Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Allah’ın Mahiyet Ve Hakikatı
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1019
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Allah’ın Mahiyet Ve Hakikatı  (Okunma sayısı 1019 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    YigitCan

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 2456
  • Nerden: asdasf
  • Rep: +76/-10
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - asdasfg545@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
Allah’ın Mahiyet Ve Hakikatı
« : 07 Mart 2007, 19:14:03 »


 

Vucud insanın anladığı kavramların en umumisidir. Herşeyi içine alan mutemudi ve tek olan bu sebebleri dolayısıyla kevn ve fesad kabul etmeyen vucud , daha küllisi olmayacak bir kavram olduğu için tarif edilemez. Zihin önce maddi nesneleri ve onların keyfiyetlerine veya eşyanın birbirine olan nispetlerine doğru yöneltir . Zihnin ilk hedefini teşkil eden şey maddi nesnelerdir.

Vücud deyimi mastar olarak varolmak bir de varoluş manası taşımaktadır. Allah konu yapılınca bir isim olarak, tüm varlık konusu olunca da bir mastar olarak dikkate alınır. Allah’a var oluş bakımından verilecek tek isim varlık nuru olmaktadır. Vücud kavramı Allah ile tasavvur edildiği zaman bu Allah’ın zatı ile düşünülmesi icab eden en esaslı vasfı teşkil etmektedir. Çünkü Allah varlık, vücuddur. Bizzat var olmaktan ibarettir. Allahu Teala mutlak gaybdır. Huviyet ilahi oluşun sırrıdır. Bu da (zatı) ezeliden ibarettir. İlahi huviyet bilinemez olmakla beraber Allah’ın metin (sağlam) ismiyle anlaşılabilir. İlahi huviyetin bir de nispetleri bilinir ki bu da Allah’ın ana isimleri veya şe’n lerden ibarettir.************

Allah’a ancak vücud bakımından sadece varlık nuru ismi verilmektedir. Huviyet ilahi zatın bilinmesi anlamındadır.

Hakikat Gerçeklik : İslam düşüncesinde sabit , daim gerçek olan şey demektir. Kuranda daima es-sabit kelimesi ile açıklanan şe’n = hakiki = reel Allah’tan nefsinde resm olunmuş olan tahayyun hükümleri, mevcutların realiteleri, herhangi bir şeyin hakikatı........ Allah’ın bilgisindeki tahayyundan ibarettir. Konevi’ye göre (mefahat) hakikatlar tabi ve matbu diye ikiye ayrılır . hakikat Allah’ın hakikati ve nesnelerin hakikati olarak iki kısımda incelenir.

Şe’n : bir nesnenin var oluştan önceki durumunu yani fiil haline geçmeden önce kuvve halindeki durum anlaşılır.

Allah’ın nefsinde resmedilmiş olan tahayyun hükümlerden ibaret olan hakikatler kuvveden fiil haline geçipte gerçeklik= tahakkuk kazanışta iki ayrı istikamet takip ediyor.

a-) Tabi hakikatler (zati hakikatler ) : Tahayyun kazanılan nesneleri meydana getirirler.

b-) Matbu hakikatler (kendisine tabi olunmuş ): En yüksek realiteler ve keyfiyetlerden ibarettir. Bu tür hakikatler şe’nler veya Allah’ın ana isimleri veya ana sıfatları adı verilir.

Konevi’ye göre Allah’ın hakikati meçhuldür. Bilinemez. O’nu kendi ilminden başka hiç kimsenin ilmi başaramaz.

Cücani’ye göre ise ....zat , bir şeyin ta kendisidir. Zat ile fert arasındaki fark zatın fertten daha umumi olmasından ibarettir.

