Ligin ilk maçları genelde hep çok zor geçer, bir de buna Beşiktaş’ın son yıllarda lige yaptığı kötü başlangıçları da eklersek bu gece alınan bu üç puanın değerini daha iyi anlamış oluruz. Kadrosu ile çok oynamamış, birbirini geçen sezondan iyi tanıyan Konyaspor ayağa top yaparak yorgun olan Beşiktaş’ı daha da çok yorarak rakibine üstünlük kurmayı planlamıştı ama bu sezonun diri Beşiktaş’ı karşısında onlar da tutunamadı
Ertuğrul Hoca yine sahaya en doğru takımı sürmüştü. Yıllardır süregelen bir söylem vardır, takımların hocaları sahaya hatalı bir 11 sürdüklerinde, hemen maçın ardından hafta içi bu takımla ben beraber oluyorum, kimin oynaması gerektiğini de ben bilirim denen o meşhur söylem… Sanırım bu söylem Beşiktaş’da Ertuğrul Hoca ile son bulacak. Çünkü genç hoca sahaya öyle takımlar çıkarıyor ki, ne basın, ne seyircinin en ufak itirazı olamıyor. Ayrıca sahaya çıkan 11 de elinden gelenin en iyisini sahaya vermeye çalıştıkları için, Ertuğrul Hoca haklı çıkmaya devam ediyor. Bravo Ertuğrul Hoca, hem duruşunla, hem takımınla çok doğru yoldasın, umarız o hep bahsettiğim şans melekleri de yanında olurda şu keskin dönemeçleri bu şekilde kazasız atlatırsın.
ALKIŞI HAK EDENLER:
Koray Avcı : Harikasın, muhteşemsin, canına dişine takıyorsun. Kim gelirse gelsin, kim ne oynarsa oynasın bu takımın her şeyisin.
Serdar Kurtuluş : Geçen sene ön liberoda çok iyi oynarken, acaba asıl yeri olan sağ bekte nasıl oynar diye düşünüyordum. Bu bölgede de çok iyisin. Buradan Beşiktaş yönetime de bir çağrıda bulunuyorum, şimdiden sağ bek için transfer çalışmalarına başlasınlar(!), çünkü 2017 yılında Serdar futbolu bıraktığında o bölgede büyük sorunlar yaşanacak…
Tello : Sol kanatta geri alanda daha başarılı gözüktü. Duran toplarda yaptığı ortalar dikkat çekici idi.
Toroman – Zan : Türkiye’nin en iyi ikilisi. Türk oyunculardan defans kurulmaz diyenleri de şaşırtmaya devam ediyorlar. Bir de birileri onları zorla o saçma ofsayt taktiğini de oynatmayınca işler daha da güzel oluyor.
Hakan Arıkan: Runje Beşiktaş’ın kalecisi olamaz diye sürekli yazdık. Beşiktaş’ın kalecisi her yönü ile kaleci olmalıydı, Hakan’da bu yolda emin adımlar ile ilerliyor. Her kaleci hatalı gol yer, hele hele Hakan gibi tecrübesiz ise bu hatalar daha çok olur AMA Beşiktaş’ın kalecisi kale sahasının içine atılan toplara çıkar, bu gece Hakan’ın yaptığı gibi armut toplar gibi toplar. Şuan belki tam olarak değil ama kısa süre içinde Beşiktaş’ın kalesine tek olarak yazılabilir. Umarız Rüştü ağabeyinden doğru şekilde faydalanır.
CEZA TAHTASI:
Delgado : Çok kısa süre sahada olsa da, girdiği andan itibaren oyunun dengesini rakip takıma doğru kaydırmasını bildi. Hem topları eziyor, hem de o ezdiği topları olumlu kullanamıyor. Sürekli söylüyorum ama yine söyleyeceğim Delgado, Ricardinho’nun yanında sadece gazı kaçmış bir gazoz gibi. Buz gibi bir şişede dışardan güzel görünüyor ama o şişeyi açınca..
Çarşı:
Bugüne kadar sürekli alkışladığımız Beşiktaş kapalısı aslında bugünde alkışı alanlar bölümüne yazılabilirdi ama Sinan Engin’e karşı aldıkları tavır anlaşılır gibi değil. Son 12 yılda kazanılan tek şampiyonluktaki en önemli faktörlerden biri olan Sinan Engin, yıllar sonra seyircisinin karşısına çıktığı ilk maçta tepki aldı. Taraftarın kendilerine göre haklı sebepleri olabilir ama şunu unutmamaları gerekir ki, buraya yazmayı bile istemediğim o düşünlerini bir kenara bıraksınlar. Futbolcular ile iletişimi sadece tartışmak olan Celal Kolot’mu olmalı o görevde, ya da geldiği günden beri sadece otel rezervasyonları ayarlayan Ali Gültiken mi???.... Ali Gültiken’i çok bir iyi insan veya çok iyi bir Beşiktaşlı olabilir ama herkes çok net gördü ki o görevin adamı değildi. Tigana Beşiktaş ile top gibi oynarken bir kere bile ortaya çıkıp dur diyemedi. Dur diyemedi çünkü o koltuktan olabilirdi. Celal Kolot herkesin gözü önünde saçma bir selamlama konusundan ötürü Gökhan Zan’ı azarlarken, sen de kim oluyorsun diyemedi, diyemedi çünkü o koltuğu çok seviyordu. O koltukta oturan kişi kimseye sempatik gözükmek zorunda değil, sadece Beşiktaş’ın çıkarları ne ise onu yapmak zorunda.
Sergen Yalçın’ın dilinden anlayan tek adam olan Sinan Engin, potansiyeli olan ama özel hayatı sorunlu olan tüm futbolcuları elinde sihirli b’r formül varmış gibi değiştirebiliyor. Bugün İbrahim Akın’a dikkat ettiniz mi, Beşiktaş’ta oynadığı tüm maçlarda koştuğu kadar koştu, tüm maçlarda kaptığı kadar top kaptı, biraz da şansı olsa çok şık bir de atacaktı. Sizce bu bir tesadüf mü, bence hayır. Sinan Engin’in ilk çalışmasıdır.
Sevgili Beşiktaş seyircisi; maçtan çıktım arabama bindim evime dönüyorum, en az hepimiz kadar Beşiktaş’lı olduğuna emin olduğum sevgili Ömer Güvenç’in Ertuğrul Sağlam’a Sinan Engin hakkında sorduğu soruları radyoda dinlerken adeta kanım dondu. Her soru provokasyon kokuyordu, allahtan konuşması çok iyi bilen Sağlam bu tuzağa düşmedi de suni bir sorun doğmadı. Belli ki bu sene Beşiktaş’ı rahat bırakmayacaklar. Şampiyonluktaki en büyük rakiplerimiz Sinan Engin’in göreve geldiği günden beri diken üstündeler, çünkü korkuyorlar. Korkuyorlar çünkü taş gibi bir Beşiktaş geliyor, hem sahada hem saha dışında kolay lokma olmayacak bir Beşiktaş geliyor. Korkuyorlar çünkü, son 10 senedir ciddi şekilde uyguladıkları Beşiktaş’ı Trabzonspor yapma politikaları tehlikeye giriyor. Lütfen bugün o stada gelen, takımı inanılmaz destekleyen sizler, evinize gidin, oturun ve bu yazdıklarımı düşünün. Biliyorum hepiniz bana hak vereceksiniz ve evimizdeki ilk maçımızda Sinan Engin’i yine o eski günlerdeki imparator diye bağrınıza basacaksınız...