Akıllı İşaretler Aklımızı AlmasınBilindiği gibi ülkemizde 2006 beri tvlerde akıllı işaretler sistemi başlamışdır. Bu işaretlerin amacı çocukları ve gençleri zararlı yayınlardan korumaktır. Dilerseniz önce RTÜK’ün Akıllı İşaretlerin oluşum sebebini bir öğrenelim.
RTÜK’ün web sayfasından aynen aktarıyorum:
Akıllı İşaretler, televizyon yayınlarının içeriğiyle ilgili bilgilendirici bir sınıflandırma sistemidir. Bu sistem, televizyon yayıncılarının, anne babaların ve genelde toplumun, çocukları ve gençleri televizyon yayınlarının olası zararlı etkilerinden koruma sorumluluğunu yerine getirmelerinde onlara yardımcı olmak üzere tasarlanmıştır.
Toplumun farklı kesimlerinin temsil edildiği geniş çaplı bir araştırma sonucu anne babaların %80'e yakınının televizyon programlarının içeriği konusunda bilgilenmek ve uyarılmak istediklerini ortaya koymuştur. Bu talep, sistemin en önemli gerekçesini oluşturmaktadır.
Akıllı İşaretler sistemi, konuyla ilgili bağımsız uzmanlar tarafından geliştirilmiş karma bir sistemdir.
Bu sistem, iki konuda bilgi vermektedir. Bunlar, programın olası zararlı içeriği ve programın hangi yaş grubuna uygun olduğudur:
1) Programın olası zararlı içeriği
Zararlı etkileri olabilecek içerik alanları; şiddet ve korku, cinsellik ve örnek oluşturabilecek olumsuz davranışlar (ayrımcılık, alkol ve sigaranın aşırı kullanımı, madde kullanımı, yasa dışı davranışlar ile kaba konuşma / küfür) olarak belirlenmiştir.
2) Programın hangi yaş grubuna uygun olduğu
Programlardan etkilenme düzeylerine göre yaş grupları, Tüm izleyici, 7 yaş, 13 yaş ve 18 yaş olmak üzere dört grupta ele alınmıştır.
Çocuk ve gençleri televizyon yayınlarının olumsuz etkilerinden korumak amacıyla Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından geliştirilen, Akıllı İşaretler Sembol Sistemi 23 Nisan 2006 tarihinden itibaren televizyon kanallarında uygulanmaktadır.
Görüldüğü gibi ilk bakışta son derece olumlu ve gerekli bir uygulama. Ama ne yazıkki işin aslı hiçte öyle değil.
Akıllı işaretler malesef bir çoğumuzu yanıltmaktadır. Bu yanıltmanın bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yapıldığını söyleyemem ama şu bir gerçekki, toplum olarak televizyonlardan çok kötü etkileniyoruz.
Ülkemiz bir diziler ülkesi. Gelişmiş ülkelerde bu kadar dizi göremezsiniz. Halkı uyutmak için çok iyi bir yöntemdir. Nedir bu yöntem? Dizi ve Futbol.
Yayınlanan dizilerin 90% içeriği hep aynıdır: şiddet, cinsellik, hırsızlık, yolsuzluk, adam kesme ve biçme vs.
Yani RTÜK’ün oluşturduğu grubun aynısıdır. Lakin bu Akıllı işaretler akılsız bir şekilde işliyor.
Mesela Yurtlar Vadisi adlı dizinin reklamı yapılırken uygun yaş grubu 7. Reklamını görünce dehşete kapıldım. Dizini reklamında adamlar bıçaklanıyor, kanlar kameralara fışkırıyor ve bu dizi 7 yaş grubuna uygun bulunuyor. Sizce bu tabiimidir?
