şiir tadındaydın sevgili
su gibi yudum, yudum
hava gibi nefes, nefes
ekmek gibi dilim, dilim
ben seni özlemişim.
gözbebeklerinde yüzümü
dudaklarında adımı
hayalinde düşümü
canım deyip gülüşünü
ben seni özlemişim.
niçin dolar gözlerim
niçin bulurdum ben
her şarkıda seni
niçin her hüzünlü şiir
derinden dağlarmış yüreğimi
ben seni özlemişim.
yokluğunda üç gece
titrediğini ellerimin
delice çarptığını
yaralı yüreğimin
saklasam bilmeyeceksin
bilmelisin ki birsin
her an benimlesin
ben seni özlemişim.
nereden baksan ayrılık
nereden baksan yoksulluk
nereden baksan sensizlik
ölüm gibiymiş bana
yaşayıp bilmeliymişim
ben seni özlemişim.
uykusuz gecelerde kalmayı
senle sevdalara uyanmayı
yangınlarda suya kanmayı
yeniden sana sevdalanmayı
ben seni özlemişim.
ayrılık nasıl olurdu
ölüm gibi yokluğun
sensiz gecelerde benim
bir şey var farkında olduğum
ben seni,
yanı başımda iken özlemişim... XVI
yol.......
çileli, uzun ve ince
yorgun gönül dinlenince.
arzu, özlem,
sen, ben ve gece
bu bilinmez bir bilmece.....
yolcu.....
çileli, mahcup ve kederli
tükenmiş,
susuz, uykusuz ve dertli
gel desem, gelmezsen
sen, sen, sen.
bu bilinmez bir işkence.
han......
çileli, yolcuların mekanı
hüzün.
ve gam yüklü duvarları
hancı gideli beri
tükendi dil, kelime ve hece
bu bilinmez bir dönence....
umut.....
ay döndü, gündöndü
ve sen dönmedin
ömür bitti, ben bittim
şiir bitti dönmedin.
ben hiç yaşadım mı sende
bilmem ama
sen ey sevgili
sen bende hiç ölmedin...
XVII
gel buraya,
ürkek bir çift kumru...
güvercin yüreği derler ama
ölümüne sevmez güvercinler
sevda için kurban olur
kumrular oysa
ürker, kaçar
yine konar pencerene
sevdası sensin
hiç inanmasan da
gelir sanırsın
bir ekmek kırıntısına
sevdalı
yusufçuk türküleri fısıldar
sana rüzgarın uğultusunda
yalnız ölmez hiçbir kumru
bir kedinin pençesinde,..
gel, buraya
ağlamak isteyen bir sen değilsin
gözyaşları döndüğünde bir sele
hasretle kanayan yüreğimi
gel hele bir dinle.
gel buraya
bak, bahar kokusu.
dallar çiçeğe durdu
yarın belki
yorgun yürekler uyanacak
bir deli nehir, bir çağlayan
belki gürül, gürül akacak.
gel buraya
bahar saçlarındaydı kokmadığım
hasret gözlerindeydi bakmadığım
uzansam dokunabilir miydim
bilmem ki
bir ateş bu
hep yandığım ama hiç yakmadığım
gel buraya.
hadi gel.
yine ağlayalım... XVIII
bir hayalin peşinde
bir gölgenin izinde
acı meyva
kör yolculuk
gittikçe uzayan bir yol
hasret,
sen veya yağmur.
yağ yağmur.
uyku vakti, dipsiz kuyu
deli rüya
bilinmez gerçek
tatlı hayal
uzak ülke
koşuldukça koşulası bir yol
hasret,
sen veya yağmur
yağ yağmur.
içli şarkı, hüzün yeli
garip umut
çile seli.
sıcak nefes
tende buğu
tükendikçe gidilesi bir yol
hasret,
sen veya yağmur
yağ yağmur.
özlem ve bahar kokusu
çiçek, çiçek dağlar
yudum, yudum sevda
yamaçlarında koşmak
gecenin
ve kaybolmak
kollarında
bilinmez bilmecenin....
hayal, meyal
ama bilmelisin
hasret,özlem.
özlenen sensin.
sen veya yağmur
yağ yağmu