Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Alkame Bin Kays
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 834
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Alkame Bin Kays  (Okunma sayısı 834 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Alkame Bin Kays
« : 25 Eylül 2010, 23:14:20 »


 

  * ALKAME BİN KAYS ( ... - 681m. )
 
           Evliyalar Ansiklopedisi
 
         Tefsîr, hadîs, fıkıh ilimlerinde büyük âlim. Tâbiînin büyüklerindendir.
      Künyesi ve ismi şöyledir: Ebû Şibl Alkame bin Kays bin Abdullah bin Mâlik
      en-Nehâî el-Kûfî. Muhadrâmûn'dandır. Yâni Peygamber efendimiz hayatta iken
      doğdu. Fakat onu göremedi. 681 (H.62) senesinde Kûfe'de vefât etti.
      İlimdeki üstünlüğü âlimler tarafından sözbirliği ile bildirilmiştir. Bu
      bakımdan ilimde rivâyetlerine mürâcaat edilen müstesnâ bir âlimdir.
      Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden hazret-i Ebû Bekr'i, hazret-i Ömer'i,
      hazret-i Osman'ı, hazret-i Ali'yi, hazret-i Âişe'yi, Abdullah ibni
      Mesûd'u, Huzeyfet-ül-Yemânî'yi, Selmân-ı Fârisî'yi, Hâlid bin Velîd'i,
      Ebüdderdâ'yı, Habbâb bin Eret'i ve diğer Eshâbı görmüş olanlardan ilim
      alıp, hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. Hazret-i Ali ile Nihâvend'de,
      Hâricîlere karşı elinde kılıcı ile bizzât savaştı. Rabbânî âlimlerdendir.
      Yâni kendisine ilim ve hikmet verilmiş ve ilmi ile amel eden bir âlim ve
      büyük bir velî idi.
 
         Şu âlimler ondan ilim öğrenmiş, rivâyette bulunmuştur: Ebû Vâil Şakîk
      bin Seleme, Âmir eş-Şa'bî, İbrâhim bin Yezîd en-Nehâî, Muhammed bin Sîrîn,
      Abdurrahmân bin el-Esved, Müseyyib bin Râfi', İbrâhim bin Süveyd en-Nehâî
      ve diğerleri. İbrâhim en-Nehâî ve Şa'bî gibi meşhûr âlimler ondan fıkıh
      ilmini öğrendi. Yahyâ bin Vessab, Ubeyd bin Nadle ve Ebû İshak es-Sebîî de
      ondan kırâat ilmini öğrendiler.
 
         Alkame bin Kays, Kur'ân-ı kerîmi ve fıkıh ilmini Eshâb-ı kirâmdan
      Abdullah ibni Mes'ûd'dan öğrendi. Onun derslerinde çok üstün bir seviyede
      yetişti. Nitekim hocası Abdullah ibni Mes'ûd; "Benim okuduğum her şeyi
      okur ve bildiklerimi bilir." buyurmuştur. Zamânın meşhûr âlimleri
      kendilerine bir mesele sorulduğunda, "Alkame'ye gidiniz!" diyerek onu
      tercih ederlerdi. Bilhassa fıkıh ilminde en büyük âlimlerden olanAlkame
      bin Kays çok sayıda âlim yetiştirdi. Ehl-i sünnet îtikâdının ve din
      bilgilerinin insanlara nakledilmesi ve öğretilmesi husûsunda büyük
      hizmetleri oldu. Ehl-i sünnetin reisi ve Hanefî mezhebinin imâmı, İmâm-ı
      A'zâm, ilmini onun talebeleri zincirinden aldı. Alkame bin Kays'tan ilim
      öğrenen ve rivâyette bulunanlardan en başta gelen talebesi ve yeğeni
      İbrâhim Nehâî, Ebû Vâil, Muhammed bin Sîrîn, İmâm-ı Şa'bî, Abdurrahmân bin
      Yezîd, Esved bin Yezîd ile Ömer bin Alkame, İmâm-ı Zuhrî ve daha çok
      sayıda âlimlerdir. İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfenin senelerce derslerine devâm
      ettiği hocası Hammad bin Süleymân, Alkame bin Kays'ın en meşhûr
      talebelerinden İbrâhim en-Nehâî'nin ve Şa'bî'nin talebesidir.
 
         Alkame bin Kays, hâl ve hareketleriyle hocası Abdullah İbn-i Mes'ûd
      hazretlerine çok benzerdi. Abdullah ibni Mes'ûd da Peygamber efendimize
      çok benzerdi. Sesi çok güzel idi. Kur'ân-ı kerîm okurken dinleyenler
      kendinden geçerdi.
 
