Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Ahmet Necdet den Secmeler
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 1 cevap var
OkumaGösterim: 1585
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Ahmet Necdet den Secmeler  (Okunma sayısı 1585 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Ahmet Necdet den Secmeler
« : 19 Mart 2008, 21:32:07 »


 

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Kıssaca
Şiir, gökyüzüne açılan bir penceredir. Bu pencereden yeryüzü görünür. Gerçek şair, dilin anlatım olanaklarını sonuna kadar denemekle görevlidir. Bu çaba, şiir dilini bozguna uğratabilir. Yapılan iş bir sevgi adına yapılıyorsa, böyle bir bozgundan korkmanın anlamı ne? Her yeni şiir, yeni bir beğeniyi içerir. Bu beğeni çizgisinin altında kalanlar, altta kaldıkları için gocunmamalıdır.

Ahmet Necdet

1 Mart 1933'te İnegöl'de doğdu.

Soyadı Sözer'i şiirlerinde kullanmayan Ahmet Necdet, İstanbul'da Çapa Lisesi'nin (1950) ardından İÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü'nü bitirdi (1954). Çeşitli kentlerde öğretmenlik yaptı. Profesörlüğe kadar yükseldiği akademik yaşamını, emekli olarak noktaladı (1997).

Gün Yüzleri kitabıyla 1994 TDK Şiir Ödülü'nü, Aşk Ey ile de 2002 Yunus Nadi Şiir Ödülü'nü (Roni Margulies ile) aldı. Şairliğinin yanı sıra çevirileri ve çeşitli antolojileriyle ünlendi. Fransız (Louis Aragon, Guillaume Apollinaire) ve Alman (Paul Celan, Georg Trakl) şairlerinden Gertrude Durusoy ile yaptığı çeviriler 1980'li yıllarda kitaplaştı. Aynı ikilinin, Mırbatır Husanov'un katılımıyla Rus şairi A. Voznesenski'den çevirdiği şiirler Telefon Kulübesi (1997) adıyla yayımlandı. A. Necdet, Charles Baudelaire'den çevirdiği şiirleri ise Kırk Kötülük Çiçeği (1991) adıyla yayımladı. Kraliçe Stratonike adlı bir şiir/oyun yazdı (2002). Deneme, inceleme ve söyleşilerini Bir Bölük Ankâ (2003) adlı kitabında topladı. Şeyh Galip'in Hüsn ü Aşk'ını, Hüsn ü Aşk Güzellik ve Aşk adıyla manzum olarak günümüz Türkçesine aktardı (2003). On bir yıllık bir döneme yayılan günlüğünü Şiirli Defter '88/'98 adıyla yayımladı (2005).

A. Necdet'in hazırladığı antolojiler: Çağdaş Fransız Şiiri, (1959), Modern Türk Şiiri (1993), Bugünün Diliyle Divan Şiiri Antolojisi (1995), Baudelaire'den Günümüze Fransız Şiiri Antolojisi (1997), Tekke Şiiri Dini ve Tasavvufi Şiirler Antojisi (1997), Latin Şiiri Antolojisi (Jean-Louis Mattei ile, 1998), Yahya Kemal'den Günümüze Tematik Türk Şiiri Antolojisi (2000).

Şiir kitapları
Uzuneşek (1977)
Ne Çok Enkaz (1988)
Sana Bunca Yangından (1991)
Gün Yüzleri (1992)
İnegöl Hey İnegöl (1992)
Kün (1994)
Ay Kasidesi (1995)
Zümrüt Longa (1998)
Bir Can Yongasıdır Aşk (Sekiz kitabına girmemiş "İlk Şiirler"in eklendiği "Toplu Şiirler", 1998)
Aşk Ey (2001)
Haiku Kuşu (2004)
İnce Divan (Toplu Şiirler, 2004)


Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Ahmet Necdet den Secmeler
« Yanıtla #1 : 19 Mart 2008, 21:33:29 »
Hacıgrigoriyadis'e Gazel

Şu saksıdaki çiçek sana neyi düşündürür
Midilli'de ayaydınlık bir geceyi düşündürür

Oturmuş tespih çeker Hacıgrigoriyadis
Elif lâm mim / osmanlıca bir heceyi düşündürür

Çocukluğudur odur aklının bütün zoru
Kosti'yi / Marika'yı / komşu kızı Atiye'yi düşündürür

Çemberler / tahta atlar / o renk renk uçurtmalar,
Çivit mavi evleriyle Yukarımahalle'yi düşündürür

Kim öldü kimler kaldı eski Soma eşrâfından
Sorduğu her soruda gülü gülhatmiyi düşündürür

Hüzündür Ahmet Necdet çiçeklerin en katmerlisi
Adına dostluk denen bilmeceyi düşündürür


Kün

Şu günler bir tuhafım: Düş kurmak bana yasak
Cehennem "ben"im / yoksa "başkası" mı Cehennem?
Ağzım pas tutmuş kilit / dilim körelmiş bıçak
Gölgeme ters düşüyor bir yazgı gibi gövdem

Haydiii büyük harflerle ve çığlıklar atarak:
AKŞAM OLSA DA YATSAK / SABAH OLSA DA KALKSAK

Ne "tek"lik ne de çokluk bırakıldığım dünya
Ussal dayanağım yok: Hem suçsuzum hem kurban
Ben miyim bir hiçliği sonsuz yansıtan ayna
Kendini aşmak için her gün yeniden kuran?

Haydiii büyük harflerle ve 'ayağa kalkarak':
AKŞAM OLSA DA YATSAK / SABAH OLSA DA KALKSAK

"Dün" yoktu "yarın" var mı? bu bir çin işkencesi
Yeniden bana döndü göğüslediğim her taş

Sırtımda bir dervişin yalnızlık elbisesi
Şiiri mülk edindim acıyla sarmaş dolaş

Haydiii büyük harflerle ve şapka çıkararak:
AKŞAM OLSA DA YATSAK / SABAH OLSA DA KALKSAK

Senin "yıkım"ın işte "şimdi"yi sorgulamak
Anladım: Herkes bana hep ben olmayan bir ben
Her "geçmiş" yiten ırmak / her aşk kendine tuzak
Yine de kahramanca / "saçma"ya baş eğmeden

Haydiii büyük harflerle ve kadeh kaldırarak:
AKŞAM OLSA DA YATSAK / SABAH OLSA DA KALKSAK


Mendirek

Senin düşünü ilk kez bir mendirekte kurdum
Adımı yazdım hemen adının yanı sıra
Önce kuşlara sordum ardından balıklara
Yorgun bir tekne gibi gece koynuna girdim

Mendirek bir rüzgârın denize düşen izi
Önünde dalgaların can çekiştiği duvar
Arkasındaysa aşkın kanayan yarası var
Ey şiir! Soluğunla gönendir gecemizi!

Sonsuz'un son'u geldi artık bir sonE'yim ben
Ucu hiçliğe çıkan o zâlim çıkmaz sokak
Gibi bir karanlığı kazıyıp belleğimden

Bir yürek çiziyorum adının yanına bak
Ayışığı sızıyor kapıdan pencereden
İzin ver de öpeyim öpülmedik yerinden


Ne Çok Enkaz

Sizi bir yerlerden tanır gibiyim
Galiba Bodrum'daydı geçen yaz
T-shirt'leriniz vardı türkuvaz
Pabuçlar 'all star american'
Ne tutucuydunuz ne de bağnaz
Sabah kahvaltısında Beethoven Chopin
Akşamları Hacı Ârif incesaz
        Ne çok enkaz

Sizi bir yerlerden tanır gibiyim
Sanırım Bodrum'daydı geçen yaz
Güngörmüş saçlarınız vardı beyaz
Bakışlarınız alaycı ve delişmen
Mavi yolculuklarda yıldız-poyraz
Balık yemekten ve çok sevişmekten
Gut'a yakalanmıştınız biraz
        Ne çok enkaz

Sizi bir yerlerden tanır gibiyim
Her halde Bodrum'daydı geçen yaz
Daracık sokaklarınız vardı çıkmaz
Viskiyi çok sever az içerdiniz
Gün boyu meyhane café-bar caz
"Yine de en büyük rakı" derdiniz
İki cami arasında beynamaz
        Ne çok enkaz

Sizi bir yerlerden tanır gibiyim
Elbette Bodrum'daydı geçen yaz
Sözcükleriniz vardı ince mecaz
Aşklarınızı şiirle yıkardınız
Bir yığın kadın huysuz utanmaz
Her biriyle ayrı yatardınız
Bin türlü işve bin türlü naz
        Ne çok enkaz

Sizi bir yerlerden tanır gibiyim
Mutlaka Bodrum'daydı geçen yaz
Dostlarınız vardı köylü ve kurnaz
Bireysel konularda acımasız
Ülke sorunlarında vurdumduymaz
Batı'lı düşünür Doğu'lu yaşardınız
Azıcık hicazkâr her dem şehnaz
        Ne çok enkaz

Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
2 Yanıt
2607 Gösterim
Son İleti 21 Nisan 2007, 21:52:50
Gönderen: PERİ
0 Yanıt
1305 Gösterim
Son İleti 19 Aralık 2007, 18:19:25
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
726 Gösterim
Son İleti 23 Temmuz 2008, 10:03:05
Gönderen: MAT_ROCK23
0 Yanıt
1259 Gösterim
Son İleti 23 Temmuz 2008, 12:15:10
Gönderen: Felex
0 Yanıt
1269 Gösterim
Son İleti 23 Temmuz 2008, 12:18:43
Gönderen: Felex