Günümüzde İslam ı topluma anlattığını zannedenler, Kur’an ı herkesin anlayamayacağını, onu Arapça bilen ilim tahsili yapmış kişilerin ancak anlayabileceğini, Arapçanın da her dile tam çevrilemeyeceğini anlatırlar. Hâlbuki Allah yemin ederek, Kur’an ı kullarım anlayabilsin, hiç kimseye muhtaç olmasın diye kolaylaştırdığını, nice örnekler vererek açıkladığını söyler Kur’an da. İlginçtir rivayet edilen hadislerde günümüze Arapça yazılı olarak gelmiştir ama onu tercüme ederken, hiç kimse farklı tercüme etmez ve Arapça olan hadislerin, tam olarak Türkçeye çevrilemeyeceği de hiç söylenmez. TÜM BU OYUNLAR, YAŞANAN BATIL İSLAMIN AÇIĞA ÇIKMASINI ÖNLEMEK VE KUR’AN IN TABİRİYLE, ATALARININ HURAFE İNANCINI, YAŞAYABİLMEK İÇİNDİR. Sizlere kendisinin akademisyen olduğunu söyleyen bir arkadaşımızın, bana verdiği cevaplardan bazı alıntılar yapmak istiyorum. Çünkü bu düşünce ve zihniyet, yaşanan İslam ın adeta özünü anlatıyor bizlere. Faydası olacağına inanıyorum.
“KUR’AN’DA HER ŞEYİ BULAMIYORUZ MAALESEF.. Şunu bulabilir misin diye sormuyorum. Belki o taraklarda bezin bile yok. NOT: Burada ”düşünmeyi başkasına bırakmak’tan peygamberi anlıyorsanız; o zâtın, Allah’ın öğretttiği, edeplendirdiği, âlemlere rahmet kıldığı ”aydınlatıcı bir kandil” olduğunu unutuyorsunuz demektir.”
“EVET, BAZI ŞEYLERİ BULAMIYORUZ KUR’ÂN’DA.. ALLAH ONLARI EKSİK BIRAKMADI, PEYGAMBERİNE HAVÂLE ETTİ. AMA TABİÎ Kİ KUR’AN METNİNDE YER ALMADAN, BAŞKA BİR YOLLA/BİLGİ KAYNAKLARIYLA BAZILARINI ONA ÖĞRETTİ; BAZILARINI DA ONUN TAKDİRİNE BIRAKTI.”
Bu arkadaşımız hiç korkmadan, hatta birazda üzülerek Kur’an da her şeyi bulamıyoruz maalesef diyebiliyor. Çünkü kendisi mezheplerin ve rivayetlerin, Kur’an dışından dine yapılan ilavelerini Kur’an da bulamadığında, Kur’an ı detaysız ve açıklanmamış görüyor ve MAALESEF diyebiliyor. Yani Kur’an detaylı değil diye, üzülüyor aslında. Ben, Allah ın Resulüne ait olduğunu iddia ettikleri hadislerin, gerçekten kendisine ait olup olmadığını nereden bileceğiz, ya değilse dediğimde ise, sanki Peygamberimize herhangi bir söz söylemişim gibi, Allah ın Resulünün özelliklerini sayıyor bana ve onun bizlerin yerine düşündüğünü ima ediyor. ALLAH IN RESULÜ BİZLER İÇİN ÖRNEKTİR AMA YAŞANTISI VE TAVRIYLA ÖRNEKTİR, ODA KUR’AN DA AÇIKLANMIŞTIR. Yine arkadaşımız, Allah ın Resulüne asla vermediği bir görevi, yetkiyi vererek, Allah Kur’an ı eksik bırakmadı dedikten sonrada, ama bazı konuları Peygambere havale etti diyebiliyor. Açıkça söyleyemiyor, eksik varda, Resulü tamamladı demeye dili varmıyor. ÇOK DAHA İLGİNCİ, ALLAH IN RESULÜNÜN BU DİNİ TAMAMLADIĞINI AMA KUR’AN IN METNİNDE YER ALMADAN, BAŞKA BİR YOLLA BİLGİ KAYNAKLARIYLA ONA ÖĞRETTİ DİYOR. HANİ KUR’AN DAN HESABA ÇEKİLECEKTİK? HANİ YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILACAKTIK? HANİ KUR’AN DA HİÇ BİR EKSİK BIRAKMADIK DİYORDU ALLAH. YOKSA BU AYETLERE İMAN ETMİYOR MUYUZ?
