1533) İbnu Abbâs (r.a.) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.) Ravhâ’da bir grup yolcuya rastladı. Onlardan bir kadın kendisine bir çocuğu kaldırıp:
“Bunun için de hac câiz olur mu?” diye sordu. Resûlullah (s.a.v.):
“Evet olur ve sana da sevab vardır”buyurdu.”Müslim, Hacc 409, (1336); Muvatta, Hacc 244, (1, 422); Ebu Dâvud, Menasik 8, (1736)
1534) Sâib İbnu Yezid (r.a.) anlatıyor: “Babam bana, Veda haccı sırasında Resûlullah (s.a.v.)’la birlikte hac yaptırdı. Ben o zaman yedi yaşında idim.” Buhârî, Cezâu’s-Sayd 25; Tirmizî, Hacc 83, (925).
1535) Hz. Câbir (r.a.) diyor ki: “Biz, kadın ve çocuklara bedel, telbiye getiriyorduk.” Tirmizî, Hacc 84, (927); İbnu Mâce, Menâsik 68, (3038).
İlim adamları, kadının yerine başkasının telbiye getiremeyeceği hususunda icmâ etmişlerdir.
ŞARTLI HAC
1536) Hz.Aişe (RA) anlatıyor: “Resûlullah AS Subâa Binti’z-Zübeyr (r.a.)’in yanına girdi:
“Herhalde sen hacc yapmak istiyorsun?” dedi. Subâa:
“Vallahi kendimi hasta buluyorum” diye cevap verince:
“Hacca çık, fakat şart koş ve de ki: “Ya Rabbi, beni nerede hapsedersen orası (ihramdan çıkıp haccı bırakma) yerimdir.” Buhârî, Nikâh 15; Müslim, Hacc 104, (1207); Nesâî, Hacc 60, (5,168).
1537) Tirmizî de der ki: “İbnu Ömer RA, haccda şart koşmayı reddeder ve şöyle derdi: “Size Hz. Peygamber AS’in sünneti kifâyet etmiyor mu?” Nesâi’nin rivayetinde şu ziyade yer alır: “O, hiçbir zaman şart koşmamıştır. Eğer sizden biri bir mâniden dolayı haccını tamamlayamazsa, Beytullah’a giderek tavaf etsin, Safâ ve Merve arasında sa’yetsin, sonra traş olsun yahut saçını kısalttırsın. Böylece ihramdan çıkmış olur ve gelecek sene hacc yapıncaya kadar her şey kendisine helal olur.”
Şârihler, bu hadisi İbnu Abbâs RA’tan rivayet eden Tâvus ile Said İbnu Cübeyr in de bununla amel etmediklerini belirtirler.
Esâsen haccı tamamlamaya mani bir engelle karşılaşacak olanların tâbi olacakları ihsâr ahkâmı varken, önceden koşulan şart, yeni bir hak getirmiyor.
ZEMZEM SUYU HAKKINDA
1540) İbnu Abbâs RA anlatıyor: “Resûlullah AS’a zemzem suyu verdim, ayakta içti.” Buhârî, Hacc 76, Eşribe 16; Müslim, Eşribe 117, (2027); Tirmizî, Eşribe 12, (1883).
1541) İbnu Ömer RA anlatıyor: “Resûlullah AS (Hudeybiye Antlaşması) sırasında bir Kureyşliye, Hudeybiye’ye zemzem suyu getirmesini söyledi. Adam getirdi. Resûlullah AS onu Medine’ye götürdü” Rezîn’in ilâvesidir.
1354) Bir rivayette şöyle gelmiştir: “Halka, son varacakları yerin Beytullah olması emir buyuruldu. Ancak hayızlı kadına ruhsat verildi.” Müalim, Hacc 380, (1328).
1355) Hz. Aişe (RA) anlatıyor: “Resûlullah AS’ın zevcelerinden Safiyye Bintu Huyey (RA) hayız oldu. Durum Resûlullah AS’a haber verilmişti.
“O bizi burada hapis mi edecek!” dedi. Kendisine, Safıyye’nin tavâf-ı ifâzayı yapmış olduğu söylenince:
“Öyleyse hayır, (beklemenize gerek yok, yola çıkınız)” açıklamsında bulundu.” Buhârî, Hacc 129,145, Hayz 27, Megâzî 77; Müslim, Hacc, 382, (1211); Muvatta, Hacc 225-228, (1, 412-413); Nesâî, Hayz 23, (1, 194); Tirmizî, Hacc 99, (943); Ebu Davud, Menasik 85, (2003); Nesâî, Hayz 23 (1,194); İbnu Mâce, Menâsik 83, (3072). Bu metin Şeyheyn (Buhârî ve Müslim) metnidir.)
1356) Amre merhum anlatıyor: “Hz. Aişe (RA) beraberinde kadınlar olduğu halde haccetse, kadınların hayız oluvermelerinden korkardı: Bu sebeple yevm-i nahirde (kurbanın birinci giünü) hemen onlara öncelik tanır ve derhal ifâza tavaflarını yaptırırdı. İfâza tavaflarını yaptılar mı, artık onları (temizlensinler de veda tavafı da yapsınlar diye) beklemez, kadınlar hayızlı iken hemen (Medine’ye dönmek üzere) yola çıkardı.” Muvatta, Hacc 227, (1, 413).