Konevi Allah hakkında tasdik olunan varlık onun aynısıdır. İlim erbabı nezdinde akıl sahiplerince bilinmesi gerekli olan şey vacibul vucud olan Allah’ın zatını bilmektir. Bu ilimlerin en faziletlisidir. Kuranda vech geçer. Bir şeyin vechi onun zat ve hakikatidir. Allah’ın zatı Allah ismi ile ifade edilir . Allah belli bir surete sahip olmayan bütün suretlerden ve sıfatlardan münezzeh olan zihinlerde bilinen değişik ve tebdil kabul etmeyen , yokluktan gelmeyen bir varlıktır. Maddesiz suret maddesiz mahiyet tek bir basit mahiyet vardır. O da uluhiyetin sırrıdır. Bu ise ezeli zattan ibarettir. İslamda maddi ve cismani olmayan Allah fikri bulunmaktadır. Sıfatlar Allah’ın mahiyetini tarif etmektedir. İsimler Allah hakkında bilgi edinmemizi sağlar. Demek ki isim ve sıfatlar Allah’ın zatına ve birliğine zarar vermez. Allah’ın tarif ve tasfiri için değerlendirilir. İsimler Allah’ın zat ve sıfatlarına delalet ederler. Allah ismi hariç bütün isimler Allah isminin birer vasfı olarak değerlendirilir. Allahu Tealanın tasdik olunan sıfat ve isimlerinden her biri Allah’ın nasıl olduğunu belli etmeye ve ilahlık tarifine hizmet etmektedir. Demek ki ilahi sıfatlar ve isimlerin bilinmesi büyük ve önemli bir gayedir. Allah akıl ve kıyas ile idrak olunamaz. Akıl yaratılmıştır. Yaratılmış olanla yaratan hakkında bir hükme varılamaz . Allah hakkında ispat ile değilse mükaşefe ile olur. Allah’ı ancak en iyi kendisi bilir.

Allah cc kuranda bir gayb olarak kalmakla beraber gerek güzellik ve mükemmellik ve gerekse kudret isimleriyle kainatta şuur , bilgi ve akıl taşıyıcısı olan insana aynı şekilde bir ideal güzellik ideal mükemmellik olarak görünecektir. İşte tecelli denilen şeyde budur.

Hakikatler ancak kuran hakikatleridir. Kuranın güzel yüzünü örtüsüz olarak bir taraftan gönül aynasında diğer taraftan ilahi nurun ışıklarında görmek kabildir. akıl ve fikir rehberliğinde de hakikatlere erişmek mümkün değildir. Filozoflar bu yüzden sapıtmışlardır.

Konevi’ye göre Allah’ın vucud sıfatı onun zatının aynısıdır. Çünkü ondan yokluk diye bir şey geçmemiştir. Allah’tan başka varlıklar hakkında vucud o nesnenin mahiyeti üzerine zaid ( ilave ) edilmiş bir emirdir.( sıfattır ). Zihinde mevcut olan şeyin “harici vucud “ile vasıflanan şeyin ta kendisidir.

Feyz Allah’ın her şeye yayılan rahmetidir. Alem mutlak yokluktan Allah’ın izni ve kudreti ile meydana gelmiştir. Alem Allah’ın bilgisinin suret ve görünüşüdür. Allah cc alemi kendi nefsinde ezeli olarak bildiği şekilde yaratmıştır. Var olan her şey işte bu suretle ortaya çıkmıştır. Allah’ın vucudu ile müsavi ( eşit ve denge ) bir vucud bulunamaz. Allah’ın kainatı yaratması kendi kendine gerekse kainata olan sevgisidir. Bu sevginin sonucudur. Kainat Allah’ın bir gölgesinden ve onun bilgisinin bir görünüşünden ibarettir. Allah

İle kainat arasındaki ilişkiler feyz ve sudur görüşüyle açıklanmaktadır.

Kuranda “kün “ emri ile kainatın meydana geldiği açıklanmaktadır. Yasin suresindeki bu ayette Allah önce ister ; sonra bu isteyişle ilgili tasavvuru da gerekli kılar. Önce tasavvur sonra irade sonra da takdir edilerek oluşturulur.

İbni Arabi ; yaratılıştaki ilk ilahi eser takdirdir. Şu halde yaratılmış şeyler üzerindeki takdir tıpkı bir mühendisin kendi zihninde tasavvur ettiği planlardan birini kağıt üzerine çizmesi gibidir.( Bir mühendis tasavvur halinde bir bina modeli düşünür, sonra kuvve halindeki bu tasavvuru kağıt üzerine çizer. Daha sonra da bizzat binayı meydana getirmek sureti ile de fiil haline sokar.) . Allahu Teala da önce düşünmüş sonra ol emrini vermiştir. Bu ol emri madde ile alakalı değildir. Örnekteki bina yapmak bina çizmek emirleri maddidir. Allah’ın örnekteki gibi düşünme ve tasavvur etmesine takdir adı verilir.



