Oraya Gömdük...
Dedikya; burası İnönü! Burada yaşanılanlar, anlamayanların akıl sağlığını bozar. Mabedimiz İnönü kutsaldır bizim için. Kucaklaşmanın olduğu güne siyah-beyaz peynir zeytinle başlarsın; sonra Kartal olur 40 bin kişi konarsın tribünlere, topla birlikte sen de tribünde atağa geçersin; orta yaparsın; kafa topuna çıkarsın; gol atar gol kaçırırsın; rakibin atağını kesmek için tribünde kendi kalene koşarsın; arasıra sen de tribünde sakatlanırsın ama kimseye çaktırmazsın; totem yaparsın; maçı bırakıp, koridora çıkıp dua edersin; kulaklarına gelen sesin tansiyonuna dayanamaz, tekrar tribüne koşarsın; inanmışlığın verdiği haykırmayla tekrar tribünde atak üstüne atağa geçersin... "Haydi Kartalım... Haydi Beşiktaşım..." diye yalvarırcasına bağırırsın...
Çünkü sen 12. Adamsın!
12. Adam asla yorulmaz, inancını yitirmez, hep pozitif olmak zorundadır, bu enerjiyi sahaya yansıtmalıdır. Giydiği 12 numaralı formanın hakkını verir. Akıttığı terden güneşte çay demler. Maçı Kartallar edasında koparır, kazandırır. İnönü'de maç oynanırken orada olamayan 12. Adamların gözleri açık gider ölüme.
12. Adamlar zor bulunurlar... Öldüklerinde İnönü'nün Beleştepe'sinde gömülmek için oranın kendilerine mezarlık yeri olarak ayrılmasını isterler ya da küllerini İnönü'nün çimlerine savrulmasını vasiyet ederler. Ama, ruhları asla ve asla ölmez! 12. Adam giydiği Kartal Baskılı ÇARŞI Formasını stad yapılırken İnönü'nün çimlerine çoktan ruhuyla birlikte gömmüştür. Şimdi o formanın üstünde gelecekteki başarılar ve zaferler özgürce yeşermektedir... Ve, artık sahada 12'ler savaşmaktadır.
Forma nerede mi gömülü? Eski açık tarafı ceza alanı dışındaki sağ iç köşede... '12.Adam Çarşı Forması'nı yaptığımız ayinle mabedimize gömdük ve üzerine de şu dörlüğü yazdık:
İnönü'ye karanlık çöktüğü zaman
Dışarıda yağmurlar yağdığı zaman
Tibünlerde ÇARŞI coştuğu zaman
Haydi bastır Şanlı Karakartalım...
O forma Beşiktaşımıza ömür vermiş ve vermekte olan tüm Kartallara hitaben oraya gömülmüştür. Dünyada başka örneği varsa buyursunlar çıkarsınlar.
Bir ömür de bizden Kartalım... Bir ömür de bizden Beşiktaşım...
Tüm Kartallara selam olsun..
--------------------------------------------------------------------------------
Çarşı Kapalının Ortasında Sıralanan Bir Grup Değildir.!
Çarşı kapalının ortasında sıralanan bir grup değildir. Çarşı bir ruhtur.Çarşı, New York 'da yeraltı trenine yazılmış siyah beyaz bir grafitidir, Prag'da duvara yazılmış bir yazıdır, Erzincan'da bir dağın yamacına yazılmış sevgidir, Adana'da bir rengi bozuk derneğin duvarlarına boyanmış siyah ile beyazdır, Galatasaray lisesi duvarına yazılmış "Çarşı Ulan" işaretidir. Bir tiyatro sahnesinde hiç bir dekora uymadan sırtında taşınan kutsal Beşiktaş formasındadır Çarşı. Zonguldak'ta maden göçüğünden çıkarıldığında ilk nefesle sorulan "maç kaç kaç ?" sorusundadır Çarşı.
Hakeme kızdığında "satanist hakem" diye bağırıp gündemi takip edenlerdir. Atatürk'e dil uzatan dönemin milletvekili hasan Mezarcı' ya "hasan Mezarcı' ya kafam girsin" diyen tezahüratıyla cumhuriyet'in Kemalist çizgisindeki duruşunun ödünsüz sesidir. Ezik civcivler' in yalakalıklarına "tek adam, atam" ya da "bir pankartta
Verhaugen 'e aç Avrupa şampiyonu ol fener" diyen zekâdır. Beşiktaş aşkını
Pankartlarda "başka boyutların tanrısı" diye ifade eden kalptir.
Cezası gereği boş kalmış tribünlere "Ruhumuz Yeter" yazan yüreklerdir. Kaşınanı tesislerinde ziyaret eden ya da ellerine verdikleri "Cobarde Gallina Ortega (korkak tavuk Ortega)" pankartıyla maymun edenlerdir. "erkek adam renkli takım tutmaz" deyip âlemi dut yemiş bülbüle çevirenlerdir. "Işıklar söndüğü zaman tüm fenerliler güzeldir" pankartıyla herkesi güldürenlerdir. "bizim taraftarımız daha fazla" diye böbürlenenlere "en fazla sinek de bokun üzerinde olur" cevabını yapıştıranlardır.
Futbolcusuna kızdığında "aşkımız renklere, sizlere değil" diyen renk aşkıdır. 2 km bayrak yapıp dünya rekoru kıran sevgidir, o bayrağın en arkasında hiç bırakmadan duran 72 yaşındaki teyzedir. Bükreş maçında televizyonların gösterdiği, o soğukta, ayakta boynunda siyah beyaz kaşkoluyla titreyerek Kara Kartallarını seyreden nine'dir.
Tribünde bir doktordur, işçidir, iş adamıdır, bir , profesördür. Omuz omuza zıplayıp "Beşiktaş’ım benim
Biricik sevgilim" diye gözünde yaş ile beraber gırtlağını yırtan solcusudur, sağcısıdır,
Ateistidir, Hacısıdır, Müslüman’ıdır, Ermenisidir, Yahudisidir, Hristiyanıdır. Irak işgalinden önce savaşa karşı duran yurtseverlerin yanındaki ruhtur. Mitinglerde "Beşiktaşlıyız, savaşa karşıyız" tezahüratlarında, tribün’de "savaşa hayır",
"Amerikan şahinlerine karşı Kara Kartallar" pankartlarıyla tepkisini koyandır. Bir F16 burnuna yapılmış Kartal'dır.
Çarşı'nın "A" sını
Anarşinin "A" sığla yazan güce tapmayan isyankârlıktır. "Siyah Beyaz Ölüm Yaşam" diyen felsefedir. Holiganlığı kahpelik, delikanlılığı da hayat felsefesi olarak benimseyenlerdir. Sevinmek için sevmeyendir, inadına inançla bağlı olandır. Nazım Hikmet'in "Aslolan hayattır" ıra tribünlerin hacı babasıyla "Hayatta Beşiktaş" diye ölümsüzleştirenlerdir. "Çarşı,
Kendine de karşı" diyen aykırılıktır.
Tribüne boydan boya "ölüm ne zaman ve nereden gelirse gelsin; mezarıma siyah beyaz güller atılacaksa, mezar taşıma Beşiktaş yazılacaksa, böyle ölüm hoş gelsin sefa gelsin..." yazan ölümsüz sevgidir. Çarşı ruhu Beşiktaş’ının uslanmaz asi ruhudur,
Beşiktaş’ını taparcasına seven çılgın aşığıdır