ÇOK DAHA İLGİNCİ, BAZILARINIDA RESULÜN TAKDİRİNE BIRAKTIĞINI SÖYLEYECEK KADAR, KUR AN DAN UZAK SÖZLERİ SÖYLEMEKTEN ÇEKİNMİYOR. YANİ İSLAM, ALLAH VE RESULÜNÜN ORTAK DİNİ ÖYLEMİ? Allah bu düşünce ve inançlardan bizleri korusun. Böyle bir düşüncede ki bir Müslüman a, ne söyleseniz söyleyin sizi dinlemez. NE YAZIK Kİ İSLAM GÜNÜMÜZDE, BU DÜŞÜNCE VE İNANCIN ETKİSİYLE YAŞANIYOR. Hatırlatırım bu arkadaşımız kendisinin, akademisyen olduğunu söylüyor, hatta akademisyen olduğunu söylediği bir cevabından alıntı yapmak istiyorum. ”BEN AKADEMİSYEN OLARAK İNİŞ SEBEBİNİ AÇIKLADIM. İYİCE, DERİNCE-KARŞILAŞTIRMALI OKUYUN AYETLERİ.” Allah ın Kur’an da açıklamadığı iniş nedenlerini arkadaşımız, Kur’an gibi korunan emin bir kaynaktan almış olmalı ki, birde açıkladığını söyleyebiliyor. Hâşâ Kur’an ı adeta tamamlarcasına. Aradan bir müddet geçti, bakın virgülüne bile dokunmadan bana nasıl bir cevap verdi bu arkadaşımız. ”BENİ AKADEMİSYEN SANDINIZ HA. BEN DE SENİ AKLI BAŞINDA, ENGİN DERYA SANMIŞTIM.” Verdiği cevaba çok şaşırıp, yani siz akademisyen değil misiniz dediğimde ise bakın ne cevap verdi. “BENİ AKADEMİSYEN SANDINIZ YA” SÖZÜNDE İĞNELEME VARDI. AKSİNE DURUM YOKTUR.” Yorumunu sizlere bırakıyorum. Çünkü insanlar düşünce ve fikirlerini kabul ettirebilmek için, bazı maskeler takmanın, bazen inandırıcı olacağına inanabiliyorlar. Bu arkadaşımızın da gerçek niyetini, yalnız Allah bilir demek istiyorum.
Konumuza devam edelim. Eğer Arapçayı en iyi bilen, Kur’an ı en iyi en doğru anlayabilseydi, bugün İslam ı en doğru, ARAPLAR YAŞIYOR OLURDU. Çünkü toplumun, Kur’an ı anladığı dilden okumasını engellemek için, Kur’an her dile tam çevrilemez, herkes Kur’an ı anlayamaz Arapça bilmek ve ilim tahsil yapmak gerekir diyerek, toplum susturulmakta, anlatılan rivayet ve batıl inançlarını topluma kabul ettirmeye çalışmaktadırlar. BU İNSANLAR ADETA KENDİLERİNİ, RUHBAN SINIFI İLAN EDEREK, DİNİ TEK ELLERİNE ALMAK İSTİYORLAR. DEMEK Kİ SORUN, ARAPÇAYI BİLİP BİLMEMEK TE DEĞİLMİŞ. SORUN ALLAH IN ÖNERDİĞİ GİBİ, KAFAMIZDAKİ BATIL VE HURAFEDEN KURTULMADAN, KUR AN I OKUMAMIZDA, ANLAMAYA ÇALIŞMAMIZDA. Eğer yalnız Allah a güvenmeyip, Kur’an dışı rivayet bilgiler ışığında Kur’an ı anlayacağımıza inanıyorsak, Allah NURUNU bizlere açmıyor ve kendi ilminden istifade etmemize izin vermiyor. Onun için Allah böyle insanların, gözlerine ve kulaklarına perde, kalplerine mühür vurdum diyor.
Allah Elçisinin bizlere, bakın nereye uyacağını söylemesini istiyor. “BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYUYORUM VE BEN APAÇIK BİR UYARICIYIM.” (Ahkaf 9) Allah ın Resulü, kendisine vah yedilen Kur’an a uyuyorsa, sizce O kitap detaysız ve açıklanmamış olabilir mi? Yine bir başka ayetinde, “RESULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR” (Ankebut 18) Diyorsa, sizce Allah ın Resulü, açıklanmamış detaysız olduğu söylenen bir kitabımı tebliğ ediyor ümmetine. KUR’AN A YAPTIĞIMIZ SAYGISIZLIĞIN, LÜTFEN ARTIK FARKINA VARALIM, yoksa Allah Müslüman toplumlarının yaşadığı O acı, üzücü ortamdan, asla kurtarmaz bizleri. Sizlere Kur’an dan bazı ayetler hatırlatmak istiyorum. Sizce bu ayetlerde, Kur’an ın gerektiği gibi açık ve detaylı olmadığını, ayetleri Allah ın Resulünün açıklayacağını, hatta Kur’an da bahsedilmeyen konularda, Resulüm hükümler mi verecek diyor? YOKSA HİÇ BİR TEREDDÜT YARATMADAN, SİZE İNDİRDİĞİM HÜKÜMLERE, ŞERİATIMA, KUR’AN A UYUN MU DİYOR?
