Bütün dünya yeni enerji kaynaklarının peşindeyken, ülkemizde 46 yeni kömürlü termik santralının daha planlandığının, EPDKínın söz konusu termik santral başvurularının bir kısmına lisans verdiği ve kimi Valiliklerinde “Çevre Durum Tespiti ve Taşıma Kapasitesinin Belirlenmesi” adı altında düzenlediği raporlarla kömürlü termik santral yapımını kolaylaştırma yoluna gidildiğini biliyor musunuz?
Termik santralların çıkardığı zehrin, havaya ve suya karışması nedeniyle, solunum yolu hastalıklarının arttığı, kanserden ölümlerin çoğaldığı, tarım topraklarının ve bitki örtüsünün zarar gördüğü, deniz ve nehir gibi su kaynaklarının kirlendiği yargı kararları ve bilim çevrelerince kanıtlanmıştır.
Ayrıca, NASAínın 2030 yılına kadar Dünyadaki tüm kömürle çalışan santralların kapatılmasını savunduğu; ABD'nin 100 termik santral ihalesini iptal ettiği; ABD ve Avrupaínın termik santraları kaldırdığı; Dünyadaki karbon salınımlarının toplamda yüzde 41íini termik santrallerin oluşturduğu bilim insanlarınca ifade edilmiş ve bu uyarı ve değerlendirmeler ulusal basınımızda da defalarca yer almıştır.
Ama tüm bunlar bir kulağımızdan girip ötekinden çıkmış olmalı ki okuduğum haberde; İzmir dört, Adana yedi, Çankırı iki, Çanakkale beş, Hatay beş, Zonguldak altı, Sinop dört, Sakarya iki ve Bolu, Balıkesir, Bartın, Kocaeli, Kütahya, Mersin, Bursa, Şırnak, Tekirdağ, Manisa, Edirneíde birer santral kurulacağı yazılıyordu.
Ülkemiz, güneş, su, rüzgar, jeotermal gibi doğal enerjiler bakımından zengin olmasına karşın bugün ülke su kaynaklarının sadece yüzde 25 ëini kullanmaktadır
Konu hakkında görüşlerini aldığım İzmir CHP Milletvekili Selçuk Ayhan Meclise Başbakan Erdoğan tarafından yanıtlanmasını isteği bir soru önergesi vermiş.
Selçuk Ayhan bu bağlamda Erdoğanídan bazı soruların cevaplanmasını istemektedir.;
Yapılması düşünülen termik santrallarının özellikle ekolojik hassasiyete sahip Karadeniz, Ege ve Akdenizíin kıyı bölgelerinde seçilmesi AKP hükümetinin Kyoto Protokolü konusundaki samimi olmadığını mı göstermektedir?
Kyoto Protokolü’ne katılma kararı alan hükümetin, diğer yandan dünyanın terk ettiği enerji kaynaklarına yatırım yapması, ithal kömür ve ithal doğalgaza bağımlı bir enerji politikası izlemesi, çokuluslu enerji şirketlerinin ülkemiz enerji politikalarındaki gücünü ve etkisini mi göstermektedir?
Planlanan 46 yeni kömürlü termik santralin, turizm potansiyeli arz eden, su havzası, su kaynakları, tarımsal alan gibi özelliklere sahip bölgelerde seçilmesi nedeniyle;
a) Kültür ve Turizm Bakanlığının,
b) Çevre ve Orman Bakanlığının,
c) Tarım ve Köyişleri Bakanlığının olumlu görüşlerine başvurulmuş mudur?
Her ne kadar Meclise sunulan soru önergelerinin bir çoğu yanıtsız kalsa da Selçuk Ayhan kadar ben de bu ve buna benzer soruların cevaplarını merak ediyorum.
Çünkü bana soran olursa benim de verebilecek bir cevabım yok...
Yazan : Ayşem KALYONCU
Kaynak : Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapKendi görüşüm : Merhaba arkadaşlar konu açlmışken bende birkaç birşey karalayım dedim. Makalede yazılanlar oldukça doğru. O kadar yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olmamıza ve yaşanan olumsuz sera etkisine rağmen bu çevreye (her ne kadar filtre kullanılsada) ve cebimize zararlı santrallarin kurulması hiç doğru değil. Bu konuda destek vermek isteyenler mail yoluyla çevresine bilgi verebilir ve bir kamuoyu oluşturulabilir. Olumlu olumsuz hertürlü görüş ve yanıtlarınızı bekliyorum. Sağllıcakla kalın.