi ve gelişmesi konusunda yapılan en önemli yanlışlardan biri de aşırı koruyucu ana baba tutumudur. Sayın Prof Üstün Dökmen hocamız bu konuya bakın nasıl dikkat çekiyor.

Siz hiç yürümeye yeni başlamış çocukların, bir basamağa ya da bir koltuğa nasıl tırmandıklarını gözlediniz mi? Uğraşa debelene bir kaç dakikalık bir gayret sonucu, yerden 15-20 cm yukarıya çıkarlar. Çıkar çıkmaz da söyle bir dikilip, muzaffer bir komutan edasıyla etraflarına bakarlar. Büyük iş başarmışlardır çünkü. Simdi size sormak istiyorum: On dört aylık bir çocuğun, kan ter içinde bir koltuğa tırmanmaya çalıştığını görürseniz, ne yaparsınız? Büyük bir ihtimalle, çocuğu sevgiyle kaldırıp koltuğun üzerine koyarsınız. (Böyle davranan çok konu komşu gördüm; ben de böyle yaparım, en azından içimden kaldırıp koymak gelir.) Az sayıdaki vatandaşımızın ve daha büyük oranda batılının ise bir yerlere tırmanmaya çalışan çocuklarına karışmadıklarını ve karışılmasından hoşlanmadıklarını gözledim. Bu gruptaki kişiler, tırmanan çocuklarına çevreden birisi yardım etmek istediğinde rahatsız oluyorlardı. "Dokunmayın kendisi çıkacak, kendisi çıkmalı" mesajını veriyorlardı. (Bati ülkelerinde yasayan herkes yukarıda belirtildiği şekilde davranmıyor olabilir. Ülkemizdeki herkes de bu konuda çocuklara yardım etmiyor olabilir; "çocuk dediğin düşe kalka büyür" sözü uyarınca bazılarımız, koltuğa tırmanan çocuklara aldırmıyor olabilirler. Fakat şöyle bir düşündüğümüzde, basamağa veya koltuğa tırmanmaya çalışan çocuğa yardım davranışı kafanızdaki "biz" imajına uygun düşüyor mu düşmüyor mu? Her halde düşüyor.)

Çocukların merdiven çıkmasına bilinçli olarak karışmayanlar muhtemelen "çocuğun egosu güçlensin" diye, "kendine güvensin" diye, seyirci kalmayı tercih ediyorlar. Yardim eden bizler ise, kendimizi sorumlu hissediyoruz; kafalarımızdaki "ana-baba" tanımı çocuklara kol kanat germemiz gerektiğini söylüyor. Bugün, "tek başına beceremez" diye basamağı tırmanmasına yardim ediyoruz; yarin okul ödevlerine yardim ediyoruz; pek çok şeyi kendi başına yapabilecek yasa geldiği halde, yemek yemesine ve tuvalet temizliğine yardim ediyoruz, lisede ÖSYS’ye başvurduğunda tercihlerini yaparken yardim ediyoruz, üniversiteyi bitirince iş bulmasına yardim ediyoruz. Çocuğun merdiven çıkmasına, "kendine olan güveni artsın" diye seyirci kalanlar, çocuklarını güçlendirmeye çalışıyorlar. Çocuğa yardim eden bizler ise çocuğu güçlendirmekten ziyade, çocuk ile aramızdaki bağı güçlendirmiş oluyoruz. Kim doğru yapıyor? Her iki taraf da. Çünkü her iki taraf da, insan ilişkilerinde sahip olduğu üslubu sergiliyor. Gerek bizlerin, gerekse batılıların tavrında, doğrular ve yanlışlar bulunabilir. Örneğin bizler koruyucu ana-babalar olarak, bağımlı, hayat boyunca birilerinin desteğine ihtiyaç duyacak bir insan yetiştiriyor olabiliriz. Çocuğuna sürekli olarak bir yetişkine davranıyormuş gibi davranan batılı ise, belki kendine güvenen ve bireyselleşmiş bir insan yetiştiriyor; fakat bu insan, yasamı boyunca ana baba çocuk ilişkisindeki sıcaklığı arayabilir, ayrıca fazlaca bireyselleşmenin bedelini, toplumda yalnızlık çekerek ödeyebilir.

O halde ne yapmalıyız? Yukarıda iki kutup halinde sergilenen ana baba tutumlarının her ikisinden vazgeçmekte, daha üst düzeyde bir etkileşime yönelmekte yarar vardır. Başka bir söyleyişle, batıdaki ana baba tavrını kopya etmeyelim; ama çocuklara aşırı karışma şeklindeki tavrımızı da sürdürmeyelim; yalnızca eksiğimizi belirleyip kendi tavrımızı geliştirelim. Belli bir olayda, çocuğumuzu hem koruyup gözetebiliriz, hem "adam" yerine koyup bireyselleşmesine izin verebiliriz, hem de onu bir çocuk olarak görüp bağrımıza basabiliriz. Örnek: Çocuğumuz hayatında ilk defa bir basamağa çıkmaya mi çalışıyor; düşecek gibi olursa tutabileceğimiz bir mesafeden izleyelim (koruyucu ana baba olmuş oluruz). Fakat çıkmasına karışmayalım (çocuğu "adam" yerine koymuş, ona güvenmiş ve kendi başına övünebileceği bir iş yapmasına izin vermiş oluyoruz). Basamağı çıkıp da sevinince çocuksu bir sevinçle katılalım, "aferin sana" diyelim, öpelim onu (çocuğa gerekli olan ana baba sıcaklığını vermiş oluruz).

Yukarıda önerdiğim davranış şeklinde, çocuğu korumak ve öpmek, ülkemiz insani için yeni bir davranış değildir. Bizler için yeni olan, çocuğa güvenip, onun bireyselleşmesine izin vermektir.

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Sayın Üstün Dökmen hocamızın bu enfes kitabını okuyarak çocuk eğitimi konusunda kendinizi geliştirebilirsiniz.

Çocuk eğitimi hakkında kitaplar:

Çocuk Eğitim Seti
Kariyer Yayınları

Bağırıp Çağırmadan Çocuk Eğitimi
Yakamoz Yayınevi
Ekrem Acar

Çocuklarda Sanat Eğitimi
Epsilon Yayınları
Susan Striker

Çocuk Eğitiminde Babanın Rolü
Yakamoz Yayınevi
Şaban Karaköse, Rukiye Karaköse

Etkili Ana Baba Eğitimi Aile İletişim Dili
Sistem Yayıncılık
Thomas Gordon

Etkili Ana Baba Eğitiminde Uygulamalar
Sistem Yayıncılık
Thomas Gordon

Küçük Ağacın Eğitimi
Say Yayınları
Forrest Carter

Çocuk Eğitimi Rehberi
Huzur yayınları tarafından yayınlanan bu kitap çocuğun bebeklik döneminden on iki yaşına kadar geçireceği evrelere ait bilimsel bilgileri içermektedir. Çocuğun ruhsal gelişimindeki üç dönemi: 0-2 yaş dönemi, 2-6 yaş dönemi, 6-12 yaş dönemine ait rehberlik bilgileri bulunmaktadır. İkiz, sakat ve sorunlu çocuklar için yapılması gerekenler, oyuncak , kardeşlerle ilişkiler ve ergenlik çağına kadar gerekli bütün bilgiler bu kitapta bulunmaktadır.
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
2 Yanıt
1989 Gösterim
Son İleti 23 Ocak 2008, 23:11:07
Gönderen: iğneci
0 Yanıt
786 Gösterim
Son İleti 12 Temmuz 2010, 19:18:05
Gönderen: sevdaligul
1 Yanıt
1389 Gösterim
Son İleti 06 Nisan 2012, 23:31:06
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
721 Gösterim
Son İleti 07 Ocak 2012, 18:16:43
Gönderen: nullsix
0 Yanıt
242 Gösterim
Son İleti 02 Kasım 2019, 23:14:34
Gönderen: alpacino0092