Uzmanlar, beyinde aşk kıvılcımını tutuşturan kimyasal maddeler kokteylinin uzun süreli bağlılıkları besleyen karışımdan tamamen farklı olduğunu keşfediyor. Peki aşk denilen şey gerçekte nedir? Bilimsel tanımıyla aşk...
Aşıkların beyinlerindeki aktivite, obsesif-kompülsif davranış bozukluğu olan kişilerinkiyle benzeşiyor. Ayrıca beyinde aşk kıvılcımını tutuşturan kimyasal maddeler kokteyli, sadakate dayalı uzun süreli birliktelikleri besleyen karışımdan da tamamen farklı.
BİLİMSEL TANIMIYLA AŞKI Aşkın karmaşıklığını anlatmak için öykülerden, kıskanç tanrılara ve aşk oklarına dair masallardan yararlandık. Oysa artık bilim işin içine girerek, bizim oldum olası bir efsane, bir sihir olduğunu düşündüğümüz şeyi açıkladıkça, tüm uygarlıkların öylesine ayrılmaz bir parçası olan bu öyküler değişmeye başlayabilir. Tarihte ilk kez olarak, aşkın beynin neresinde bulunduğunu, kimyasal bileşenlerinin özelliklerini aydınlatacak yeni araştırmalar yapılmaya başlandı.
Son on yıldır Fisher’in üzerinde çalıştığı başlıca konulardan biri, aşkı sözcüğün gerçek anlamıyla MR (manyetik rezonans) aracılığıyla incelemekti. Fisher, meslektaşları Arthur Aron ve Lucy Brown’la birlikte, ortalama yedi aydır “çılgınca aşık” olan denekler topladılar. MR makinesine giren deneklere, biri tanımadıkları, diğeri sevgililerine ait iki fotoğraf gösterildi.
Fisher gördükleri karşısında adeta büyülendi. Her denek sevgilisine baktığında, MR’da beynindeki ödül ve haz ile bağlantılı bölümler -ventral tegmental ve nucleus caudatus- aydınlanmıştı. Fisher’i en çok heyecanlandıransa, aşkın yerini, adresini bulmaktan da öte, onun özgül kimyasal yollarını keşfetmekti. Aşk, nucleus caudatus’u uyarır, çünkü burası dopamin adı verilen nörotransmitter reseptörlerinin yoğun biçimde yayılma yeridir; dolayısıyla Fisher dopaminin beynimizin ürettiği aşk iksirinin bir parçası olduğunu düşündü. Doğru oranlarda dopamin, büyük bir enerji, neşe, dikkat yoğunlaşması ve ödül kazanma motivasyonu yaratır. İşte bu nedenle yeni bir aşk yaşarken bütün gece uyanık kalabilirsiniz, güneşin doğuşunu seyredebilirsiniz, koşarak yarışabilirsiniz, aslında kayak becerinizi aşan bir yokuştan aşağıya hızla kayabilirsiniz.
sizce aşk gerçekten bir delilik mi?