Ahilik
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Ahilik, 13. yüzyılda Anadolu'da ortaya çıkan bir esnaf örgütüdür. Adının, kardeşim anlamına gelen Arapça "ahi" ya da eli açık, yiğit anlamındaki Türkçe "akı" sözcüğünden türediği ileri sürülür. Ortaçağ İslam Devletleri'ndeki meslek birlikleri olan fütüvvet örgütüne büyük ölçüde benzer. Ahilerin kendilerine özgü giyim kuşamları vardı. Sırtlarına hırka, başlarına tepesine beyaz bez bağlanmış külah giyerlerdi. Ahilik esnaf ve zanaatçıları bir araya getiren bir meslek örgütü olmanın dışında, siyasi etkiye de sahipti. Nitekim Ahiler Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda önemli rol oynadılar. 15. yüzyıldan başlayarak Osmanlıların merkezi yönetimi güçlendikçe, örgütün etkinliği yalnızca ekonomik alanda kısıtlı kaldı.
Anadolu'da Ahilik'in kurucusu Ahi Evran'dır. Ahi Evran Azerbaycan'da doğdu. Çocukluğunu ve gençliğini de orada geçirdi. 1205'ten sonra Anadolu'yu gelerek Ahi örgütünü kurdu. Ahilik'i, birlikte ibadet ettikleri ve tören düzenledikleri yer olan tekkelere ve zaviyelere bağlayarak güçlendirdi. Sonunda Kırşehir'e yerleşti. Bu kentteki Ahi Evran Zaviyesi de Ahilik'in merkezi durumuna geldi. Ahi Evran, bütün zanaatların "pir"i ya da kurucusu sayılır.
Ahilik, Anadolu'da Türkmenlerin yaşadığı bütün kent, kasaba ve köylere yayılmıştı. Bir zanaat dalında çalışmak isteyen herkes o zanaatın Ahi birliğine katılmak zorundaydı. Her kentte zanaat dalı sayısı kadar Ahi zaviyesi bulunurdu. Her zanaat dalında en dürüst ve en saygın usta Ahi zaviyesinin başkanı olurdu. Zaviye başkanı "Ahi" adıyla anılırdı. "Server" adı verilen yiğitbaşı ise birliğin Ahi'den sonra gelen yöneticisiydi. Yiğitbaşı esnaf birliğinin düzenini ve güvenliğini sağlardı. Kentin ekonomik yaşamında en önemli yeri olan birliğin şeyhi Ahi Baba seçilirdi. "Ahi Baba" bütün Ahilerin başkanı sayılırdı. Ahi Baba’nın atanması, çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa yükselme törenleri Ahi Evran zaviyesi şeyhlerinin izniyle yapılırdı.
"Fityan" denen genç çıraklar evleninceye kadar zaviyelerde yaşarlardı. Fityanlar, kazandıkları parayı zaviyeye verirlerdi. Bu para zaviyenin giderleri ve ortak sofra için harcanırdı. Zaviyeler aynı zamanda genç Ahilerin eğitildiği yerdi. Burada okuma yazma öğretilir, çeşitli konuların yanı sıra ok atma, kılıç ve silah kullanma eğitimi verilirdi. Bu zaviyenin şeyhleri ya da onların “halife” denen yardımcıları her yıl zaviyeleri denetlemek amacıyla Anadolu'yu dolaşırlardı. Bu sırada Ahi birlikleri arasındaki anlaşmazlıkları çözer, meslekte yükselme törenlerini yönetirlerdi.
Her esnaf birliği kendi alanındaki zanaatçıları denetlerdi. Birliğe bağlı dükkân ya da atölye sayısı birliğin izniyle artırılabilirdi. Her dükkânda tek bir usta bulunurdu. Üretim belirli kurallara göre yapılırdı. Mallarda bir fiyat uygulanır, bozuk ya da pahalı mal satanlar meslekten atılırdı. Geleneğe göre bir Ahi kendi emeğiyle geçinmeli, cömert, alçakgönüllü ve namuslu olmalı, mal mülk hırsına kapılmamalıydı.
Bir zanaata girmek isteyenler önce çırak olarak işe başlar ve işin inceliklerini öğrenirdi. Ahilik'e kabul edilme töreninde önce tuzlu su içilir, şedd kuşanılır (bele kuşak bağlanır) ve şalvar giyilirdi. Tuzlu su bilgiyi, şedd kuşanma yiğitliğe ve hizmete hazırlığı, şalvar namusu simgelerdi. Ahilik'e girenler, "yol kardeşi" denen iki kalfa ile "yol atası" denen bir ustadan meslek eğitimi alırdı. Ustasının yanında yıllarca zanaatın inceliklerini öğrenerek "pişen" çırak, gene ustasının izniyle kalfalığa geçerdi. Kalfalık süresini doldurup ustalık becerisini kazanınca da büyük bir törenle ustalığa yükselirdi. İlkbaharda düzenlenen bu törenlere bütün esnafın katılırdı. Sonunda usta olmaya hak kazananlara Ahilik törelerine göre peştemal bağlanırdı.
Ahiler Anadolu'da yalnız ekonomide değil siyasal alanda da etkili olmuşlardır. Rum halkın oturduğu kent ve kasabalardaki ticaret hayatının denetim altına alınmasında, Rumların Türk kültürünü ve yaşam biçimini benimsemesinde Ahi esnaf örgütü büyük rol oynamıştır. Bizans'tan yeni alınan kentlerde Türkler Ahi örgütünü kurmuşlar, ticari etkinliklerin Rumlardan Türklere geçmesini sağlamışlardır. Anadolu'nun İlhanlı istilasına uğradığı karışıklık dönemlerinde Ahi esnaf örgütleri kentlerde düzeni ve güvenliği de sağlamışlardır.
Ahilerin Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda da büyük rolü olmuştur. Osman Bey'in kayınpederi Ahi Şeyhi Edebalı Osmanlı Beyliği'ne büyük destek sağlamıştır. Osmanlı hanedanına bağlı birçok kişi de Ahi örgütleri içinde yer almıştır. Ayrıca Ahi şeyhleri savaş sırasında orduya asker verirlerdi. Osmanlı ordusundaki ilk piyade askerlerinin Ahi giysileri giymesi ve Yeniçerilerin başlıklarının Ahilerden alınması bu örgütün etkisini göstermektedir.
Ahi olmak
Ahi olmak için olumlu ve olumsuz 7 şartı yerine getirmek lazımdır:
1. Hasislik kapısını bağlamak ve lutuf kapısını açmak.
2. Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, hilm ve mülayemeti açmak.
3. Hırsı bağlamak, kanaat ve rızayı açmak.
4. Tokluk ve lezzeti bağlamak, açlık ve riyazeti açmak.
5. Halktan yana kapısını bağlamak, Haktan yana kapısını açmak.
6. Herze ve hezeyanı bağlamak, marifeti açmak.
7. Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak.
Fütüvvetnameye göre bu esaslara uyan Ahi olur. Ahilikte teşkilatı bozan bütün meslekler dışarıda bırakılmıştır: Müneccim, dellal, kasap, cerrah, vergi memuru, avcı, muhtekir.
Ahiliğin bir kolu Ebubekir'e, bir kolu Ali'ye dayanır.