         İbrâhim Nehâî anlatır: "Alkame bin Kays, Abdullah ibni Mes'ûd'un
      huzûrunda Kur'ân-ı kerîm okurdu. Abdullah ibni Mes'ûd onu dinledikçe;
      "Oku! Anam babam sana fedâ olsun!" derdi. Kendisi de şöyle anlatmıştır:
      Abdullah ibni Mes'ûd beni yanına çağırtır, Kur'ân-ı kerîm okumamı isterdi.
      Ben de okurdum. Ben durunca, devâm et, buyururdu. A'rac dedi ki:
 
         "Kur'ân-ı kerîm okumada, ses bakımından, insanların en güzeli idi.
      İbn-i Mes'ûd ne zaman onun kırâatini dinlese, kendinden geçer ve; "Eğer
      Resûlullah seni görseydi, seninle mesrûr olurdu ferahlardı." derdi. Ebû
      İshak, Esved bin Yezîd'in şöyle dediğini nakleder. Abdullah ibni Mes'ûd'u
      Alkame bin Kays'a ilim öğretirken gördüm. Kur'ân-ı kerîm sûrelerini
      öğrettiği gibi teşehhüdü de öğretiyordu.
 
         Alkame bin Kays tefsîr ilminin büyük imâmlarındandır. Âyet-i kerîmeleri
      tefsîr ederken hadîs-i şerîflere mürâcaat ederdi. En'âm sûresi seksen
      ikinci âyet-i kerîmesinin tefsîri hakkında İbn-i Mes'ûd'dan şöyle rivâyet
      etmiştir: Meâlen; "Îmân edip de, îmânlarını bir zulm ile karıştırmayan
      kimseler yok mu? İşte korkudan emin olmak onlara mahsustur, hidâyete
      erenler de onlardır." âyet-i kerîmesi nâzil olunca Eshâb-ı kirâm;
      "Hangimiz zulüm etmiş bulunuyoruz?" diye Resûlullah'a sordular. Resûl-i
      ekrem; "Bu sizin hakkınızda değildir." dedi ve sonra; "Hani Lokman da
      oğluna nasîhat ederek demişti ki: "Oğlum, Allah'a şirk koşma! Şüphe yok ki
      bu şirk pek büyük bir zulümdür." (Lokman sûresi: 13) meâlindeki âyetini
      okudular. Bu âyet-i kerîme ile En'âm sûresi 82. âyetindeki zulmün, Allah'a
      ortak koşmak olduğunu bildirmiştir.
 
         Gençliğinde bir şeyi ezberleyince, sanki önümdeki kâğıt üzerinde yazılı
      imiş gibi ezbere okurdum, demiştir. Fıkhî meseleleri sormak üzere
      kendisine çok kimse mürâcaat ederdi. Hadîs ilminde hâfız (Hadîs-i şerîf
      âlimi) derecesinde idi. Yüz bin hadîs-i şerîfi senetleri ile ezbere
      bilirdi. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, Kütüb-i sitte denen meşhûr altı
      hadîs kitabında yer almıştır. Vasiyetinin bir kısmı şöyledir: "Ben vefât
      ederken başımda Lâ ilâhe illallah diyerek telkinde bulununuz. Vefât
      haberimi yaymayın ve beni hemen kabrime götürün." Vefâtında bir örtü ile
      bir aba ve bir de Kur'ân-ı kerîmden başka bir şeyi yoktu. Hiç çocuğu
      olmamıştır. Ona Ebû Şibl künyesini hocası Abdullah bin Mes'ûd hazretleri
      vermiştir. Meşhûr fıkıh âlimi İbrâhim en-Nehâî'nin dayısı ve Esved bin
      Yezîd'in de amcasıdır.
 
         Abdullah bin Mes'ûd'dan rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte Resûlullah
      efendimiz; "Mü'min, ta'n etmez (kötülemez), lânette bulunmaz ve müstehcen
      konuşmaz." buyurdu.
 
         Yine İbn-i Mes'ûd'dan; "Peygamber efendimiz seferî iken bâzan oruç
      tutar, bâzan iftâr ederdi. Farz namazları iki rekat kılardı." dediğini
      rivâyet etmiştir.
 
         Yine Abdullah ibni Mes'ûd hazretlerinden rivâyet ettiği hadîs-i
      şerîfte, Resûlullah efendimiz buyuruyorlar ki: "Kalbinde hardal dânesi
      kadar îmânı olan hiç bir kimse, Cehennem'de ebedî kalmaz."
 
         "Şüphesiz ki Allah güzeldir, güzelliği sever. Kibir; hakkı inkâr ve
      insanları tahkîr etmektir."
 
      1) Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye (48. Baskı); s.1039
 
      2) El-A'lâm; c.4, s.248
 
      3) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.7, s.276
 
      4) Tabakât-ı İbn-i Sa'd; c.6, s.86
 
      5) Tezkiret-ül-Huffâz; c.1, s.48
 
      6) Hilyet-ül-Evliyâ; c.2, s.98
 
      7) Miftâh-üs-Seâde; c.2, s.20
 
      Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap Kâmûs-ül-A'lâm; c.4, s.3174
 
      9) El-Menhel-ül-Azb-ül-Mevrûd; c.1, s.186
 
      10) Târih-i Bağdâd; c.12, s.296
 
      11) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.1, s.222
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter