Çilin Tedavi Yöntemleri
Melanin cildin üst tabakalarında oluştuğundan cilt renginizi açmak için peeling yapmayı düşünebilirsiniz. Bunu yaparken kullanılabilecek farklı ürünler bulunmaktadır:
- Hydroquinone: popüler bir tedavi olmasına rağmen cildi tahriş edebilir.
- Kojic acid: 1989 senesinde Japonya'da ortaya çıkarılan bu tedavi, mantardan elde edilen doğal bir tedavidir. Cilde zarar vermediği gibi ciltteki renk problemlerinin tedavisinde çok etkilidir. Bu tedavi üst deri tabakalarına nüfuz ederek pigment oluşumuna mani olur.
- Alpha-hydroxy asitleri: yaşlı cilt hücrelerinin daha hızlı dökülmesine yardımcı olarak homojen renklenmeye yardımcı olurlar. Genellikle daha koyu olan yaşlı cilt hücrelerinin dökülmesi çil veya yaş lekelerinin daha az görünür olmasını sağlar.
Yukarıdaki tedavilerden birinin uygulanmasına karar verildiğinde güneşten özellikle korunmak ve kaçınmak zorunludur. Gerekli durumlarda, günde bir kaç kez güneş koruma faktörlü kremler kullanmak gerekir. Cilt rengini açıcı ürünler kullanıldığında ve peeling yapıldığında cildin üst ve koyu renkli katmanı hedef alınır.
Daha alttaki cilt tabakalarında daha az melanin bulunur. Cildinizi
korumadığınız taktirde, cilt kendi kendini korumak için daha fazla melanin üretecektir. Bu da koyulaşarak ciltteki renk farklılığının daha belirgin duruma gelmesine neden olur ve problem artarak devam eder.
Çil ve yaş lekeleri sürekli bakım ve tedavi gerektirir. Tedaviye son verilirse lekeler veya çiller tekrar ortaya çıkar. Ancak cilt "rejimi"ni sürdürmenin kolay yolu (cildinizi hem UVB hem de UVA ışınlarından koruyacak) UV koruması bulunan, renk açıcı içeren, yumuşak ama etkili bir nemlendirici kullanmaktır.
Unutulmaması gereken bir nokta!:
Bazı çil ve cilt lekeleri dahili düzensizliklere bağlıdır. Örneğin karaciğer bozuklukları, hormonal veya metabolizmanın çalışmasına bağlı bazı düzensizlikler, tiroid bezinin fazla çalışması gibi. Eğer bu tür bir rahatsızlıktan şüpheleniyorsanız tedaviye içten başlamanız gerekir. Her zaman olduğu gibi bu yazıdaki bilgilerin medikal tavsiye olarak algılanmaması ve gerekli durumlarda hekime danışılması en doğrusudur.