Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: ÇİNGENELER
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1202
Google Özel Arama

Gönderen Konu: ÇİNGENELER  (Okunma sayısı 1202 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    edepli

  • Sevdalı Üye
  • *****
  • Avatar Yok

  • İleti: 957
  • Nerden: Made in Çorlu
  • Rep: +45/-8
  • Cinsiyet: Bay
  • "İnsan, sevdiği kimse ile beraberdir.."
    • MSN Messenger - olcay-cetintas@hotmail.com
    • Profili Görüntüle EDEPLİ OLMAK YADA OLMAMAK E-Posta
  • Çevrimdışı
ÇİNGENELER
« : 05 Mayıs 2008, 13:57:47 »


 

Çingeneleri bulunduğu her toplum genel olarak küçümser. Onlara; esmer vatandaş, arabacı, kıpti, poşa, köçer, mutrip v.s. der. Daha çok Avrupa’da ve Asya’da bulunurlar. Tarihleri hakkında çok bilgi yoktur. Anayurtlarının Hindistan olduğu kabul edilir. Hindistan’ın ise Kuzey Batı’sı Pencap Sind bölgesi Çingenelerin esas vatanı sayılıyor. Yedi iklim dört kıtayı buradan yayıldıkları ifade edilir.

Hindistan’dan İ.S. 800 yıllarında göç yolu ile çeşitli ülkelere dağıldıkları yazılır. Anadolu’ya ise İ.S. 1300 lerde geldikleri çeşitli tarihi kayıtlarda bulunuyor. Balkanlara Anadolu’dan geçtikleri varsayılır. Dünya üstünde bugün en fazla nüfus yine Hindistan’da bulunuyor. Hindistan parlementosunda çok güçlü bir parlamenter grupları bulunuyor. 1300-1400 yıllarında Anadolu’ya geldiklerinde Anadolu’da Beylikler dönemi yaşanıyor. Osmanlı kuruluş ve genişleme sürecini yaşıyor. Ama bir zaman sonra Balkanlar’ın Osmanlı hakimiyetine girdiği dönem Çingeneler, RumeliEyaletine bağlı Çingene Sancağı kuruyorlar ve içişlerinde bağımsız bir sancak olarak yaşıyorlar. 16. yüzyılda kurulan Çingene sancağının beyi ise, “Miri Kıptiyan”dır. Çingene sancak beyinin görevleri arasında sancağını en iyi şekilde yönetmek, sancağın güvenliğini sağlamak, vergileri devlet adına toplamak, gerektiğinde orduya asker toplamaktır. O sırada Çingene müselimleri 300 ocaktan oluşuyordu.Her ocak 5 kişiydi. Toplam bu sayı 1500 ediyor.Balkanlardaki ve İstanbul’daki Çingeneler bu sancağa bağlı idiler.

5 Eylül 1990 tarihinde Almanya’da çıkan “Der Spiegel” adlı haftalık dengi Avrupa’da bulunan Çingenelerin nüfus dağılımını şöyle veriyor: Avrupa’da 7.101.500 (Yedi milyon yüz bir bin beşyüz) Çingene nüfus bulunuyor. Bu sayının %60, Balkanlarda yaşıyor. Ülkelere göze dağılımı.

 

Romanya                                :        800    bin

Bulgaristan                            :        800    bin

Yogoslavya                           :        800    bin

Çekoslavakya                        :        600    bin

Macaristan                            :        500    bin

Türkiye                                   :        500    bin

İspanya                                  :        500    bin

Eski SSCB                              :        260    bin

Fransa                                    :        250    bin

Portekiz                                  :          92    bin

Yunanistan                            :          90    bin

İtalya                                      :          80    bin

Almanya                                :          75    bin

Arnavutluk:                           :          62    bin

Polonya                                  :          50    bin

İngiltere                                  :          50    bin

Belçika-Hollanda –

Danimarka-Lükenburg         :          30    bin

İsveç, Norveç, Finland        :          26    bin

Avusturya                             :          16    bin

İrlanda                                    :          15    bin

İsviçre                                    :            5    bin

 

Kanada, G. Afrika, Avustralya, Japonya’da bulunan Çingeneler Avrupa ve Asya ile toplanırsa bu sayının yaklaşık 15 milyon olduğu ifade ediliyor.Bu sayı çok ciddi bir rakam sayılır. Avrupa’daki ve Asya’daki birçok ülke nüfusundan daha büyük bir Çingene nüfus sözkonusu oluyor. Yani Çingeneler dünyanın her tarafına yayılmış bir halk.

Dünyada Çingeneler’in en rahat yaşadıkları yer Makedonya oluyor. Bazıları bu ülkeye “Çingene Cenneti” diyor. Makedonya’da Çingeneler’in televizyon yayınları, radyo yayınları, dergi ve gazete yayınları var.Birde siyasi partileri var. Çingene Partisi’nin adı ise Rom Partisi başkanı ise, Faik Abdi. Faik Abdi 1991’den beri Makedonya parlementosunda parlementer.

