Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Bedri Rahmi Eyüpoğlu
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 988
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Bedri Rahmi Eyüpoğlu  (Okunma sayısı 988 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    hkx

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 704
  • Nerden: istanbul
  • Rep: +371/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • http://www.halil.info.tr.tc
    • MSN Messenger - halilk85@msn.com
    • Profili Görüntüle Deneme amaçlı googledan aldığım site
  • Çevrimdışı
Bedri Rahmi Eyüpoğlu
« : 30 Ocak 2010, 03:00:07 »


 



Bedri Rahmi Eyüboğlu

ressam-şair

1913 yılında Görele'de doğdu. Ailesinin beş çocuğundan ikincisidir.Trabzon Lisesi'nde okurken, 1927'de bu okula resim öğretmeni atanan Zeki Kocamemi'nin öğrencisi oldu. Onun derslerinin etkisi ve okul müdürünün özendirmesiyle 1929'da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne (şimdi Mimar Sinan Üniversitesi) girdi. Burada Nazmi Ziya ve İbrahim Çallı'nın öğrencisi oldu. 1930'da eğitimini bitirmeden, ağabeyisi Sabahattin Eyüboğlu'nun yanına Paris'e gitti. Orada André Lhote'un yanında resim çalıştı. Daha sonra evleneceği Rumen asıllı eşi Eren Eyüboğlu ile de burada tanıştı.Yurda döndükten sonra 1934'te D Grubu'nun dördüncü sergisine otuz resmi ile katıldı. İlk kişisel sergisini de aynı yıl Bükreş'te açtı. 1934'te katıldığı Akademi'nin diploma yarışmasında üçüncü oldu. Bu derece ile mezun olmak istemediği için bir yandan diploma yarışmasına yeniden hazırlanırken, bir yandan da Çerkeş demiryolu yapımında tercümanlık yaptı, Tekel Genel Müdürlüğü'nde çalıştı 1936'daki diploma yarışmasında Hamam adlı kompozisyonuyla birinci oldu. Aynı yıl Moskova'da düzenlenen Çağdaş Türk Sanat Sergisi'ne katıldı. 1937'de Cemal Tollu'yla birlikte Akademi'nin Resim Bölümü Şefi Léopold Lévy'nin asistanı oldular. Bedri Rahmi birçok ressamın katıldığı CHP'nin kültür programı çerçevesinde resim yapmak için 1938'de Edirne'ye, 1941'de de Çorum'a gitti. Geleneksel süsleme ve halk el sanatlarından seçtiği motifleri eserlerinde başarılı bir bireşimde kullandı. Bu dönem resimlerinde köy manzaraları, köy kahveleri, faytonlu yollar, iğde dalı takmış gelinler gibi Anadolu'ya özgü görünümler egemendir.1940'lardan sonra duvar resimlerine yöneldi. İlk duvar resmini 1943'te İstanbul'da, Ortaköy'deki Lido Yüzme Havuzu için yaptı. 1947'de İstanbul'da özel bir atölye ve galeri açtı. 1950'de Ankara'da sanatının o güne kadarki bütün dönemlerini kapsayan bir sergisi düzenlendi. Bedri Rahmi aynı yıl bir kez daha Paris'e gitti.1950'de Mozaik çalışmalarına başladı. 1958'de Uluslararası Brüksel Sergisi için 272 m²'lik bir mozaik pano gerçekleştirdi ve bu eseriyle serginin büyük ödülü olan altın madalyayı kazandı. Bundan bir yıl sonra Paris'teki NATO yapısı için, şimdi Brüksel'de bulunan, 50 m²'lik bir mozaik pano hazırladı. 1960 ve 1961'de iki kez ABD'ye gitti. Orada birçok geziye katıldı, konferanslar verdi ve resim çalışmaları yaptı1969'da Sao Paulo Bienali'nde (iki yıllık sergi) onur madalyası kazandı. Ayrıca 1940'ta Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nde resim dalında üçüncülük, 1943'te aynı serginin 4.sünde ikincilik ve 1972'de de 33. sergide birincilik ödülünü aldı. Ölümünden sonra 1976'da Ankara'da "Yaşayan Bedri Rahmi" adıyla bir sergisi düzenlendi. Aynı yıl İstanbul'da da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde adına düzenlenen bir sergiyle anıldı 1984'te İstanbul'da "Bedri Rahmi-Her Dönemden" adlı bir toplu sergisi açıldı.Bedri Rahmi Akademi'deki ilk yıllarından sonra temel bilgilerini Paris'te André Lhote'un akademisinde edinmesine karşın onun kübist ve yapımcı (konstrüktif) yaklaşımını benimsememiş, Dufy ve Matisse'i kendine daha yakın bulmuştur. Paris'ten döndükten sonra Anadolu ve Trakya gezilerinde yaptığı resimlerle İstanbul görünümlerinde Dufy'nin renk ve çizgi anlayışının etkileri görülür. Zamanla bu etkiden sıyrılan Bedri Rahmi halk sanatını sağlam bir kaynak olarak görmeye başlamıştır. Halk sanatından yola çıkarak yeni anlatım biçimleri aramıştır. Minyatürlerden de esinlenmiştir. Anadolu kilimlerinin geometrik, soyut biçimleri, çini, cicim, heybe, yazma ve çorapların bezeme düzeni ve renk uyumlarını kaynak olarak kullanmış, motifin ağırlık kazandığı süslemeci bir tutumla resimler yapmıştır. Ancak, yalnızca motifleri resme uygulamakla yetinmemiş, renk ve malzeme araştırmalarına da girmiştir. Çeşitli teknikleri deneyerek gravür, mozaik, heykel ve seramik alanlarında birçok ürün vermiştir. Yine bir halk sanatı olan yazmacılığa da yönelmiş, kumaş üstüne baskılar yapmış, bu çalışmalarını öğrencileriyle birlikte de yürütmüştür. İki yıl kadar süren ABD gezisinden sonra değişik malzemelerden yararlanarak soyut resimler ve renk düzenlemelerine yönelmişse de son yıllarında yeniden eski konularına dönmüştür. Kemençeciler, gecekondular, hanlar, kendi portreleri, balıklar ve kahvelerle, yeni renk ve doku deneyimlerinden de yararlanarak ustaca eserler vermiştir. Çağdaş resim öğelerini de içeren bu çalışmalarında, konu soyuta yaklaştığı oranda, resmin de bir tür "nakış"a dönüştüğü izlenir. Bedri Rahmi 1927'de başladığı resim öğretmenliğini ölümüne kadar sürdürmüş, Akademi'deki atölyesinde sayısız öğrenci yetiştirmiştir.

