Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapÇanakkale'ye her baktigimda, Gelibolu bir damla yas gibi Ege'ye süzülür. Sanki memleketimin haritasi aglar. Gelibolu'ya her baktigimda, Bogaz'in köpüklü sulari içimin kiyilarina vurur, sonra kelimeler kanatlanir kalbimden. "Hey Gelibolu derim, onca yigit sende Hakk'a yürümüsken, neden göge sahlanmiyorsun da hicranli bir yas gibi denize uzaniyorsun!" Bogazin köpüklü sulari kiyilarina vurur; "Iki yüz elli bin can.. iki yüz elli bin tane can..." yankilari hiçkirik olur, Gelibolu aglar.
Zaman, firtinalara tutuldugumuz zamanlar... Rüzgârlarin yelelerimizi dagittigi, aslan cesametimize "hasta adam" dendigi zamanlar. Sonunda kara agizlar ferman keser: "Çanakkale'den... Istanbul'a varalim; hançerimizi tam kalbinden vuralim." derler ve korkunç zirhlilarla yola çikarlar. Hem kendilerinden o kadar emindirler ki, hesaplarina göre havalar müsait olursa iki hafta sonra Bogaz'a demirleyeceklerdir. Istanbul'u aldiklarinda kullanacaklari paralari bile beraberlerinde getirirler. Banknotlar gemilere dizilir, sandiklar aglar. Bu hülyalarla Ingiliz silinglerine Osmanlica "gümüs kurus" yazilir, hatt-i sülüs aglar. Havadisler yildirim hiziyla
yayilir, postanelerde telgraflar aglar. Azinliklar "muzaffer haçlilar"i karsilama heyecanina kapilirlar. Bogaz'a nazir balkonlar kiralanir, cumbalar aglar.
Zaman; cephelere savruldugumuz zamanlar... Yemen, Kafkasya, Galiçya simdi de Çanakkale... Ve her evden bir yigit... Her evden bu kaçinci yigit. Ama yine de "Git! Minareler ezansiz, camiler Kur'ansiz kalacaksa sen de git." denerek, son yongalar ugurlanir, analar aglar. Körpe yavrular koklanir, saçlarindan bir tutam kesilir, hatira için sarilir, mendiller aglar. Nice genç kizin muradi Çanakkale'nin yollarina dizilir, kaç nisanlinin elleri veda eder, kaçinin kinasi aglar.
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Agitlar yakilir, türküler aglar.
Ve yurdun dört bir yanindan sehit namzetleri dökülür Çanakkale'ye. Düsmanin alnina degecek yalin bir pala, gögsüne inecek birer süngü gibi dizilirler siperlere. Artik geride ev bark, çoluk çocuk; ne ana, ne de yâr... Hepsinin hayali, dökerek oluk oluk kanlarini, ya sehit olmak ya da gazi; ama ille de karis karis topragina
yazarak, "Çanakkale geçilmez, Çanakkale geçilmez!"
Ve bir sabah Ege farkli bir tonda döver Gelibolu'yu, deniz hazin hazin kiyilara vurur, dalgalar aglar.
Sene; 1914 bir sonbahar günü... Gri renkli ölüm makineleri görünür, ufuklar aglar. Korkunç zirhlilar menzilin disinda kalip tabyalarimizi darmadagin ederken, Mehmetçik hayiflanir, imkân aglar. Yine de birer birer Bogaz'in serin sularina gömülürler. Gelibolu'nun kayalarina çarpmayan gemiler, Mehmetçigin gögsüne çarpar ve paralanir. Bogaz'in çilgin sularindan kurtulanlar, sehitlerin kaninda bogulurlar. Ve bir bahar sabahi, Mecidiye tabyasi darmadagin edilir. On alti yigit sehit olur, geride Koca Seyit aglar. Sonra "La havle ve la kuvvete" deyip mermiyi sirtlar, okkalar aglar. Merdivenlerini üç kere inip çikarken obüslerin, kemikleri
çatirdar, basamaklar aglar. Tarihler on sekiz marti gösterirken, Osin serin sulari boylar; denizin geçit vermeyecegini anlarlar. Çikarma yapmaya karar verilir, karalar aglar. Ve kahramanlar geçer Çanakkale'nin topraklarindan. Ilk çikarmanin Ertugrul koyuna yapilacagi sezilir, Ezineli Yahya Çavus gürler: "Vatanimin topraklari namusum kadar kutsaldir. Düsman bu topraklara ayak basmamalidir." der ve altmis üç neferle aksama kadar üç bin düsman öldürülür, kahramanlar armaklarini isirir, Zal oglu Rüstem aglar.
