Bir kere bana bağnaz demeye hakkın yoktur. Evvelâ bunu belirtmek isterim. Söylediğin söz kendisiyle çelişiyor bir kere. Bağnaz olan bir kişi dindar olamaz, dindar olan bir kişi de bağnaz olamaz. Ben sadece maneviyata çok önem veririm, o kadar.
Değişen zamana göre elbette günün alimlerinin söz birliği sonucu değişiklikler yapılabilir ama bu değişiklikler kurallarda değildir, sadece uygulamadadır, dikkatini çekerim. Ben de yukarıda "kurallar"dan bahsetmiştim. Yani çağın getirdiği yeniliklere yönelik yeni uygulamalar ortaya çıkabilir. 1400 sene önce bahsettiğin teknolojiler yoktu ve onlara yönelik kural ve uygulama da yoktu, günümüzde bu teknolojiler ortaya çıkınca bunlara göre fetvalar Diyanet tarafından açıklandı. Ama kadınla erkek 1400 sene önce birbirine namahremdi, 1400 senedir de böyle ve kıyamete kadar da böyle olacak. Namahremliğin ölçütü de bellidir.
Yani değişen zamana göre kadın ve erkek birbirlerine namahrem değildir gibi bir şey söylemek mümkün müdür orkide? Günümüz şartları hiçbir şekilde bu ölçüleri değiştiremez; ama maalesef ki -yineliyorum- içinde bulunduğumuz şartlar ve ortam gereği, istemesek de ve elimizde olmayan sebeplerden ötürü bazı nahoş durumlara maruz kalabiliyoruz.
Kadının çıplak göğüsle namaz kılabileceğini söyleyen Yaşar Nuri ÖZTÜRK, horozdan kurban olur ya da öpüşerek iftar edilebilir diyen Zekeriya BEYAZ ve birbirlerine nikâh düşen erkekle kadının bir arada mazeretsiz olarak bulunabileceğini ifade eden Süleyman ATEŞ gibi kişileri ben hoca olarak ciddiye almam, bu kişilere ve benzerlerine itibar ve itimat etmem. Bu mudur ılımlılık? Bu, dini ve dinimizdeki kuralları bazı kesimlerin zihniyetine uygun hale getirmekten ve saptırmaktan başka hiçbir şey değildir. Ama sen istediğin kişi hakkında istediğin gibi düşünebilirsin.
Helâle haram ya da harama helâl demek benim kafadan attığım bir şey değildir, buna ben karar vermiyorum. Hiçbir zaman için, en ufak ve en basit bir konuda bile, sağlam kaynaklardan bilgi sahibi olmadıkça bir tek söz dahi söylemem orkide. Çünkü sonrasında yalancı konumuna düşmek gibi kötü bir durum vardır. Bu yüzden emin ve kesin bilgi sahibi olduğum konularda konuşurum, yazarım, hüküm veririm. İstersen kaynakları bir araştır; benim karar verdiğimi düşündüğün şeyin aslında dinimizdeki büyük günahlardan biri olduğunu sen de görür ve öğrenirsin.
Birbirimizi kırmaya gerek yok, kırmıyoruz da. Sadece fikirlerimizi ifade ediyoruz ve ikimiz de doğrularımızı savunuyoruz, hepsi bu. Sen demiştin ya hani, forumlarda açılan konulara yönelik fikirler yazılır, fikir alış verişinde bulunulursa o zaman forum sitesi daha faydalı olur diye. İşte yaptığımız sadece bu...