Türkiye’de Çingeneler’in coğrafi dağılımına baktığımızda İstanbul ve çevresi 1. sırada gelir. İstanbul’da; Balat, Karagümrük, Kasımpaşa, Sulukule, Küçükbakkalköy, Üsküdar-Selamsız. Trakya’da ise, Edirne, Kırklareli sayılabilir. Bunu, Adapazarı ve Bursa izler. Adana’da; Aksu Ovası, Serik önde gelir. Ayrıca; Zonguldak, Denizli, Uşak, Konya, Antalya, Eğridir, Burdur, Hakkari, Mardin, Siirt, Van, Niğde dışında Doğu Anadolu’da dağınık göçer guruplarda yaşamlarını sürdürüyor. Çingeneler’de aşiret sistemi devam ediyor. Yerleşik çingeneler, göçer çingenelerle anlaşamıyorlar. Örneğin; Mıtrıp Çingenesi ile Karaçi Çingenesi asla evlenmez. Evlilikler kendi içinde olur. Yabancı ile evlilik olmaz.

Meslek olarak; falcılık, sepetçilik, kalaycılık, müzisyenlik, elekçilik, demircilik, çiçekçilik, atçılık, bohçacılık, eskiden ayı oynatıcılığı yaparlardı.

 

ÇİNGENELER’DE DİL ve DİN

 

Çingeneler, Çingenece konuşurlar. Rumeli’de, İstanbul’da, Doğu ve GüneyDoğuAnadolu’da Çingenece konuşulur. Bazı bölgesel farklılıklar var. Anadolu’da Türkçe, Yunanistan’da Rumca, kelimeler var. Sadece Türkçe konuşanı yok. Çingenece, Farsça, Kürtçe, Türkçe yardımı ile konuşuluyor. Doğu’da Poşaların konuştuğu dil Ermenice’nin Çingence lehçesi sayılıyor. Samsun’da bir Trakya şivesi Çingenece konuşuluyor.

Çingenece, Hint-Avrupa dil grubunun Hint-Ari (satem) koluna dahil ediliyor. Üç ana lehçesi var. Asyalı, Avrupalı ve Ermeni. Doğuda müzisyen bir grup olan Matrip Çingeneler Kürtler’le yakın ilişkiler içinde bulunuyorlar. Kürtçe konuşuyorlar. Hakkari’deki bütün davulcuların, zurnacıların Mıtrup olduğu sanılıyor. Mıtrıp Çingeneler ile Kürtler arasında sıkça evliliklerde oluyor.

Yerleşik Çingeneler’in büyük çoğunluğu eskiden Hıristiyan’dır. Göçebelerin ise çoğunluğu sözde de olsa İslamiyeti kabul etmiştir. Ama dinsel inancın uygulamasında oldukça liberal oldukları gözleniyor. Din ile fazla araları yok. Dini kurallardan haberleri yok. Buna karşın kendi gelenekleri daha canlı yaşıyor. Bahar şenlikleri olan KakavaTörenleri, Kakava’nın kurban edilmesi törenleri çok sıkı her yıl yapılıyor. 6Mayıs’dan sonraki pazar günü kutlanan KakavaTörenleri olabildiğinde suya, denize girilerek yapılıyor. Çılgınca eğleniliyor.

Van’daki Çingeneler’de, Müslüman, Tokat’takiler’de Hıristiyan, Güneydoğu’daki Cuki inancında olanlarda, İsmaili ve Alevi inancı benzeri semboller görülüyor. Doğu’daki Mıtrup Çingeneler de ise Şafiilik mezhebi etkisi var. Eski dinleri’ne Romania, tanrılarına DELadı verilirmiş.

Kırklareli, Şeytan Deresi’nde her yıl 6 Mayıs’tan sonraki ilk pazar günü yapılan tören 3 gün sürer. Sabah erkenden eskiden katılanların çırılçıplak suya girdikleri de anlatılır. Töreni çeribaşı yönetir. Her şey bir düzen dahilinde olur. Bir taşkınlık yapılmaz. Mitolojiye göre; bugün Mısır’da zulüm görenlerin mucizevi şekilde kurtulmalarının yıldönümüdür. Firavun askerlerinin ise suda boğulması anısına yapılır. Anadolu’da yapılan Hıdırellez ile aynı tarihte yapılır.

