Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Almanların iyi takımı Türklerin yüreği var
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1242
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Almanların iyi takımı Türklerin yüreği var  (Okunma sayısı 1242 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    hayat güzel

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 2263
  • Nerden: İZMİR
  • Rep: +70/-4
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
Almanların iyi takımı Türklerin yüreği var
« : 25 Haziran 2008, 13:10:04 »


 

Almanların iyi takımı Türklerin yüreği var     
Almanya ile Türkiye bugün Euro 2008'in yarı finalinde karşılaşıyor. Ülkem Almanya'nın güçlü bir kadrosu, ikinci vatanım Türkiye'nin ise yürekli futbolcuları var. Türk Milli Takımı yarı finale herkesi şaşırtarak geldi. Servet ve Arda'nın yokluğu Ay-Yıldızlıları çok zorlayacak olsa da Fatih Terim, motivasyon silahını iyi kullanacaktır. Türkiye, Rusya'yı örnek alıp agresif futbol oynarsa finali görebilir.

Avrupa Şampiyonası yarı finalinde karşılaşacak olan Türkiye ile Almanya'yı tek tek futbolcu olarak değerlendirmeden önce bir gerçeğin altını çizmeliyiz. Bu turnuvada kim Rusya'nın Hollanda'yı saf dışı bırakacağını söyleyebilirdi? En büyük favori Hollanda rakibi Rusya karşısında nefes alamadı ve turnuvaya veda etti. Bu olayı görerek Türk futbolcuların Almanya karşısında agresif futbol oynamaları gerekir. Türkler; İsviçre, Çek ve Hırvat maçlarında ne kadar yürekli olduğunu gösterdi zaten.

Tek tek futbolcuların kapasitelerine bakarak bir değerlendirme yapılır ve buna göre hareket edilirse o zaman maçlar başlamadan skor belli olur. Almanların iyi takımı var, Türkiye ise 'çok sayıda eksikle sahaya çıkacak' düşüncesinden kurtulmalıyız.

Bana göre şu anki Türk Milli Takımı'nda yeri doldurulamayacak tek isim Servet. Arda'nın da büyük kayıp olduğunu dile getirmeliyim. Türkiye'nin kadro yapısına bakıp Ayhan'ın ilk 11'de sahaya çıkmasını bekleyebiliriz. Ayhan hiç oynamaz ise benim için büyük sürpriz olur. İsterseniz şimdi kadroları bir masaya yatıralım:

Rüştü Reçber-Lehmann:

Şampiyonanın belki de en iyi kaleci düellosu Rüştü ile Lehmann arasında olacak. Her ikisi de tecrübeli. Ancak her ikisi de takımlarında uzun süre yedek kaldılar. Rüştü'nün bir demecini okudum. Uzun süre oynamadığı için maç eksiği bulunduğunu, çok iyi bir form tutmasının zor olabileceğini söylüyordu. Rüştü'nün bu itirafı ona olan saygıyı artıracak derecede güzel. Ama üzülmesin Lehmann da Arsenal'da uzun süre yedek kaldı. Ben kalecileri; topa hakimiyetleri, oyunu okumaları ve kurtarışları ile berabere görüyorum. Lehmann, Rüştü'nün önünde değil demek istiyorum.

Hakan Balta-Lahm:

Fizikleri farklı iki savunma oyuncusu. Almanya defansında Bayern Münih'li Lahm'ın Hakan Balta'ya göre en önemli artısı hücuma daha fazla katkı yapıyor olması. Gol için çok ileri gidiyor, orta yapıyor. Lahm'ın topla hareket halindeykenki sürati de önlem alınması gereken bir özelliği. Bunu özellikle bu maçta Hakan'dan da beklemeliyiz. Hakan'ın da Alman rakibine göre kafa toplarındaki durumu daha iyi. Portekiz maçında Lahm, Almanların tehlikeli olmasında büyük rol oynadı. Hakan da bu maçta kendi üzerine gelecek rakiplerini beklememeli.

Uğur Boral-Metzelder:

Türkiye'deki antrenörlüğüm döneminde en beğendiğim futbolculardan biri Fenerbahçeli Uğur idi. Özellikle Şampiyonlar Ligi'ndeki birkaç maçını unutamıyorum. Uğur, Almanya maçının unutulmazlarından biri olabilir. Türkiye'nin oyunu Almanya yarı sahasına yıkmasında anahtar rol oynayabilir. Defansta eksiklerin olduğu bir dönemde tarihî bir fırsat yakaladı. Kendisinden bir patlama bekliyorum. Metzelder, Real Madrid'de uzun süre yedekte kalmasına rağmen burada kendini buldu. Defansta daha önceden tanıştığı arkadaşları ile uyumlu idi. Tecrübesi ile Uğur'un bir adım daha önünde.

Gökhan Zan-Mertesacker:
Beşiktaşlı Gökhan'ın fiziği önemli avantajlarından. Kafa toplarında da başarılı olduğu maçlar var. Servet'in oynayamadığı bir defansta özellikle hava toplarında kendisine çok iş düşecek. Bundan önceki maçlarda oynamış olması tecrübesini artırdı. Werder Bremen'li Mertesacker'in Gökhan'a karşı avantajı, yanındaki Friedrich ve Metzelder ile uzun süredir yan yana oynaması. Alman defansındaki dörtlü blok Klinsmann-Löw sisteminin en önemli unsuru oldu. Faul yapmadan oynamaları ile de dikkat çekiyorlar. Friedrich-Mertesacker-Metzelder-Lahm dörtlüsü gözleri yumuk oynayabilecek duruma geldiler. Mertesacker, Gökhan'dan bir adım önde.

Sabri Sarıoğlu-Friedrich:

Galatasaray'dan öğrencim olan Sabri'nin en büyük avantajı sürati ve yüreği. Ancak ileri çıktığında pas isabet oranı düşüyor. Buna karşılık Hertha Berlin defansındaki Friedrich, Almanya'nın bu turnuvadaki bütün maçlarında diğer üç arkadaşı ve kalecisi Lehmann ile birlikte oynuyor. Önünde Schweinsteiger gibi bir ismin olması nedeniyle belki fazla hücuma çıkmasına gerek de kalmıyor. Sabri'nin sürati ile elde ettiği avantajına, Friedrich ikili mücadele ve soğukkanlı oluşu ile cevap veriyor.

Semih Şentürk-Podolski:

Fenerbahçe'den sonra Türk Milli Takımı için de hayati goller attı Semih. İsviçre ve Hırvatistan maçlarını çeviren adam. Almanya karşısında bu durumunun devam etmesini gönülden istiyorum. Son vuruşlardaki ustalığı yanında kafa topları da çok iyi. Turnuvanın en iyi isimlerinden biri Polonya asıllı Podolski. Köln'den sonra geldiği Bayern Münih'te uzun süre yedek kaldı. Takımıyla hâlâ problemleri var. Ancak Avrupa Şampiyonası'nın kendisi için önemli bir pazar olduğunun farkında. Ne kadar tehlikeli bir golcü olduğunu futbolu izleyen herkes biliyor. 2006 da düşünülerek burada Podolski, Semih'e göre biraz önde.

Kazım Kazım-Klose:
İsviçre maçına sonradan giren Kazım Kazım olumlu hareketler yaptı. Topa hakimiyeti iyiydi. Fiziği güçlü. Ancak Hırvatistan maçındaki halini beğenmedim. Kazım gibi genç futbolcular böyle maçların kendileri için tarihî dönüm noktası olacağını bilmeliler. Klose, son yıllarda Almanya'nın en önemli golcülerinden. Bu turnuvaya tutuk başladı. Portekiz maçında gol atması üzerindeki baskıyı azalttı. Türkiye maçında da Almanya'nın en tehlikeli gol ayaklarından biri olacak. Mutlaka özel önlem alınmalı.

Hamit Altıntop-Frings:

Türk Milli Takımı'nda şu ana kadarki en başarılı isimlerden biri Hamit Altıntop. Bayern Münih'te formayı hak ederek rakiplerinin elinden aldığını, Türkiye maçlarında daha iyi anlıyoruz. Hamit'in hücuma dönük yönü, Almanya maçında Türkiye'nin çok işine yarayacak. Bir de Alman futbolunu bilmesi 25 yaşındaki futbolcunun büyük avantajı. Son bilgilere göre Türkiye'ye karşı Hitzlsperger'in yerine Werder Bremenli Frings oynayacak. Frings, 2006 Dünya Kupası'nda da çok iyi işler yaptı. Türkiye maçıyla 75. defa Almanya Milli Takım forması giyecek. İsabetli pasları var. Hücum özellikleri çok yüksek. İkili mücadelelerde çok iyi. Frings'in artılarını dengeleyecek kadar iyi bir isim Hamit. Burada Hamit bir adım önde cümlesi yanlış olmaz.