ŞİİRLERİ-YAZILARI

Bedri Rahmi 1928'de daha lise öğrencisiyken şiir yazmaya başlamıştır.Şiirlerine, 1933'ten sonra Yeditepe, Ses, Güney, İnsan, İnkılapçı Gençlik ve Varlık dergilerinde yer verilmiştir. 1941'den başlayarak çeşitli şiir kitapları yayımlanmıştır. Halk edebiyatının masal, şiir, deyiş gibi her türüne karşı duyduğu hayranlık, şiirlerine de yansımıştır. Halk dilinden ve şiirinden aldığı öğeleri kendine özgü bir biçimde kullanarak halk diline yaklaşma çabasını sonuna dek götürmüştür. Bu nitelikleriyle şiirleri, resimleriyle büyük bir benzerlik gösterir. Akıcı, rahat bir dille kaleme aldığı gezi ve deneme yazılarında ise sürekli gündeminde olan halk kültürü, halk sanatı konularındaki görüşlerini sergilemiştir. 21 Eyül 1975'te İstanbul'da öldü.

ESERLERİ:

Resim: Paris, Mustafa Eyüboğlu, 1933; Yazılı Natürmort,1936; Salı Pazarı, 1938; Eren, 1940; Nallanan Öküz, 1947; Düşünen Adam, 1953; Köylü Kadın (Tren-Yataklı Vagon), İstanbul Resim ve Heykel Müzesi; Karadut Satıcısı, 1954; Çömelmiş Köylü, 1972; Ankara'nın Kavakları,1973; Mor Takkeli Hacı, 1974; Son Kahve, 1975; Anadoluhisarı, Ankara Resim ve Heykel Müzesi; Çıplak; Ev İçi, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi; Han, 1975; son resmi. Duvar Resmi: Lido Yüzme Havuzu'nda duvar resmi; 1943, Ortaköy/İstanbul;Hilton Oteli'nde duvar resmi; Divan Oteli'nde duvar resmi. Mozaik Pano: Uluslararası Brüksel Sergisi için mozaik pano, 1958; Nato yapısında mozaik pano, 1959, Brüksel; İşçi Sigortaları Hastanesi'nde seramik pano, 1959, Samatya/İstanbul; Etibank yapısında seramik pano, Ankara; Marmara Oteli'nde mozaik pano, Ankara; Vakko Fabrikası'nda mozaik pano, Topkapı/İstanbul. Duvar Kabartması: Manifaturacılar Çarşısı'nda duvar kabartması,Unkapanı/İstanbul; Aksu İşhan'ında duvar kabartması, Karaköy/İstanbul. ESERLERİ: Şiir: Yaradana Mektuplar, 1941; Karadut, 1948; Tuz, 1952; Üçü Birden, 1953; Dördü Birden, 1956; Karadut 69, 1969; Dol Karabakır Dol, 1974, tüm şiirleri; Yaşadım, 1977. Gezi ve Deneme: Cânım Anadolu, 1953; Tezek, 1975; Delifişek, 1975; Resme Başlarken, 1977. Monografi: Nazmi Ziya, 1937. Resim Albümü: Binbir Bedros, 1977, Karadut, 1979; Babatomiler, 1979.

Kaynak: YAZARLAR VE SAiRLER isimli elektronik ansiklopedi.
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Kaybedilene herkes sahip çıkar, önemli olan kaybedilmeden önce kaybedilene sahip olabilmektir. (©2008 hkx)


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
1 Yanıt
1970 Gösterim
Son İleti 19 Mayıs 2016, 18:37:06
Gönderen: sanalulke