Mehtap deresinden, bir orduya bedel bir Tegmen Mehmet Selim geçer. Sabah namaziyla beraber takimini bir süngü savasina kaldirir. Talihsiz bir kursun benzin bidonlarina isabet eder, ayni anda Selim Tegmen tutusur. Fakat kararmaz cesedi isil isildir, günes aglar. Daha kimler, daha kimler... Birer birer degil, yigitler bölük bölük, alay alay sehit düser. Sisli bir nisan sabahi 57. Alay komutani araziye yayilmis beyazliklar görür ve takim komutanina bu beyazlarin ne oldugunu sorar. Takim komutani, sabahleyin düsmana hücum emrini almis 57. Alay'in, Rablerinin huzuruna temiz çikmak için çamasirlarini yikadiklarini söyler; bu beyazliklar, onlarin ak niyetleridir, der. Ertesi gün bütün alay, Hakk'a pervaz eder, kuslar aglar.
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap3. Tabur'da bir kinali er, tabur komutani Sabri Beyin dikkatini çeker. Kinanin sebebini sorar, Yozgatli Murat mahcup olur, boynunu büker. Hemen annesine yazar; "Kardeslerimin basina kina yakma mahcup oldum, zabit efendi ordugunda." der, cevabini bekler. Ana cevap verir: "Ey oglum, gözümün nuru Murat'im! Zabit efendiye selam söyle, biz kurbanlik koçlari kinalar öyle kurban ederiz. Sen dört kardesin arasinda kurbansin. Sen Ismail'sin. Sen orada sehit olacaksin Insaallah. Kurbanlik koçlar nasil kinalanirsa, ben de onun için senin saçini kinalayip gönderdim." Kinali Murat, mektubu almadan kurban olur, biçaklar aglar. Bir savastir ki, Çanakkale içindeki her sey aglar. Sehit olan sevinçten, gazi olan teessürden aglar. Imkân zalim elde olduguna, mavzer Mehmed'imin elinde patlamadigina aglar. Düsmanin habis ayagiyla kirletildim der, Seddü'l-bahir aglar; bogdum hepsini birer birer der, Bogaz aglar. Hepsinin üstüne: "Çanakkale geçilmez! Hani Çanakkale geçilmezdi." der, topragiyla dövünür, Çanakkale aglar.
Agla Çanakkale! Yillarca döktügün hicranli yaslara bedel bir daha agla Çanakkale. Karaya oturmus gemiye gözyaslariyla yeniden rota tutturanlara agla. Bir anlamsiz tutkunun izinde diyar diyar dolasan ruhlarin yeniden formunu yakalamasina agla. Bir ideal ugruna Anadolu'ya gelip ölenlere mukabil, Anadolu'dan dünyanin dört bir tarafina giden ve ancak bir ideal ugruna yasayan gençlerine agla. Agla sevinç gözyaslariyla ve kanatlan! Müjdeler götür topragindan Hakk'a uçanlara. Kaniniz bosa akmadi de! Bir nesil filizleniyor, kaninizi akittiginiz yerlerde de. Dilin sussun, hatiralarin konussun Çanakkale!
Savaslardaki kizil hatiralarini oksayip sevinç gözyaslari dökerken sehitler, sen de onlarla beraber bulut bulut ol. Yagmur yagmur in filizlenen altin neslin üzerine. Koca Seyit'in kudreti ol, Mülazim Mehmet Selim'in cesareti; Yahya Çavus'un yüregi, Kinali Murat'in teslimiyeti... Yürü damarlarina, sahlansin her biri, aksin kitalara, cografyalarda bastan basa bahar, sarsin her yeri.
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapSimdi bir kez daha agla. Feryatlarin duyulmamis cinsten olsun. Muradi senin için yasamak ve sende ölmek olanlarla, arana okyanuslarin girmesine agla. Simdi bir kez daha agla Çanakkale! Ama aczden degil, yalnizca bir Mekke mahzuniyetiyle olsun. Agla bir ulu divanda, ki gözyaslarin Asa-yi Musa gibi yarsin okyanuslari, yol olsun. Ve dönsün gurbet mahkumlari, vatanin gerçek evlâtlari. Dönsün! Sehitler askina bir kez daha agla, feryadin tutustursun bütün denizleri, okyanuslar buhar olsun. Gerçek sahiplerinle arandaki engeller kahrolsun, duman olsun, yok olsun.