Baykal yine özür dilemedi: Herkes haccına gidiyor     

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup toplantısında konuştu. Baykal Türkiye'de inanç sorunu olmadığını herkesin özgürce dinini yaşadığını iddia etti.


   Hz. Muhammed'e hakarette özür dilemeyen Sav'a CHP'den alkış

- Siyasi hayatımız bir çekişme içerisinde.

- Telekulak skandalı ile karşı karşıyayız. Önümüzdeki günlerde de gündemi meşgul edecek.

- Ekonomideki olumsuz gidişat devam ediyor. Yeni yaklaşım, yeni açılım bir işaret ortaya çıkmadı. TUİK cambazlık yapmazsa enflasyonun çift rakamlı hale geldiği ortaya çıkacaktır. Bu gelişmeye tanık olacağız. Olabilir 1 ay fiyatlar artabilir. Bunu önemli görmek zorunlu değildir. Daha sonraki aylarda inecekse sorun yok. Bunu tolere etmek taşımak mümkündür.

- İktidar petroldeki zamları petroldeki artışa bağlıyor. Ham petrolün fiyatı artıkça bizim hükümetin geliri artıyor. Petrol arttıkça devletin de aldığı vergiler artıyor. Hükümetler bu tartışmalarda Türkiye'yi örnek gösteriyorlar. En pahalı petrolü biz kullanıyoruz. ABD petrolü 1 dolara satıyor, biz 3,5 dolara satıyoruz. Doğalgaza yüzde 15.3 düzeyinde zam yapıldı. Türkiye zam kısır döngüsü içerisine girdi.

-Türkiye'de azınlıkların din hakları ve özgürlüklerini kullanamıyor. Balkanlardaki insanlar cemaat liderlerini seçebiliyor mu, vakıflarını kurabiliyor mu hayır. Azınlıkların hak ve özgürlükleri deyince Lozan'daki sağlanan ortamı Türkiye'de yap. Batı Trakya'daki insanları savunmadı. Türkiye'de müslümanlarda baskı altındadır diyor. Batı Trakya'daki gibi değil. Bu tesadüfi değerlendirme değildir. İlk defa yapılan bir değerlendirmedir. Eskiden kulislerde, kapalı toplantılarda ifade ederlerdi. Şimdi herkesin gözü önünde ifade edilir hale geldi.

- Yüzde 99'u müslüman olan ülkede özgür yaşam sürüyor. Türkiye'de islamiyet baskı altında olduğunu söylemek insaf ölçülerini ortadan kaldırılmalı. 80 bine yakın cami 5 vakit ezan okunuyor, namaz kılınıyor. Dini bayramlar büyük coşku ile heyecanla mutlulukla dayanışma içinde kutlanıyor. Türkiye'de Suudi Arabistan'ın izin verdiği ölçüde hac ibadeti yapılıyor. Televizyonlar, dergiler, radyolar inancını yaşıyor. İbadet ediyor. Dile getiriyor. Dünya'da müslümanlığın en güzel yaşandığı yer Türkiye. En doğru, en güzel, en iyi yaşandığı yerdir. Müslüman ülkelerin temsilcilerinden duyuyoruz. İslamiyetimizin ülkemizde güzelce yaşandığını söylediğimiz yerde Dışişleri Bakanı çıkıp başka şeyler söylüyor. Sıradan olay olsa bu kadar önem vermeyeceğiz. 70 milyonluk ülkede islamiyetle ilgili şikayet gelmedi. Yıllardan beri de gelmedi. Bunu söyleyenlerin düşündüğü islamiyetle 70 milyonun yaşadığı islamiyet arasında büyük fark var. Sorun ordan mı kaynaklanıyor. Herke 'Elhamdülillah Müslüman'ım diyor. Herkes kitabına, dinine, namazına özen gösteriyor. Herkes haccına gidiyor. Birisi çıkıp da islamiyetin baskı altında olması şüphe uyandırıyor. Türkiye'de barışın güvencesi Laikliktir. O olmadığı zaman Asya ülkelerinin içinde olduğu duruma geliriz. Çok önemli açıklayıcı bir değerlendirme olarak görüyorum.

- Genel Sekreter'in odasında yaptığı konuşma pazartesi günü iktidarın bir gazetesinin manşetinde kelime kelime yayınlandı. Bir defa bunu yazmak suç. Onların bilgisi ve izni olmadan gazetede nasıl elde edilirse edilsin yayınlanması suçtur. Bu suç açık şekilde işlendi. Hükümeti göreve çağırıp iki kişi arasındaki konuşmayı oraya nasıl ilettiniz diye sorduk. İktidarı göreve çağırdık, daha önce yaşanan olayları hatırlattık. Bundan sonra çok ilginç bir süreç yaşandı. Olay yargıya intikal ettik. Soruşturma açılması için önerge verdik. Bize söylenen hayır meclis araştırması yaptıracağız. Hukuki sonuç gerektirmeyen bir çalışma. Olay hukuki süreç gerektiren bir süreç. Biz bunu takip ediyoruz. Olay hem yargıda hem meclis gündeminde.

Sayın Sav, 10:00'da randevu veruyor. Aynı saatte telefon geliyor. 44 dakika telefon açık kalıyor ve kayıt altına alınıyor. Bir defa telefon kapalı olsa dahi açıkmış gibi izlenebiliyor. Dışarda bir farkına varmadan çalan telefon ile mesaj yükleniyor. Siz de o telefonu kapalı tutsanız daha o telefon bir mikrofon gibi konuşmanızı merkeze intikal ediyor. Günün teknolojisi bu. Bu çok net bir şekilde 44 dakikalık konuşmanın tek bir kelimesi bile duyulmadan tümü doğru bir tutanağa bağlanıyor. Telefonla kayıt yaparken bile duyamadım falan olur. Tümü net kelime kelime çıkıyor. Bu gazetenin CHP'yi ve genel sekreteri gündeme taşımak istediği günlerde telefon çalınıyor. Genel sekreter tek kelime demeç vermeye özen göstermeyen birisi. Ama 44 dakikalık konuşma kayıt altına alınıyor. Bugüne kadar bir gazeteciye böyle bir fırsat bulabildi mi? Bu şans ilk kez bugün bu gazeteye nasip oldu. 10:03'te telefon çalıyor ve 44 dakika kayıda geçiyor. Türkiye'de ilk defa gerçekleşiyor. Önümüzdeki süreç içinde teybe alınan kaydın mahkeme gazeteden isteyecektir. Mahkeme bunu isteyecektir. Bunu nerden almış nasıl almış sorgulanacaktır. O öyle söyledi bu böyle söyledi bu rastlantılar izahi olağanüstü tablo toplumun dikkatini çekti. Bir defa telefon dinleme bakımından yeni bir düzenin Türkiye'de gerçekleştirilmiş olmasıdır.

Mahkeme Emniyet ve Jandarma'ya dinleme yetkisi veriyor. Adalet Bakanlığı gidiyor mahkemeden dinleme istiyor. Mahkeme reddediyor. Ne jandarma'da ne emniyet'te böyle bir dinlenme ve izleme imkanı tanınamaz. Bunun derhal ortadan kaldırılması gerekmektedir. Biz bu uygulamaya karşı tüm gücümüzle mücadele edeceğiz. Bu yetkiyi kime veriyoruz. Başbakan'a. Başbakan kiminle bu işi götürüyor.