Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapTenise benzer bir oyundur.
The Danish Olympic badminton player Peter Gade
Badminton kortu
Kaz tüyünden yapılma bir top ve raketle oynanan bir oyun olan Badminton , topun file üzerinden rakip alana atılması ve geri dönmesini sağlamak amacına dayanan bir spor dalıdır.
Badminton, kolayca öğrenilebilen, bay ve bayan, 7 yaşından 77 yaşına kadar bütün yaş grubunda insanların yapabildiği, ender sporlardandır. Şiddet içermemesi, oynaması ve seyredilmesinin zevkli olması nedeniyle, bayanların da büyük ilgisini çekmektedir. Tenis oyunları gurubundan olması nedeniyle rakipler arasında bir net(file) bulunur, dolayısıyla herkes kendine ayrılan sahada oynar, topu(tüytop) oldukça zararsızdır, böylece yaralanma veya sakatlanma riski en düşük etkinliklerdendir. Her yaşta ve her performans düzeyinde oynanır ve zevk verir, kişiyi zorlamaz, aşırı yüklenmenin kötü sonuçları oluşmaz. Özellikle ayak hareketleriyle sahayı tutma ve hamleleriyle ata sporumuz kılıç kullanmaya benzemektedir.
Tarihi
MÖ 5. yüzyılda Çinliler, Badminton'un atası sayılan Ti Jian Zi adı verilen bir oyun oynarlarmış. Yine badmintona benzeyen bir oyun, 19. yüzyıl ortalarında Hindistan'da poona adıyla oynanıyormuş. Birçok açıdan günümüz badmintonuna benzeyen bu oyunu gören İngiliz subaylar, 1860 yıllarında bunu ülkelerine getirmişler. Beauford Dükü'nün kızları bu oyunu ilk defa Badminton Evi'nde oynamışlardır. Badminton ismi de bu salondan gelmektedir.
İlk kurallar
J.L. Baldwin isimli sporcu, bu sporun kurallarını ilk koyan kişidir. 1870'li yıllarda Hindistan'dan dönen İngiliz subayları, Badminton'u J.L. Baldwin'in koyduğu kurallara göre oynamaya başlamışlardır. Dört yıl gibi kısa sürede İngiltere'de ilk badminton kulübü kuruldu ve kuralları belirlenen oyun ülke geneline yayıldı. Daha sonra çeşitli ülkelere yayılan badminton, 1934'te Uluslararası Badminton Federasyonu'nun kurulması ile yeni bir ivme kazanmıştır. 1934'ten beri özellikle Çin ve Endonezya bu oyunda hayli başarılı olmaktadırlar.
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapBattledore and shuttlecock, an antecedent to the modern game of Badminton.
1854, from the John Leech Archive [1]
Olimpiyatlar ve badminton
Badminton, ilk kez 1972 Münih oyunlarında olimpiyat sahnesine gösteri sporu olarak çıkmıştır. Yine, 1988'de Seul'de bir kez daha denenen badminton, 1992'de Barselona'da esas spor olarak ilk kez oynanmıştır. Asya ülkelerinin yanı sıra Danimarka ve İngiltere'de bu oyunda en iyi olan ülkeler arasında yer almaktadır. Badminton esasında atası sayılan sporlardan çok farklılaşmamıştır. Denebilir ki, 1800'lerde nasıl oynanıyorsa, bugün de aşağı yukarı o şekilde oynanmaktadır.
Türkiye'de badminton
1985 yılında Sovyetler Birliğinde Komünist Parti Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov’un başlattığı glasnost (açıklık) politikası Sovyetler Birliğine bağlı ülkelerde özellikle 1987 yılından sonra çevre ülkelerle ve diğer milletlerle ikili ilişkilerin, dışa açılma faaliyetlerinin ve ticari girişimlerin başlatıldığı akabinde perestroyka (tekrar yapılandırma) politikası ile devam edip 1991’de Sovyetler Birliğinin dağılmasına kadar olan bir süreç başlattı. Bu süreç içinde Türkiye’de, Sovyetler Birliği’nden ayrılan Türki Cumhuriyetlere gitmek, onların yaşamlarına ortak olmak, ticari ilişkiler kurmak birden önem kazanmış ve ticari ateşelerin de girişimleri ile aradaki kan bağınında etkisi olsa gerek başta Azerbaycan olmak üzere Tacikistan , Kırgızitan, Özbekistan,...vs gibi ülkelere devlet adamları, ticaret ve iş dünyasından önemli kişileri grup grup götürülmeye başlanmıştı. Yine bu gruplardan birinde yer aldığını tahmin ettiğim 1960-66 yılları arası Konya Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü, 1973-76 yıllarında İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü olarak görev yapan “SAMİ YAVRUCUK” (eski atlet ve Konya ili başta olmak üzere spora kazadırdığı tesislerle tanınıyor) 1989 Şubat’ında Azerbaycan’daki spor teşkilatını, tesislerini incelemek amacıyla Bakü’ye gider. Gezisi sırasında o dönem Bakü Devlet Üniversitesin’de Spor Bölümü Başkan Yardımcısı olan Doç.Dr.REFAİL CUMSUTOV (REFİK CÜMŞÜTOĞLU) ile görüşmesi tavsiye edilir ve bizzat görüşmeye gider. Refail Bey ona yaptığı çalışmalardan bahsediyor, tesisleri dolaştırıyor ve genel olarak spor yapılanması ile bilgilerini Sami Bey’e aktarıyor. Karşılıklı olarak hoşnut kalınan bu ikili görüşmeden sonra Sami Yavrucuk, Doç.Dr.Refail Cumsutov’u Türkiye’ye davet ediyor. Refik Cümşütoğlu bu zamanlarda Bakü Devlet Üniversitesi Spor Bölümü Başkan Yardımcılığı yanı sıra Tenis Kulübü Müdürlüğü de (ancak bizim anladığımız anlamda tek bir branş değil tüm raketli sporları içinde alan bir yapıda) yapmaktaydı ve ihtisası tenis üzerine olmasına rağmen BADMİNTON’la da uğraşmaktaydı. Kendisi “Badminton”u Moskova’da 1956’da açılan bir “seminer-eğitim”e katılarak öğrenmiş ve dediğine göre Endonezya’dan gelen öğrencilerin ön ayak olması ile Rusyada Badminton’un ilk temelleri atılmış. Sami Yavrucuk Bakü’ye yaptığı ziyaret sırasında bu sporu ilginç bulduğunu, Türkiye’de olmadığını ve Badminton’u gelip tanıtması gerektiğini, kendisinin destek sağlayacağını söylemiş. Sami Bey’in Bakü’den dönüşüne mütakip (aynı anda beraber de dönmüş olabilirler) aynı yıl Refik Hoca Türkiye’ye İstanbul’la gelmiş.
