Adalet Bakanı Cemil Çiçek, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili başlayan tartışmaları değerlendirirken, "Aslında Ramazan ayı gelmeden Ramazan orucu tutmak gibi bir şey bu... Süreç 16 Nisan'da başlıyor ama biz 1 sene evvelden yavaş yavaş ısınarak, ısıtarak bu konuyu, normal bir olayı Türkiye için bir kabusa dönüştürmeyi neredeyse başaracağız" dedi.


Kanal 24'te Ankara Haber Müdürü Esat Pala'nın sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Çiçek, cezaevlerindeki tutuklu sayısında önemli bir artış yaşandığını, şu anda 78 bin civarında tutuklu bulunduğu bildirdi. Çiçek, "Batıda 3 hükümlüye bir tutuklu düşer, bizde ise şu an 28 bin hükümlü, demek ki 78 bin kabul edersek, 50 bin tutuklu var" diye konuştu.

Çiçek, İstanbul, İzmir, Mersin, Adana gibi yerlerde özellikle mal aleyhine işlenen suçlarda ve uyuşturucu suçlarında bir artış olduğunu kaydetti.

Nevruz Bayramı öncesinde alınan önlemlere ilişkin bir soruyu yanıtlayan Çiçek, Nevruz'u bir bayram havasında kutlamanın herkesin arzusu olduğunu söyledi.

Bu ülkeyi seven herkesin arzu ettiği şeyin, bu olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti:

"Medya kanallarına ve basına da çok büyük görev düşüyor. Geçtiğimiz kutlamalarda ne yazık ki üzücü olaylar oldu. TV kanalları, adeta bir derbi maçını nakleder gibi bu olayları nakletti. Medyanın bu olaylara fırsat vermemesi, dolaylı destek sağlamaması lazım. Bunu bütün dünya seyrediyor, o takdirde de Türkiye çok farklı bir konumda görülüyor. İşin böyle bir vahamet arz ettiği bir ülkeye turist gelmesi giderek zorlaşıyor.

Güvenlik güçlerimiz, silahlı kuvvetler her türlü tedbiri aldı. Yeni ilave tedbirler ne ise alındı, bu noktada hükümet kararlıdır. Herhangi bir kanunsuzluk söz konusuysa yasalar çerçevesinde gereği yapılacaktır. Ama buna rağmen 'biz yasa tanımayız' diyenler varsa onlara da gerekli işlem yapılacaktır."

Çiçek, "Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin AKP'nin yaptırdığı anketteki listede, Abdüllatif Şener ve sizin isminiz yok. Öğrenince ne düşündünüz?'' sorusuna şu karşılığı verdi:

"Şimdi söyleyince isim girmiş oldu böylece. Telaffuz edince 2 kişi daha ilave etmiş oldunuz. Cumhurbaşkanlığı meselesini bir köşe yazarımız gündeme getirdi, benim de adım geçti. Ben de onu aradım, dedim ki, 'Ben dolmuşa binmem, bu türlü yazmaların çizmelerin de ne anlama geldiğini bilirim, bunları doğru bulmuyorum..'

Aslında Ramazan ayı gelmeden Ramazan orucu tutmak gibi bir şey bu... Süreç 16 Nisan'da başlıyor ama biz 1 sene evvelden yavaş yavaş ısınarak, ısıtarak bu konuyu, normal bir olayı Türkiye için bir kabusa dönüştürmeyi neredeyse başaracağız. Özellikle muhalefetin bir gerilim, bir tartışma konusu olarak Türkiye'nin gündeminde tutuyoruz." (Anadolu Ajansı)