gece güzeldir
ay hikayeleri
dolunay
ilk dördün
son dördün
hilal, ah hilal
sendin başımı belaya sokan
aydınlık gecelerinde
karanlık kasabamın
ışığınla avundum
kundakta bebek gibi
aya şavkın vurdu
buz gibiydi gece
varlığınla ısındım
yaz diyemedim.
Güzlendim
denizlere çağırma beni
med olur cezir olur
büyüktür dalgaları denizin
kıyıları yeter bana
kıvrım akan deremizin
taş kalpliyim değil mi
sana git derken
git ve kurtar beni
tunç heykelleri gibi
yeryüzünün
duygusuz olmalıyım
gülümsemen
karda ateş gibidir
tunçtan katılaşmış yüreğim
yakma beni
kalıplarım dayanmaz
kalın duvarları
yasak şehrimin
bir, bir yıkılmakta
tut ellerimden diyemiyorum
dimdik durmalıyım ayakta
gecenin karanlığında
kol kola yürüsem yeter
ışığınla baş başa
sen beni bilmiyorsun
ben var ya ben
iflah olmaz biriyim
yokuşlarında sevdanın
ansızın tükenebilirim.
ağrılarım benimdir
bedenim gibi
yüreğim sende kaldı
sana yanarım
istasyonsuz duraklarında
trenlerin
makas değiştirir hainler.
şiir mi bir ayrılıktır ölümü
çok şeyler saklıdır ötelerden
duygusuz suratsız
tunç heykelleri evrenin
gülümseme nedir bilmezler.
ve dondum kaldım öylece
beni Ege' nin sularına gömmeyin
ve heykelbol şehri ülkemin
İzmir de kalmasın ellerim.
Bursa belki
şeftali kokusu
"mermer şadırvanda
şakırdayan su"
zamanı var her şeyin
ölmekte acele etme
bekle sevdiceğim