Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Bir Hac Hikayesi
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1206
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Bir Hac Hikayesi  (Okunma sayısı 1206 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Bir Hac Hikayesi
« : 27 Aralık 2007, 21:55:09 »


 

Osmanlılar zamanında 1900’lü yıllarda, mukaddes topraklarda bugünkü gibi otel sistemi yokmuş.


Çünkü buralarda yaşayan halk günlerce önceden şehir dışına çıkar, hiç tanımadığı bir yerden hac yapmak maksadıyla gelen kişileri karşılar ve bundan da büyük şeref duyarlarmış.


İşte böyle bir hac mevsiminde, takriben 1903-1904 yıllarında, Mekke halkı yine hacıları karşılamak üzere şehir dışına çıkmış.


Bunlardan biri, gözüne kestirdiği uzun boylu, endamlı, sakallı, normal giyimli birisinin yanına yaklaşarak, kendisini evinde misafir etmek istediğini bildirip, eğer gelirse büyük şeref duyacağını söyleyerek rica minnet evine davet etmiş.


Gelen zat hac müddeti boyunca o kişinin evinde kalmış. Hac zamanı bitiminde bu iki kişi helalleşerek ayrılmışlar.


Ayrılırken, hacı olan zat, hane sahibine bir kese altın hediye etmek istemiş.


Hane sahibi bu altınları kabul etmek istememişse de, hacı olan zat fevkalade ısrar edince, ev sahibi kabul etmek zorunda kalmış.


Bir de mektup bırakıp ev sahibine demiş ki:

“Bu mektubu ben gittikten en az bir gün sonra Mekke Emiri’ne teslim et!”


Hacı gittikten bir müddet sonra hane sahibi kendi kendine: “Allah, Allah! Ben kiim, koskoca Mekke Emiri kim, bu mektubu yazan o hacı kim!” diye düşünmüş.


Derken hanımı mektubu Mekke Emiri’ne muhakkak vermesi gerektiğini, aksi halde vebal altında kalacağını söyleyerek beyini ikna etmiş.


Neticede çeşitli mercilerden geçerek mektubu Mekke Emiri’ne vermiş. Emir mektubu açınca hemen ayağa kalkmış, selam durmuş ve hane sahibine sormuş:


- Şimdi nerede bu misafir ettiğin zat-ı muhterem?

- Efendim, haccını tamamlayıp memleketine döndü.

- Bak mektup nasıl başlıyor: “Ben Harem-i Şerifin Hadimi Halife-i Müslimin Sultan Abdülhamid Han-ı Sani ki.”


Bunu duyan adam bayılmış ve 2 gün kendine gelememiş.


İşte Sultan Abdülhamid Han, devletin bekasını ve belki de mütevazı bir hac yapamayacağını düşünerek, kimseye haber vermeden hac vazifesini yerine getirmiş ve efendimizi (s.a.v) ziyaret ile şereflenmiştir.

Alıntı
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
6 Yanıt
2695 Gösterim
Son İleti 02 Ekim 2008, 16:50:16
Gönderen: turkuaz
8 Yanıt
2697 Gösterim
Son İleti 11 Mart 2008, 23:04:00
Gönderen: orkide
3 Yanıt
1863 Gösterim
Son İleti 03 Mayıs 2008, 10:27:10
Gönderen: candostu06
0 Yanıt
894 Gösterim
Son İleti 12 Nisan 2015, 13:36:48
Gönderen: Muhammet42
0 Yanıt
447 Gösterim
Son İleti 29 Eylül 2015, 21:45:05
Gönderen: semihad