Mehmet Topal-Rolfes:

Türk futbolunun son yıllardaki en önemli kazanımlarından biri Mehmet Topal. İki ayağını da aynı ustalıkta kullanabilen eski futbolcuma buradan tavsiyem; bu maçta mümkün olduğu kadar takımını hücuma yönlendirmesi. Türkiye ancak Mehmet Topal ve Aurelio'nun oluşturacağı pozisyonlar ile oyunu Almanya yarı sahasına yıkabilir. Ki bu durum maçın kaderini etkileyecektir. Bir de fırsat bulduğunda Alman kalesine şut çekmesini Mehmet'ten istemek hakkımız. Leverkusen'li Rolfes henüz 11. milli maçına çıkacak olmasına rağmen Almanya'nın yeni yıldız adaylarından. Grup maçları ve daha sonrasındaki mücadelelerde formayı başkalarına vermedi. Mehmet Topal ile Rolfes'in durumu Frings ile Hamit'in durumu gibi. İkisi de aynı güçte.

Gökdeniz Karadeniz-Ballack:

Gökdeniz, Trabzonspor'dan Rubin Kazan'a gitti ve orada iyi işler yaptı. Uzun olmayan boyuna rağmen top tekniği ve sürati önemli artısı. Bir de mücadeleci bir futbolcu. Almanya'nın kaptanı Ballack'a göre artıları belki daha az. Ancak 2008 elemelerinde Yunanistan'a attığı gol hafızalarımızda. Gününde bir Gökdeniz, Almanya orta sahası ve defansını bunaltacaktır. Ballack, geride kalan bütün maçlarda aynı oranda olmasa da başarılı bir isim. Ballack, önce Klinsmann ardından Löw'ün ekibinde takımın beyni durumunda. Türkiye orta sahası onun hareket alanını mutlaka kısıtlamalı.

Mehmet Aurelio-Schweinsteiger:

Mehmet Aurelio da Türkiye'de en beğendiğim isimlerden. Hatırlıyorum, bir sezonda Zaman Gazetesi'nin yılın sporcuları ödül töreninde ona Yılın Futbolcusu ödülü vermiştim. Bir yabancı futbolcu olarak Türkiye'de yılın futbolcusu olmayı hak eden işler yaptı. Fenerbahçe'nin son yıllardaki başarısında büyük emeği var. Ayaklarındaki ustalığı kadar kafa toplarında da iyi olduğunu biliyorum. Mehmet'le maç öncesi görüşme imkanım olsa, şunu tasviye ederdim: İkili mücadeleleri kazanmak bu maçta yetmeyecek, ileri git. Oyunu rakip ceza alanına yık. Bunu ancak sen ve Mehmet Topal yapabilir. Bu ikili bunu gerçekleştiremediğinde Almanlar Türkiye yarı sahasını daha fazla kullanmaya başlar. Schweinsteiger, Bayern Münih'te zaman zaman yedek kaldı. Bu durum onu hırslandırmış. 2006'daki üçüncülük maçında Portekiz'e 3 gol birden attığını unutmayalım. Mutlaka durdurulması gereken, gole çok yatkın bir orta saha futbolcusu. Özellikle serbest atışlarda Schweinsteiger'e dikkat edilmeli. Hücuma dönük yönüyle Mehmet'e karşı bir adım önde.


Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
5 Yanıt
2645 Gösterim
Son İleti 22 Nisan 2007, 14:23:34
Gönderen: nurum
1 Yanıt
1168 Gösterim
Son İleti 07 Nisan 2008, 15:59:33
Gönderen: PERİ
3 Yanıt
1199 Gösterim
Son İleti 08 Temmuz 2008, 07:18:44
Gönderen: Felex
0 Yanıt
1250 Gösterim
Son İleti 01 Ağustos 2008, 00:44:55
Gönderen: MAT_ROCK23
0 Yanıt
339 Gösterim
Son İleti 20 Aralık 2016, 19:54:41
Gönderen: alpacino0092