 

 

ÇİNGENE OLMAK

 

Çingene olmak çok üzgün bir toplumsal yapılanmadır. Dünya’da nerede ise Çingene’nin olmadığı ülke yok, her ülkenin kendi Çingenesi var. Mısır Çingenesi, Polonya Çingenesi, Bulgar Çingenesi gibi. Çingeneler genelde rahat bir toplum. Dünya umurunda olmayan bir toplum, Dünyaya, dünyadaki siyasi ya da dinsel düzene ilişkin müdahale diye bir sorunu olmayan bir toplum. Ufak tefek didişmeleri dışında dünya insanları ile bir sorunu yok Çingenelerin. Birde kendileri dışındaki dünya onları rahat bıraksa daha sorunsuz olacak yaşamları. Türkiye’de de 81 ilin 81’inde de ilin bir kenarında köşesinde az-çok biraz Çingene mutlaka vardır. Her ilin kendi Çingenesi var yani. Türkiye’de yaklaşık 500 bin dünyada 15 milyon Çingene nüfus var. Çingene nüfusunun bu yapısı birlik olmayıp dağınık olmanın ne demek olduğunu anlatmak için gösterilecek en çarpıcı örnek sayılır.

Çingeneler sosyolojik olarak etnik bir ayrım ifade ediyorlar. Ortak paydaları Çingene olmak. Dinsel farklılıkları var. Dil farklılıkları da var. Ama ortak kimlikleri Çingene olmaktır. Çingenelik ortak bir kültürün bir kimliğin adı olmuş.

Çingeneler bir devlet kurmadıkları halde bu konuda mevcut oluşuma müdahale diye birşey düşünmedikleri halde taraf olmadıkları halde birçok savaşın acı faturasını ne yazık ki, ödemek zorunda da kalmışlar. İşte bunlardan birisiHitler Almanya’sı sırasında başına gelenler. 11 Aralık 1942’de Ss şefiHimmer’in çıkardığı yasa; “çingenelerin topyekün imhası” adını almış. Almanya’da gaz odalarında Faşistler tarafından 500 bin Çingene gaz odalarında yakılıyor. Savaş bittiğinde Almanya dışında katledilen Çingeneler’in sayısı 240 bine ulaşıyor. Fransa’da 15 bin, Polonya’da 35 bin Rusya’da 40 bin, Yogoslavya’da 28 bin Çingene katledilmiştir.

Çekoslovakya’da yaşayan 800 bin Çingenenin parlementodaki temsilcisi Av. Emil Scula, ülkesindeki Çingene sevgisini şöyle anlatıyor. “Çekler Slovaklara, Moravyalılar ise bu iki ulusa bir dakika bile tahammül edemezler. Ama hepsinin ortak olduğu bir tek nokta var. Üç ulusda Çingenelerden nefret ederler.”

Son yıllarda çeşitli ülkelerde Çingene örgütleri kuruluyor. Macaristan, Çekoslovakya, Bulgaristan v.s. Türkiye’de de; Romanlar Kültür ve Dayanışma Derneği, “Çingeneler Derneği” gibi dernekler kuruldu. Çingeneler Türkiye’de yurttaş olarak geçmişte ve günümüzde devlete sorun çıkarmayan bir toplumsal kesimdir. Ama buna karşın “Anti Çingene Yasa” ne yazık ki Türkiye’de de yasalara da girmiş bir olgudur. 1930 Hitler Almanya’sının bu icadı 1934’de çıkan 2510 sayılı İskan kanununda şöyle yer almış. “Türk kültürüne bağlı olmayanlar, anarşistler, çingeneler, casuslar… göçmen olarak Türkiye’ye kabul edilmezler.”

Bu yasanın ağa babası olan Alman faşistleri Almanya’da “soylarında üç kuşak ötesi çingene kanı taşıyanlar” bulunarak imha edildi.

Ülkenin en lüks gazinolarında; Çingene kökenli Adnan Şenses, Kibariye, Güllü, Sibel Can ağzı açık bir tarzda zevk içinde dinleniyor. Ama Bulgar yönetiminin zulmünden Türk soydaşlarla birlikte trenlere dolup Kapıkuleye gelen 360 Çingene Kenan Evren-Turgut Özal döneminde 1980’li yıllarda sınırdışı edilebiliyor. Çingenler için bu yasak bugünde devam ediyor.

 

 

KAYNAKLAR

 

•    M. GÖKGİLGİN: İslam Ansiklopedisi 1945 Ankara

•    P. A. Andrews: Türkiye’de Etnik Gruplar 192 İstanbul

•    Nazım Alpman, Çingeneler, 1993 İstanbul

•    Osman Cemal Kaygılı, Çingeneler, 1997 İstanbul

•    Şehmaz Güzel, Çingeneler

•    Melih Duygulu, Çingenemüziği, Birikim S. 71-72

•    Zaharyan Stangu-Çingenem, 1968 İstanbul

•    Prof. Dr. Ali Arayıcı, Çingender, 1999 İstanbul

EDEPLİ OLMAK YADA OLMAMAKResimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter