Evlilik hayatı, karşılıklı sabır ister, fedakârlık bekler taraflar, kötü günlerin geçip iyi günlerin geleceğine inanma mecburiyetindedirler.
Şayet maruz kalınan ilk sıkıntıları sanki ömür boyu devam edecek tahammülü imkansız zulümler, yanlışlar olarak görmeye başlarsanız, sizin işiniz zordur. Allah size sabırlar ihsan eylesin.
* * *
Falan beyin kızı filan beyin oğluyla bir araya gelip müşterek hayata başlıyorlar. Tabii ilk günlerde duygusal baskı sebebiyle birbirlerinin aksi ve ters taraflarını göremiyorlar.
Hatta günün birinde tersliklere düşebileceklerini hayal bile edemiyorlar. Ne var ki, gerçekler kendini zaman içinde gösteriyor. Hissi baskı azalıyor, kendilerinin aksiliklerini, sivriliklerini, mizaç farklılıklarını görmeye başlamakla kalmıyor, iğne gibi, belki çuvaldız gibi birbirlerine batırmaktan da geri kalmıyorlar.
İşte bu devrede tartışmalar, kusur ve hataları görmeler başlıyor. Bazen ayrılma, boşanma gibi kötü sonuçlara bile gidiliyor?
Halbuki bunlar bir bakıma baştan bilinmesi, beklenmesi icabeden tezahürler. Aynı karında büyümüş kan kardeşleri sanki çok mu iyi geçiniyorlar? Onların aralarında hiç mi münakaşa olmuyor, tartışma çıkmıyor?
Ama nefis ve şeytan iyi şeyleri düşündürmüyor, sabır hissi vermiyor ki..
Bir de bakıyorsunuz saman alevi gibi bir yükseliş, arkasından da bir pire için yorganı bu saman alevine atış? Aile içinde bir arena...
Sevgili gençler, muhterem evliler, aile hayatını doğru anlayın baştan. Birbirinizi iyi tanıyın lütfen.
Her insan başlı başına bir alem? Elbette farklılıklar olacak, birbirinize zıtlıklarınız göze çarpacak.
Sizler vitrindeki odundan yapılmış insan suretinde mankenler değilsiniz. Fikriniz, nefsiniz ve alışkanlıklarınız vardır. Bunlar sizleri ters düşürebilir, farklılıklar meydan getirebilir. Neden normal karşılamıyorsunuz?
Bu durumlarda kimin istek ve arzusuna uyulacak; kiminkinde karar kılınacak isterseniz bir çare söyleyeyim size.
Bunun kestirmeden sonucu şudur.
Müşterek inancınız olan İslâm?ın emri ne ise oraya gelinecek, orada karar kılınacak, orada buluşulacaktır.
Başka bir ifadeyle kimin isteği İslâm?a uygunsa onunkinde birlik sağlanacak, zıddına ise ancak kerhen, geçimi bozmamak için bir süre sabredilecektir.
Bakın büyük mütefekkir ne diyor taraflara:
Hanımın bahtiyarı, dindar kocasına tabi olur.
Beyin bahtiyarı da dindar hanımına boyun eğer.
Bahtiyardır o hanım ve o bey ki dinin koyduğu ölçüleri esas alır, o kurallara tabi olurlar