Bu dizinin yaş grubu 18 olmalıdır. Yayın saati ise saat 22den sonra olmalıdır. Bütün halkı ekranı başına kilitleyen bu dizinin doğurduğu sonuç bellidir. 7 yaşında bir çocuğun bu dizi ile büyümesi onu ileride akli dengesi bozuk biri haline getirmesi kaçınılmazdır. Memlekette herkes kendisini Yolat Alemyar zannediyor.
Hatta öyleki, tanıdığımın biri bana „bu diziyi seyretmeyen vatan hainidir“ diye çıkıştı. Böyle düşünenin akli dengesinin yerinde olup olmadığından şüphelenirim. Vatanseverliğimiz bile dizilerle ölçülür hale gelmiş. Vah benim bahtsız memleketime.
Ama burası Türkiye. Hasta olduğumuzda doktora gitmek yerine şifayı sabah programlarındaki doktorlarda ararız, dinimizi tvden öğreniriz. Artık durum öyle bir hal aldıki, neredeyse televizyondan üniversite mezunu olacağız. Hatta ve hatta televizyon sayesinde hacca gidip geleceğiz ve hacı olacağız.
Diğer diziler hakkında da aslında yazılacak çok şey var. Her dizide bir cinsellik, her dizide şiddet. Ve bunların çoğu genel izleyici grubunda yer alıyor. TV’ler erotizmden geçilmiyor. Her programda kadın sunucular nerdeyse anadan üryan yayın yapıyor.
Okulda okurken alman öğretmenim bana şunu demişti: “Müslüman ülke diye geçiniyorusnuz ama sabahları TV’de dansöz oynatıyorsunuz”. Ben öğretmenime cevap veremedim.
Ne yazıkki ülkemizde televizyon seyretmek bizleri olumsuz etkiliyor. Ebeveynler çocuklarına bu konuda çok dikkat etmeli ve onları kontrolü altına almalı. Ama bu işe once kendisinden başlamalı. Aile çocuklara belli kurallar koymalı.
Bir alman sağlık dergisinde bir yazıyı çok olumlu bulduğum için paylaşmak istiyorum.
“…Bugün televizyon ve bilgisayar başında fazla vakit geçirmenin, çocukların zihinlerini kötü yönde etkiledikleri ve sonucunda da okuldaki derslerinde bundan etkilendiği bilimsel olarak tespitlenmiştir.
Ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bazı husular:
• Üç yaş altı çocuklar kesinlikle televizyon seyretmemeli veya bilgisayar karşısına oturturmamalı
• Üç ile beş yaş arası çocukların televizyon veya bilgisayar karşısında günde yarım saatten fazla vakit geçirmemeli
• İlkokula giden çocukların televizyon veya bilgisayar karşısında günde bir saate kadar vakit geçirmesi kabul edilebilinir
• Çocuklar günde bir kere sadece belirli bir programı seyretmeli ve ondan sonra televizyon kapatılmalı
• Sabah okula gitmeden önce, yemek zamanında ve yatmadan belirli bir zaman önce televizyon veya bilgisayarın kapalı olması gerekir
• Eğer bir program belirlenen zamanı geçen uzunlukta ise, o program bir video veya DVD-Player yardımı ile bölünmeli
• Çocuklar kesinlikle yalnız başına televizyon karşısına oturtulmamalı
• Çocuk odasına televizyon kesinlikle konulmamalı
• 10 yaş altı çocuklar için, yanında ebeveyni olmadan internette dolaşması kesinlikle yasaklanmalıdır
Teknolojinin hızla geliştiği bu zamanda ebeveynlerin çocukalarını kontrol etmesi oldukca zorlaşıyor elbet. Ama bu uygulamaları teker teker, adım adım uygulanmalıdır.
Ülkemizde ise çocukları internete nasıl daha çok bağımlı yaparız diye reklamlar yapılıyor.
Bana göre akıllı işaretler son derece yanıltıcıdır.
Siz siz olun, akıllı işaretlerin aklınızı almasına müsade etmeyin.
Saygılarımla
Mehmet Kemal Akbas