Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Bakara Suresi 196. Ayetinin, HAC Konusunda Verdiği Bilgiler.
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 518
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Bakara Suresi 196. Ayetinin, HAC Konusunda Verdiği Bilgiler.  (Okunma sayısı 518 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    halukgta

  • Güzel Üye
  • ****
  • Avatar Yok

  • İleti: 284
  • Nerden: Balıkesir
  • Rep: +84/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı


 


Bu yazımda sizleri, Bakara suresi 196. ayet üzerinde, düşünmeye davet etmek istiyorum. Önce ayeti yazalım, daha sonrada üzerinde birlikte düşünelim.

Bakara 196: HAC VE UMREYİ DE ALLAH İÇİN TAMAM YAPIN. Eğer bunlardan alıkonursanız, o zaman kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Bununla beraber bu kurban, kesileceği yere varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olana veya başından bir rahatsızlığı bulunana tıraş için oruç veya sadaka yahut da kurbandan ibaret bir fidye gerekir.

Engellemeden kurtulduğunuz zaman da, HER KİM HACCA KADAR UMRE İLE SEVAB KAZANMAK İSTERSE, ONA DA KOLAYINA GELEN BİR KURBAN GEREKİR. BUNU BULAMAYANA İSE ÜÇ GÜN HACDA, YEDİ DE DÖNDÜĞÜNÜZDE Kİ TAM ON GÜN ORUÇ TUTMASI LAZIM GELİR. BU HÜKÜM, AİLESİ MESCİDİ HARAM CİVARINDA OTURMAYANLAR İÇİNDİR. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah'ın azabı gerçekten çok şiddetlidir. (Elmalı Hamdi Yazır Meali)

Bu ayeti iki bölümde anlamaya çalışmamız en doğrusu olacaktır. Birinci bölüm, Hac ve umreye gidemeyenlerin yapması gerekenleri anlatıyor. İkinci bölümde de, Hac ve Umreye gidebilecek şartların oluştuğu, bir ortamdan bahsediliyor.

Hac ya da Umreye gidemeyen, tabi bu gidemeyen kelimesinden birçok şey anlayabiliriz. Hastada olabilir, gücü daha önce yetmiyor da daha sonra imkânları olabilir. Ya da Hac ve Umreye gidebilecek ortam yoktur savaş vardır.

İlk bölümde Hac ve Umreye gidemeyecek durumda olanların, yapması gerekenleri söylüyor ve bakın ne diyor. Böyle durumda olanlar Kurban kessin. Daha sonrada kurban, ulaştırılması gereken insanlara ulaşıncaya yani Kurban dağıtılıncaya kadar başlarınızı tıraş etmesin diyor. Devamında tıraş olma konusuna açıklık getiriyor.

Dikkatinizi çekmek istediğim konu, Kurban kesilip dağıtılması ve daha sonra tıraş olunması, Hacca gidenler için değil, tam tersine Hacca gidemeyenlerin yapacakları şeyler içinde yer alıyor.

Şimdide ikinci bölüme bakalım. Hacca ya da Umreye gitme konusunda hiçbir engelimiz yoksa, engel ortadan kalkmışsa, bakın neler yapın diyor bu durumda. Hac yapmak niyetiyle gelenler içinden, her kim önce umre yapmak isterse yani ziyaret maksadıyla gezerse, ona da kolayına gelen bir kurban gerekir diyor. Bunu bulamayanlar içinde üç gün Hac da, yedi günde döndüğünde oruç tutması gerektiğini açıkça bildiriyor. Oruç tutabileceklerin ise, yalnız Mescidi Haram dışından ziyarete gelenler olacağını da belirtiyor.
 
Şimdi düşünmenizi istediğim bir konu var. Siz ayeti okudunuz ve iki bölümde verilen bilgiler ışığında, Hacca gittiğinizde keseceğiniz kurbandan sonra başınızı tıraş edeceğinizi mi anladınız, yoksa Hacca, Umreye gidemeyenlerin yapacağı bir emir olarak mı anladınız? Ayet çok açık bir şekilde Hac ve Umreden alıkonanların yapacakları içinde sayıyor bu uygulamayı. Peki, bizler ne yapıyoruz? Hacca ve Umreye gittiğimizde yapıyoruz. Yorum ve karar sizlerin.

Şimdide bu konuyla ilgili vereceğim diğer bir ayete göz atalım. Ayette peygamberimizin ve iman edenlerin Mescidi Haram a girmekte zorlandıkları, engel olunduklarından bahsediyor ve bakın ne diyor.

Fetih 27: Andolsun ki Allah, Peygamberine rüyayı doğru çıkardı. Allah dilerse, Mescid-i Harâm'a güven içerisinde, başlarınızı tıraş ederek ve saçlarınızı kısaltmış olarak korkusuzca gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. Bu rüyadan sonra size yakın bir fetih nasip edecektir.( Bayraktar Bayraklı meali)

Buradan da anlaşılıyor ki, Mescidi Harama gitmek için engellenenler, tertemiz tıraş olmuş bir şekilde Kabeyi ziyarete girebileceklerini Allah müjdeliyor. Bu ayette de tıraş olma konusu, Mescidi Harama gidenlerin engellenmesi durumunda yapıldığı daha açık anlaşılıyor.

Allah emrettiği tüm ibadetleri, bizlere gerektiği kadar Kur’an da açıklamıştır. Bizler ne yazık ki İslam ı Kur’an sınırlarında değil, atalarımızdan intikal eden, rivayet bilgilerin ışığında yaşadığımız için, ibadetlerimizi kendi ellerimizle zorlaştırmış ve sonunda işin içinden çıkamaz bir hale sokmuşuz. Kur’an Hac ibadetimizi yapabileceğimiz vakitleri açıklar. Haccın bilinen aylarda, yani haram aylarda, yapılacağını bildirir. İbrahim peygamberimiz döneminde de, bu aylarda yapılmasına rağmen, bugün Hac vakti olarak, yılın birkaç gününe indirgenmesini anlamak, hiç mümkün değildir.

Değerli din kardeşlerim. Kur’an Hac aylarında, yani haram aylarda, savaşı yasaklıyor ve böylece Hac görevinin huzur içinde yapılması için ortamı sağlıyor. Bizler bugün, bu gerçekleri görmemekte ısrar ediyoruz. Haram aylar Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarıdır. Üçü Ramazan ayından sonra başlayıp, art arda gelir. Recep ise bunlardan üç ay önce gelen aydır. Farklı bir düşünce de bu ayların, hepsinin ard arda gelmesi gerektiğini, günümüzde ise farklı kabul edildiğinden bahsedilir. Doğrusunu Allah bilir. Bu konuda elimizde kesin bir kanıt yok. Onun için bugün kabul edileni, bizlerde kabul etmek durumundayız.

Allah Kur’an da bahsedilen, haram ayların yalnız sayısını belirlemiş, ama hangi aylar olduğunu, İbrahim peygamberimizden bu yana, değiştirmemek şartıyla, o günkü toplumun kararına bırakmıştır. Ama karar verildikten, mutabakat sağlandıktan sonrada, bir daha bu ayların yerlerinin değiştirilmesinin doğru olmadığı konusunda, Kur’an da bizleri uyarmıştır. Çünkü İbrahim Peygamberimiz zamanında belirlenen bu ayların, bazılarını kendi istedikleri gibi, yerlerini değiştirmeye çalışanların olduğunu, Kur’an da verilen örnekten anlıyoruz.

Günümüzde haram ayların, tüm İslam toplumları tarafından kabul gördüğü aylar bellidir. Buna kimsenin de itirazı bugüne kadar olmadığına göre, bizler bu ayları haram aylar kabul edip, Hac görevimizi bu aylarda yerine getirebiliriz. Ben Kur’an dan bunları anladım. Sizlere de düşen, hiçbir batıl inancın etkisinde kalmadan, Kur’an ı rehber alarak, konuyu Kur’an ışığında anlamaya çalışmak olmalıdır.

Ne diyelim bizler Kur’an ı, öpüp başımıza koyuyoruz ve ona böylece saygı gösterdiğimizi zannediyoruz. AMA KUR’AN I AKLIMIZIN İÇİNE, BİR TÜLÜ SOKAMIYORUZ. Onun içindir ki Allah, İslam toplumunun gönül gözlerini açmıyor, hatta gözlere perde çekiyor, gönülleri mühürlüyor.

Rabbimiz, biz İslam toplumları olarak, yaptığımız büyük yanlışımızın farkında olmamızı sağla ne olur. Yoksa bataklığın içinde debelenmekten ve daha da kötüsü namerde muhtaç olmaktan, asla kurtulamayacağız.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
1 Yanıt
1331 Gösterim
Son İleti 07 Mart 2008, 22:51:24
Gönderen: iğneci
0 Yanıt
731 Gösterim
Son İleti 24 Kasım 2012, 18:37:24
Gönderen: fatma758
0 Yanıt
567 Gösterim
Son İleti 23 Ağustos 2013, 12:03:00
Gönderen: halukgta
1 Yanıt
698 Gösterim
Son İleti 29 Temmuz 2016, 22:37:28
Gönderen: tijentemizlik
0 Yanıt
550 Gösterim
Son İleti 19 Nisan 2020, 19:47:21
Gönderen: maltepe