Bilâl, Resulullah (s.a.s.)'ın müezzini olarak tanınmaktadır. Ve sık sıkezanı Bilâl'e okuttururdu.
Hatta sabah ezanındaki "
" (Namaz uykudan hayırlıdır)
ibaresini Bilâl ezana eklemiş Resulullah
"Bilâl, bu ne güzel söz!" diye onu tasvip etmişti. (Avnu'l-Ma'bud, Şerh Ebû Dâvud, III,185; İbn Mâce, Ezan, 1, 3,).
Hz. Bilâl, Resulullah'ın bütün gazalarına katıldı. Bedir gazasında Hz. Bilâl, Mekke'de kendisine her türlü eza ve işkenceyi reva gören Ümeyye'yi görmüş ve şöyle bağırmıştı:
"İşte küfrün başı!.."
Bunun üzerine dikkatleri ona çevrilmiş ve müslümanlar derhal onun ve oğlunun etrafını sararak ikisini de öldürmüşlerdi. Resul-u Ekrem Mekke'nin fethi ardından Kâbe'ye girerken has müezzini Hz. Bilâl'i yanlarında bulundurmuşlardı.
İbn Ömer, bu vakayı şöyle nakleder ve der ki:
"Resul-u Ekrem, Mekke'nin fethi gününde, Mekke'nin yüksek tarafından bir deve üzerinde geldi. Üsame b. Zeyd, Bilâl ve Osman b. Talha da yanlarındaydılar.
Resul-u Ekrem Kâbe içinde uzun bir müddet kaldılar, sonra çıktılar. Arkasında müminler içeri girmek için birbiriyle yarış etti.
İlk giren bendim. Bilâl, kapının arkasındaydı.
Bilâl'e Resulullah'ın nerede namaz kıldıklarını sordum, yerini gösterdi.
Ne var ki Bilâl'e,
Allah Resulunun kaç rekat namaz kıldıklarını sormayı unuttum." (Buhârî, Meğâzî, 49).