Sami Bey’in Bakü ziyareti sırasındaki resmi statüsünü bilmemekle beraber yine İstanbul Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nde görevli olduğunu tahmin etmekteyim (kendisinin irtibat bilgilerine ulaşamadım). Refik Hoca aldığı teklifi kabul ederek İstanbul’a geliyor ve 1989 yılında Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi Yüksek okulunda 40 gün seminer veriyor. Ülkesinden gelirken kendi imkanları ile temin ettiği yaklaşık 100 adet raket, 1000 adet kadar tüytop ve bir miktar file de getiriyor. Seminerinin ilk günüde o dönem aynı okulda ihtisas öğrencisi olan ve bu seminerde katılımcı olan Yrd.Doç.Dr. İRFAN GÜLMEZ ile Türkiye’de ilk defa Badminton oyununun demonstrasyonunu yapıyor (İrfan Hoca’nın deyimi ile “ilk defa tüytopla badminton raketinin akademik anlamda buluşması” gerçekleşiyor). 40 günlük semineri takiben yine aynı dönemde Galatasaray Kulübünde (tam görevini öğrenemedim) ve Marmara Üniversitesinde görevli ÜMİT KESİM (kendisi Koç Üniversitesi’nde daha sonra Badminton Takımının kurulmasına da öncülük etmiştir) aracılığı ile Refik Hoca Galatasaray Kulübü’nde seminerler vermiş, daha sonra tekrar gelmek üzere ülkesine geri dönmüş. İkinci gelişinde bu sefer Ankara’da 1990 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde Badminton’la ilgili seminerler vermiş aynı vakitlerde o dönemin Spor Bakanı tarafından kendisine katkılarından dolayı Plaket de takdim edilmiş. Bu Bu olaylar silsilesi neticesi Hacettepe Üniversitesi’nde görevli olan İrfan Yıldırım ve diğer spor yöneticileri katkılarıyla 1991 yılında Türkiye Badminton Federasyonu’nu kuruldu.
Badminton sporunun ilk federasyon başkanı İrfan Yıldırım'dır. Türkiye genelinde ve federasyon verilerine göre, 2001 yılı itibarıyla 90 badminton kulübü açılmış ve 1880 sporcu katılmıştır. Badminton Milli Takımımız ilk milli müsabakasını İzmir'de Kazakistan Milli Takımı ile oynamıştır. Ülkemizde düzenlenen ilk uluslararası turnuva ise 70. Yıl Uluslararası Badminton Turnuvası olup, 25-29 Ekim 1993 tarihlerinde Ankara'da yapılmıştır.Badminton sporunun ilk federasyon başkanı İrfan Yıldırım'dır. Türkiye genelinde ve federasyon verilerine göre, 2001 yılı itibarıyla 90 badminton kulübü açılmış ve 1880 sporcu katılmıştır. Badminton Milli Takımımız ilk milli müsabakasını İzmir'de Kazakistan Milli Takımı ile oynamıştır. Ülkemizde düzenlenen ilk uluslararası turnuva ise 70. Yıl Uluslararası Badminton Turnuvası olup, 25-29 Ekim 1993 tarihlerinde Ankara'da yapılmıştır. Badminton sporunda başarılı olup, Türkiye'de adını duyurmuş gençlerimiz Özgür Adıgüzel, Kadir Çıpa, Cemre Fere, Ceyda Ulaşan, Özge Bayrak, İlayda Tanrıverdi, Burcu Koç, Tolga Özsoy, Akın Şenol, Esra Gökalp, Ebru Yazgan, Fikri Civelek, Hasan Ali Köse'dir.
Özellikleri
Badminton, kolayca öğrenilebilen, bay ve bayan, ömür boyu yapılabilen, ender sporlardandır. Yas ve cinsiyet farkını ortadan kaldıran bayanların ve erkeklerin eşit şartlarla mücadele ettiği iki veya dört kişinin topu yere düşürmeden raketle karşılıklı vuruş esasına dayalı file üzerinden oynanan bir spordur. Bu spor dalında zeka, hız ve estetiğin ön plana çıkmasıyla müsabakaların seyri daha güzel olmaktadır.