Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapYıldızların ya da gezegenlerin insanları etkileyemeyeceğine dair zaman zaman medyada çeşitli görüşlere rastlıyoruz. Bu yüzden astrolojiyle uzun süredir uğraşan bir kişi olarak bu konuyla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Bilim adamları evreni anlamak ve çözmek için matematiği kullanıyorlar. Çünkü evrende matematiksel bir uyum vardır. Herhangi bir nesne diğer nesnelerden bağımsız hareket edemez ya da dünyadaki etkilerin dışında kalamaz. Mutlaka matematiğin ve pozitif bilimlerin kurallarına uymak zorundadır. Bu yüzden dünya üzerinde yaşayan insanlar da matematik kurallarına bağlı olarak yaşarlar. Aynı durum olaylar için de geçerlidir. Daha basit düşünürsek bugün yaptığımız bir davranış bizi yarına hazırlar. Çünkü olaylar bağımsız gelişmez. Bugün karşılaştığımız zorluk çoğu zaman eskiden yapmış olduğumuz bir hatanın ödememiz gereken bedelidir. Bugün biçtiklerimiz hayatımızda daha önce ektiklerimizin karşılığıdır. Yani yaşadığımız zamanın, her anın bir değeri vardır. Zamanın bu niteliği bir çok faktöre bağlı olabilir. Astroloji bu zamanın niteliklerini inceler.
Astrologların, gezegenlerin insanları etkilediğini düşündüklerini biliyoruz ama bu etkileme çekim gücünden kaynaklanmaz. Eğer bu şekilde düşünen astrolog varsa, ben de buna bilim adamları gibi katılmıyorum. Astroloji günümüzde bir araştırma konusu olması ve bilimsel olmaması da astrologların değil daha çok bilim adamlarının sorunu. Bilim adamları madem araştırarak dünyayı ve evreni çözmeye çalışıyorlar, işte onlara sonsuz bir konu: Astroloji. Burçların ya da gezegenlerin insanları yönetmesi gibi düşünce zaten söz konusu değildir. Burada üzerinde durulması gereken dünya üzerinde yaşanan her şeyin astrologlar tarafından gezegenlerin hareketleri incelenerek yorumlanmaya çalışılmasıdır.
Hergün dünya üzerinde sayamayacağımız kadar olay yaşanıyor. Bazı günler bazı yerlerde olumsuz olaylar olurken, dünyanın bambaşka yerinde insanları mutlu eden olaylar da gerçekleşebiliyor. Peki bunun sebeplerini anlayabilmek için bilimden yararlanabiliyor muyuz? Örneğin yarın dünyada herhangi bir kişinin başına ne gelebileceği konusunda bilimin bir fikri var mı? Eğer buna tesadüf diyeceksek o zaman dünyada etki tepki yasası da geçerli değil, her şey tesadüfe bağlı , insanlar dünya üzerinde oradan oraya sürüklenmekten başka bir şey yapmıyorlar.
Eğer astrologlar gibi dünya üzerinde olanlar tesadüf değil diyenlerdenseniz, o zaman dünya üzerinde yaşayan insanların nelerle karşılaşabileceği konusunda kafa yormaya başlayabilirsiniz. Eğer evrende her şey birbiriyle ilişkiliyse o halde dünya üzerinde olan olayları anlayabilmek için o zaman diliminde evrende başka bir yerde olan başka bir sistemi inceleriz ki, bu sistem bana dünyada olanlarla ilgili ipuçları versin. Astrologlar için bu sistem burçlar kuşağı ve gezegenlerin hareketidir.
Dünya üzerinde ne olursa, o sırada güneş sistemindeki gezegenlerin burçlar kuşağındaki hareketi dünya ile ilgili ipuçları verir. Gökyüzündeki hareketleri incelersek dünya ve insanlar hakkında varsayımlarda bulunabiliriz. Astroloji bilim adamlarının sandığı gibi fal değildir, çünkü astroloğun şahsi öngörülerine kalmamıştır. Kuralları vardır ve kurallara bağlı olarak yorumlar yapılır. Tabii ki astrologlar arasında da bu kuralların yorumu sırasında farklı görüşler olacaktır. Ama diğer bilimlerde de böyle değil mi? Bir çok bilim dalında bilim adamlarının birbiriyle anlaşmadıklarına ya da farklı görüşler öne sürdüklerine şahit oluyoruz.
Daha önce değişik zamanlarda yazdığım gibi astroloji geleceği söylemez. Eğer dünü ve bugünü bilirsek, gezegenlerin burçlar kuşağındaki matematiksel hareketlerinden faydalanarak gelecekle ilgili potansiyelleri öngörebiliriz. Bu hiç bir zaman geleceği film şeridi gibi görmek anlamını taşımaz. Zaten öyle olsaydı bunun bize faydasından çok zararı olurdu. Hiç bir zaman değişemeyecek bir gelecek insanı geliştirici de olmayacaktır. Halbuki gelecekle ilgili potansiyel etkileri bildiğimizde gerisi o kişinin bu potansiyeli nasıl kullanacağına kalıyor. Yani hayat biraz da onu nasıl kullandığımıza bağlı.
Zaman zaman karşımıza duru görücüler ya da falları astroloji olarak pazarlamaya kalkan kişiler çıkarak astrolojinin prestijini sarsıyorlar. Bir insanın bilimin henüz çözemediği ama parapsikolojinin konusu içine giren bazı yetenekleri olabilir. Ancak bu yetenekler astroloji olarak tanıtıldığında toplum astroloji ile ilgili yanlış kanılara varıyor. Aynı şekilde el falı bakan kişilerin bunu Hint astrolojisi olarak tanıtması, bu binlerce yıllık değerli bilgiye yapılmış büyük haksızlık olarak göze çarpıyor. Ne mutlu ki son yıllarda gerçek anlamda Hint astrolojisi ülkemizde de çok sevildi ve boş zamanlarında evinde Hint astrolojisi öğrenen bir çok kişi tanıyorum.
Bir astroloğun duru görü yeteneği ya da parapsikolojik yetenekleri olması gerekmez. Astrolojinin, bilinmeyeni aradığı için, mistik bir çalışma olduğu doğrudur. Ama astroloji kuralları öğrenilen ve bu kurallara göre çalışmalar yapılan bir disiplindir. Astroloğun kişisel sezgileri güçlü olabilir ama bu sezgiler her meslekte olan ve zamanla oluşan mesleki sezgilerden farklı sayılmaz.
Bir astrolog bir kişinin haritasını incelediğinde yapacağı yorum kesin geleceği söylemeye çalışmak ya da gelecekle ilgili kehanetlerde bulunmak olmamalıdır. O kişinin olumlu potansiyellerini ortaya çıkarmak ve kişinin o yönde ilerlemesine yardımcı olacak şekilde yorum yapmak daha sağlıklıdır.
Metin Özenbaş
Alıntı