Casiye 18: SONRA SENİ DE DİN KONUSUNDA BİR ŞERİAT SAHİBİ KILDIK, ONA UY; BİLMEYENLERİN HEVESLERİNE UYMA.
Araf 3: RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE UYUN; O’NUN BERİSİNDEN BİRTAKIM VELİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN. SİZ NE KADAR DA AZ ÖĞÜT ALIYORSUNUZ!
Bakara 170: Onlara, “ALLAH’IN İNDİRDİĞİNE UYUNUZ” DENDİĞİNDE, “HAYIR, BİZ ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEYE UYARIZ” derler. Ya ataları akıllarını kullanamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler de mi?
Enam 155: İşte bu (Kur’an), bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. BUNA UYUN VE ALLAH’TAN KORKUN Kİ SİZE MERHAMET EDİLSİN.
Lokman 21: Onlara, “ALLAH’IN İNDİRDİĞİNE UYUNUZ” DENİNCE; “BABALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ YOLA UYARIZ” derler. Şeytan onları alevli ateşe çağırmış olsa da mı?
Şura 47: Allah’tan geri çevrilmesi imkânsız bir gün gelmezden önce, RABBİNİZE UYUNUZ! Çünkü o gün, hiçbiriniz sığınacak yer bulamazsınız, itiraz da edemezsiniz.
Ayetler hakkında, tek tek konuşmaya sanırım gerek yok. Düşünen batıl ve rivayetlerden uzak aklını kullanan, tüm gerçekleri fark edecektir. Siz bu ayetlerden, Resulüm benim ayetlerimi açıklayacak, anlaşılır hale getirip detaylandıracak, hüküm vermediğim konularda hükümler verecek, HEM BENİM HEMDE KUR’AN DIŞINDAN RESULÜMÜN VERDİĞİ HÜKÜMLERE UYUN, DİYE Mİ ANLADINIZ? Casiye 18. ayetinde Allah, Resulüne bakın ne diyor. SANA DİN KONUSUNDA, BİR ŞERİAT VERDİK ONA UY DİYOR. Demek ki Allah ın Elçisinin, dine şeriat ilave etme yetkisi yokmuş, tam tersine Allah ın şeriatına uyma emrini veriyor. Allah bu emri verdikten sonra, başka bir ayetinde bunun tam tersi bir hüküm verir mi? Elbette vermez.
Şura suresi 47. ayetinde Allah, en son ikazını yapıyor ve canınızı teslim etmeden önce, Allah ın gerçeklerinin farkına varın ve RABBİNİZE YANİ ONUN İNDİRDİĞİ VAHYE, KUR’AN A UYUN DİYOR. Çünkü Allah ın Elçisi de, ben yalnız bana indirilen vahye uyarım demiyor muydu Kur’an da? Sizce tüm bu ayetlerde, Allah ın vahyinin gerektiği kadar açık ve detaylı olmadığı, bunu Resulünün açıklayıp detaylandırdığımı anlatılıyor, yoksa tam tersine, yalnız ve yalnız Allah ın indirdiğine, onun ipine sarılmamızı mı emrediyor? BUNCA AÇIK AYETLERDEN SONRA, HALA ATALARININ BATIL İNANÇLARININ ETKİSİNDE OLANLARIN, ZATEN KUR’AN GERÇEKLERİNİ ANLAMASINI BEKLEYEMEYİZ. ÇÜNKÜ ONLARIN ALLAH, GÖZLERİNE PERDE ÇEKMİŞ, GÖNÜLLERİNİ MÜHÜRLEMİŞTİR.
Dilerim Allah dan, gözlerine perde çekilmeyen, gönülleri mühürlenmemiş, Allah ın azınlık sevgili kulları arasına oluruz.
Şura 47: Allah’tan geri çevrilmesi imkânsız bir gün gelmezden önce, RABBİNİZE UYUNUZ! ÇÜNKÜ O GÜN, HİÇBİRİNİZ SIĞINACAK YER BULAMAZSINIZ, İTİRAZ DA EDEMEZSİNİZ.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAKLinklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapLinklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapLinklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapLinklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapLinklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap