30 Temmuz 2008 Anayasa Mahkemesi'nin kararından sonra Ak Parti genel merkezine gelen Başbakan Erdoğan kararla ilgili kameraların karşısına geçti ve şu açıklamayı yaptı:
Başbakan Erdoğan parti genel merkezinde kameralar karşısında şu konuşmayı yaptı:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti hakkındaki kapatma davasında verdiği kararla, Türkiye'nin önünü kapatan büyük bir belirsizliğin ortadan kalktığını'' söyledi.
Erdoğan, parti genel merkezinde yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesinin, AK Parti hakkındaki kapatma davasını bugün karara bağladığını anımsatarak, ''Gerekçeli karar henüz yayınlanmadığından, şimdilik ilk değerlendirmemi sizlerle paylaşmak istiyorum'' dedi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Anayasa Mahkemesi'nin aldığı bu kararla Türkiye'nin önünü kapatan büyük bir belirsizlik ortadan kalkmıştır. AK Parti hakkında kapatma davası açıldığı ilk günden itibaren yetkili kurullarımızda ortaya çıkan ortak akıl çerçevesinde, bu sıkıntılı süreci milletimize bedel ödetmeyecek şekilde yönettik. Davanın kamuoyumuzda yol açtığı gelecek kaygıları ve belirsizliklerin siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlarını en iyi şekilde idare ettik.
Mahkeme safahatı kendi mecrasında yürürken, biz AK Parti olarak bu süreci Anayasal düzenimizi, kuvvetler ayrılığına dayanan parlamenter demokrasimizi ve en önemlisi toplumsal barışımızı güçlendirmek için bir fırsata dönüştürmeyi hedef olarak tayin ettik. Zira sürecin mahkeme boyutu dışında çok kapsamlı siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlarının olacağının tespit etmiş bulunuyorduk. Onun için demiştik ki, 'elbette mahkeme süreci kendi mecraında yürüyecektir, ancak bu sürecin siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlarını şimdiden öngörerek, milletimizin ortak menfaatlerini, ülkemizin istikrar ve huzurunu, birlik ve bütünlüğünü koruyacak tedbirleri almak da siyaset kurumunun görevidir.'
Milletimiz doğrudan etkilerine kalacağı bu sonuçların yönetilmesini haklı olarak siyaset kurumundan beklemekteydi. Dolaştığımız Anadolu'nun çeşitli illerinde bunu hissediyorduk. Kamuoyumuzda, sivil toplum kuruluşlarımızın çağrılarında çözüm üretme görevi siyaset kurumuna yüklenmekteydi. Ülkemiz ve milletimiz için telafisi zor ağır kayıplara yol açabilecek siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarın bozulmasıyla, birlik ve bütünlüğümüzün zaafa uğramasıyla sonuçlanabilecek böyle bir sürece, bir iktidar partisi olarak, siyaset kurumunun kayıtsız kalması elbette düşünülemezdi. Biz de bu hassasiyet içinde olduk.
Biz, AK Parti olarak, bu sorumluluğun içinde hareket ettik. Aklı selimden ayrılmadan, her zamanki gibi sorumlu ve sağduyulu hareket etmeye azami özen gösterdik. Geldiğimiz noktada milletimizin daha ağır bedeller ödemekle karşı karşıya bırakılmamış olmasını memnuniyetle karşılıyoruz.
Hiçbir zaman laikliğe karşı eylemlerin odağı olmayan AK Parti, bundan sonra da Cumhuriyetimizin temel niteliklerine sahip çıkmaya devam edecektir.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin AK Parti hakkındaki kararına ilişkin, ''Bu kararla sadece AK Parti değil, Türkiye de büyük bir haksızlıktan kurtulmuştur. Demokrasimiz bir büyük ayıpla yaşamak zorunda bırakılmamıştır'' dedi.
Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin AK Parti hakkındaki kararının ardından Parti Genel Merkezi'nde yaptığı açıklamada, siyaset kurumunun, demokratik siyasetin sorun çözme kapasitesini mutlaka koruması gerektiğini söyledi.
Milletin yüksek iradesi, talep ve beklentileri doğrultusunda demokratik siyasetin temsil ve uzlaşı kabiliyetinin daha fazla geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, ancak bu takdirde kazananın hukuk sistemi ve demokrasi olacağını söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Kazanan siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarımız olacaktır. Kazanan milletimiz ve memleketimiz olacaktır. Türkiye'nin bir daha böyle bir ortama sürüklenmemesi için siyasiler başta olmak üzere herkese, her kesime, her kuruma sorumluluklar düşmektedir. Biz AK Parti olarak bu sorumlulukla hareket etmeye devam edeceğiz. Bu kararla sadece AK Parti değil, Türkiye de büyük bir haksızlıktan kurtulmuştur. Demokrasimiz bir büyük ayıpla yaşamak zorunda bırakılmamıştır. Millet iradesi, yine millet adına yetki kullanan yargı kurumuyla karşı karşıya getirilmemiştir. İnanıyorum ki demokrasimiz ve hukuk sistemimiz bu sınavdan birlikte güçlenerek çıkma fırsatını yakalamıştır.''
Türkiye'nin dış görünümünün, demokrasisinin, itibarının, güven ve istikrarının bu kararla ciddi bir badireyi geride bıraktığını ifade eden Erdoğan, ''Ne yazık ki 14 Mart'tan bu tarafa Türkiye çok ciddi bir zaman ve enerji kaybına uğramıştır. Şimdi bize düşen geçmişe takılıp kalmadan geleceğimize odaklanmak, milletimizin kayıplarını hep birlikte telafi etmektir'' diye konuştu.
-''HER ŞEY TÜRKİYE İÇİN''-
Gelecek dönemde milletin birlik ve beraberliğinin kendileri için her şeyin üzerinde olmaya devam edeceğini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimiz için 'Durmak yok yola devam' diyoruz. Bu yol Atatürk'ün işaret ettiği çağdaşlaşma yoludur. Bu yol milletimize hizmet yoludur. Bu yol müreffeh yarınlarımıza giden yoldur. Bu yol Türkiye için Cumhuriyetimizin çağdaşlaşma hedeflerini temsil eden Avrupa Birliği'ne tam üyelik yoludur. Bu yoldan dönüş yoktur, olmayacaktır. Yayınlandığı zaman yetkili kurullarımızda gerekçeli kararı en iyi şekilde değerlendireceğiz. Doğru olan neyse onu yapmaya devam edeceğiz. Önceliğimiz toplumsal barışımızı güçlendirmektir. Her türlü ayrımcılığı karşı milletimizi siyasi tercihi bizden yana olsun olmasın, bir bütün olarak kucaklamayı sürdüreceğimizden hiç kimse kuşku duymasın. Bu inançla karar hayırlı olsun diyoruz. Yolumuz, bahtımız açık olsun. Her şey Türkiye için.''
Erdoğan'ın açıklamasını bakanlar ve parti yöneticileri ile partililer de takip etti.
Erdoğan, salona gelişinde alkışlarla karşılandı ve konuşması da sık sık alkışlarla kesildi.
AA