O evvela bilir sonra yaratır. Allah’ın bu bilgisine fiili bilgi adı verilir. Halbuki insan bilgisi ise nesnelerin varlığından çıkmış olup infiali = pasif bilgi olur. İnsan bilgisi bilinen şeyler değiştikçe değişmek zorundadır. Fakat Allah’ın bilgisi hiç değişmez. Kainat Allah’tan sadır olmuş yalnız Allah’tan sudur eden bu varlık Allah ile aynı mahiyette değildir. Feyz sudur Allah’ın kainatı yaratmasındaki ilk merhaledir. Allah ile kainat arasında Rahman ve Rahim adıyla teessüs etmiştir. Beş merhaledir.

1- Gayb mertebesi : İlahi isimler ve sıfatlar mücerret manalar ve mahiyetler ve sabit aynlar . Allah’ın bilgileri ve yaratıkların ideal modelleri.

2- İsimler ve sıfatların zuhura çıkardığı sabit aynlar mertebesi ( hakiki gayb )

3- İzafi gayb : Burada iki gayb alemi mevcuttur. Ceberut alem ve melekut alemi. Ceberut alemine manalar alemi de denilir. Melekut alemi ise emr alemidir. Emr aleminde duyuların işi yoktur. Buraya gayb alemi, ruhlar , melekut veya ulvi alem adı verilir. Herkes ulaşamaz . burada ayrıca ilahi vahy ve kutsal kitaplar bulunur. ( lehvi mahfuz ). Melekut aleminde ki varlıklar öyle varlıklardır ki bunlar gökler ve cisimler dünyasında bulunan varlıları çevirirler. Gökler alemine tasarruf ederler. Ehli melekut de , cisimler alemine hükmedenlere ehli melekut effel denilir. Esfel deki varlıklardan bir kısmı da cinler ve şeytanlardır.

4- Şehadet ve his alemi : Duyu alemi olup halk alemi adını alan varlık safhasını teşkil ederler. Buna şehadet alemi denilir.

5- İnsanın kapsadığı varlık sahasıdır.

Kainat bir büyük kitaptır. Onun içinde harflerden her biri lehvi mahfuzda aynı mürekkeple yazılmıştır. Aralarında bir mahiyet farkı yoktur. Bu kelimeler ilahi nefesle birleşmiş kendi azalarını oluşturmuştur. Ve cisimler alemi meydana gelmiştir. Kainat dört ana bölümden oluşur. Harfler , kelimeler , ayetler , suretler.......

Harflerin bir araya gelişi ile kelimeler oluşur. Kelimeler konuşma hususunda mütekellimin kendi iradesine etkisi vardır. Allah’ın kelime ve harfleri onların açığa vurulması olan mümkün aynlar kendi nefsinde iradi teveccüh adını alan gaybi bir hareket ile icat etmesi de böyledir.

Allah’ın isimlerinin çok oluşu yaratıklarının çok oluşundan meydana gelir. Çünkü her bir isimle değişik nesneler yaratılmıştır.

Koneviye göre Allah iyi olduğu için iyi olanı meydana getirmiştir. Yüce kalem diye adlandırılan bu ilk varlık tüm varlıkdaki çokluğu açılan ilk kapıdır. Allah sıfat ve isimleriyle tüm nesnelere tecelli eder. Allah ve kainat muhabbeti sıfatlar ve isimler ile açıklanabilir. Örneğin fettah ismi açan demektir. Nimet ve azap kapılarını açmasından dolayı kendine izafe edilmiştir. Rezzak ismi ise hiçbir canlı ayırt etmeksizin rızık vermesidir. Allah kendi mülkü üzerinde adil gözetici olmasından dolayı almıştır. Kahhar ismi ise ariflerin nefsinde tecelli etmez. başkalarının üzerinde görürler. İsimle sıfatlar kainat ile Allah arasında ki münasebeti düzenler .
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
1199 Gösterim
Son İleti 07 Mart 2007, 16:21:55
Gönderen: YigitCan
0 Yanıt
897 Gösterim
Son İleti 16 Mayıs 2007, 00:12:08
Gönderen: çoban
0 Yanıt
1157 Gösterim
Son İleti 23 Eylül 2007, 23:30:28
Gönderen: Avicenna
0 Yanıt
914 Gösterim
Son İleti 16 Şubat 2008, 18:57:57
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
1108 Gösterim
Son İleti 15 Mart 2008, 18:39:57
Gönderen: sevdaligul