Bir Elmanın İki Yarısı'nın Sırrı
Bir ömrü birlikte ve mutlu geçirdikten sonra ölüme bile birlikte giden çiftleri duymuşsunuzdur. Hani, şu eşi ile aynı anda, ya da en geç eşinden birkaç gün sonra ölen insanları. Peki, hiç onların sırlarını merak edeniniz oldu mu? Neden birlikte bu dünyadan göç ettiklerini hiç düşündünüz mü?
Birçoğunuz sadece sevgilerinin büyüklüğünden kaynaklandığını, eşini çok fazla sevdiğinden ölümünün acısına dayanamadığını filan diyeceksinizdir. Evet, büyük bir sevgi var ortada ama sadece bu değil. Bunun altında insanlığın yaratılışına kadar dayanan da bir efsane var. Bu efsane gerçek midir bilinmez ama ben öyle olduğunu düşünüyorum.
Efsane şöyle der; ‘’Tanrı insanı kendi suretinden yarattı. Ancak insan yaratılış anından itibaren bu büyük yükün altında hızla ezilmeye başladı. Böyle yüce bir görünüm, bir kulun kaldıramayacağı kadar ağırdı. Bunun üzerine Tanrı insanı iki parçaya bölerek Cennet’e gönderdi. Ruhu ve bedeni ikiye ayırdı. Ortaya kadın ve erkek çıktı. İnsan Cennet’ten düştüğünde bile Tanrı’nın sevgisini ve bağışlayıcılığını o kadar hak ediyordu ki Tanrı şöyle buyurdu;
‘Ben insanın bölünen iki parçasını hayatlarının bir zamanında mutlaka karşılaştıracağım. Ancak sonrasına karışmayacağım. Eğer bölünen beden ve ruh tekrar bir araya gelebilirse, onlar her iki dünyada da mutlak huzuru ve mutluluğu yaşayacaklar.’
İşte bu yüzden o çiftler bu dünyadan birlikte göç ederler. Çünkü bir parça öldüğünde düğeri de uzun süre hayatta kalamaz.
Ancak efsanenin bilinmeyen bir noktası daha var. ‘’Kavuşamayan insanlar.’’ Onlara ne oluyor onu da açıklayayım. Her ne kadar birbirlerine kavuşamamış olsalar da, Bu dünyaya veda vakitleri geldiğinde, birbirlerinden uzakta, hemen hemen aynı anda bu dünyaya veda ediyorlar. Çünkü kavuşamasalar da onlar bir bedeni ve ruhu paylaşan iki yarımdan ibaretler.
Umarım gönlü temiz olan her insan kendi yarısına bir gün kavuşur ve bir bütün olur.
''Aynaya Baktım Yüzünü Unuttukça...''
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap