Babanın evladına karşı vazifeleri
Babanın evladına karşı vazifesi iki devre halinde mütalaa edilmektedir: Birinci devrede, baba çocuğu rüşde erinceye kadar onu biçime koyma ve ona bir şekil vermede mutlak olarak mükellef ve mesuldür.
Evet, bir baba, rüşd çağına kadar çocuğuna dinî terbiye verecek, ona dinini, diyanetini öğretecek, Allah ve Peygamber inancını telkin edecektir. Bu onun en önemli ve birinci vazifesidir. Bunun yanı sıra o, çocuğunun müstakbel fırtınalar karşısında bir saman çöpü gibi sağa-sola sürüklenmemesini güven altına almaya çalışacaktır. Ayrıca ona güzel bir isim koyması, vakti gelince fuhşa, ahlaksızlığa girmemesi için evlendirmesi de onun vazifeleri cümlesindendir.
Ancak çocuk rüşde erdikten sonra artık babanın bir kısım mükellefiyetleri kalkar. Mesela evladını evlendirmiştir. O ise boşanmış ve yeniden evlenmek istemektedir. Bu durum birinci derecede babayı ilgilendirmez. Veya babası adını koymuş, çocuk ise adını değiştirmiştir, keza bu da babayı ilgilendiren bir durum değildir.
Bunun dışında, babanın "emr-i bi'l-maruf nehy-i ani'l-münker" (iyiliğe yönlendirip kötülüklerden sakındırma) kelimeleriyle ifade edilen bir vazifesi vardır ki, bu vazife ömrünün sonuna kadar devam eder. Evet, her mümin, en yakınlarından en uzağına kadar herkese emr-i bi'l-maruf nehy-i ani'l-münker yapmakla mükelleftir. Gerçi bir baba rüşde erdikten sonra artık evladını zorlayamaz ama ondan sonra da ona diğer insanlara olduğu gibi emr-i bi'l-maruf nehy-i ani'l-münker yapma vazifesini devam ettirir.
Hâsılı, bir babanın birincisi rüşde ereceği ana kadar devam eden, ikincisi de emr-i bi'l-maruf nehy-i ani'l-münker olarak âhir ömre kadar süren iki temel vazifesi vardır. Bu ikinci vazife, baba-evlat münasebetinden daha ziyade hem karabet, hem de mümin kardeşliği vazifesidir. Her baba, bu vazifesini sonuna kadar devam ettirmeli ve çocuğunu dalaletten kurtarmaya çalışmalıdır.
Bugün bu iki vazife de maalesef müminler tarafından ihmal edilmiştir. Çocuklara yaşlarına başlarına göre eğitim verilmemektedir. Bu durumda rüşde erdikten sonra şirazeden çıkan bir çocuğa emr-i bi'l-maruf nehy-i ani'l-münker mahiyetinde hayırhahlık yapılması da artık ona tesir etmemektedir.