Gelenek ve göreneklerimiz, hatta güzel düsüncelerin geregi ölenin arkasindan hep iyi konusma ile anilir.Böyle olmasi da normaldir. Bunun icindir ki cenaze namazin da Hoca da sorar merhumu nasil tanirsiniz diye?...
Fakat ne var ki toplum önünde ki kisiler hem yasamlarinda hemde ebediyete intikal ettiklerinde iyi ve kötü yönleri ile anilirlar.Kaderci ve ümmetci yani agir basan bir toplum oldugumuzdan genelde ölenin arkasindan iyi yönlerini görür ve iyiliklerini anlatiriz. Toplumun tanidigi simalari hem iyi hem de begenmedigimiz elestirdigimiz taraflarini yakindan tanimanin da süphesiz yarari var. Bir ibret vesilesi olur geride kalan yasayanlara...
Birde Muhsin Yazicioglunun okul yillarindan beri yasamina bakalim.
“Siddetin tirmandigi yillarda zirvedeki adamlardan biriydi; Caresizlik icinde güvenecek bir dal arayan ona güvenen, ona inanan bir topluluk vardi yaninda. Ona inananlar onun yanlis yapmayacaklarina inanirlardi.
Yazıcıoglu icin , direncliydi inancliydi diyebiliriz. 12 eylül’den sonra Mamak ceza evinde gecirdigi 7,5 sene zarfinda ve sonrasında da belirli bir kismin öncülügüne soyundu.
BBP'nin kurucusu ve genel baskanı olan Muhsin Yazıcıoglu, Türkiye'de 1970'lerden bu yana yürütülen kontrgerilla faaliyetleri içinde önemli bir yeri oldugunu biliyoruz. 1977-1978 yılları arasında Ülkü Ocaklari Genel Baskanlıgi yapan Yazicioglu, bu dönemde MHP'de de görev almisti.
Basta Abdullah Catli ve Haluk Kirci olmak üzere, Ülkemiz'de kontrgerilla faaliyeti içinde bulunan kisiler ile yakin iliskileri vardi, 1978 de Abdullah Catli ve Mustafa Pehlivanoglu Ankara'da göz altina alininca emniyete telefon ederek "Bu size son ihtarim. Abdullah Catlı’yı birakmazsaniz Ankara'nin 150 yerinde bomba patlatacagiz" tehditi ile Catli'yi serbest biraktirdigi da bildiklerimiz.
12 Eylül darbesinden sonra MHP ve Ülkücü Kuruluslar Davasi'nda yargilandi. Bu dönemde idam edilen Mustafa Pehlivanoglu; Abdullah Catlı, Isa Armagan, Oral Celik ve Mehmet Ali Agca gibi sagci katillerin Yazicioglu'nun direktifleriyle hareket ettigi kendi arkadaslari tarafindan belirtilmisti, Yazıcıoglu'nun Sevkat Cetin'le birlikte "Ülkücü Genclik Dernegi'nin öldürme, yaralama, kursunlama, bombalama gibi eylemlerini yöneldiren kisi oldugunu" ifade etmisti. Bahcelievler’de 7 üniversite ögrencisininde katledilmesi de unutulmadi.
Yazıcıoglu cezaevinden ciktiktan sonra önce Milliyetci Calisma Partisi'ne girmis, ardından 1992 yilinda BBP'yi kurmuştu.
Kendisinin Sivas Katliamının düzenleyicileri arasında bulunduğu, Sivas'ta yakilan aydin ve sanatcilari "provokatör" ilan etmişti.(Madimak katliami)
Yazıcıoglu'nun ismi, son olarak Hrant Dink cinayetinin ardindan kontrgerilla faaliyetleri baglaminda anilmisti. Katil ve azmettiriciler ile Alperen Ocaklari ve BBP arasindaki tam olarak aciklanmayan bir durum var, bu bağlantilara dair tatmin edici bir sonuca varilmadi.. Son olarak Ergenekon semasinda adı gecti.
Benim anlamadigim sey, bu kadar cinayetlere karismis bir siyasetcinin herkes öve öve yere göge sigdiramadi, dün bütün tv ler gösteriyordu, parti liderler'in hepsi bassagli dileyip Yazicioglu 'yu çok iyi bir insan oldugunu, ülke bir evladini kaybetigi için üzüluyorlardi...tamam ölmeseydi iyi olurdu, kimse ölmesin, ama neredeyse kahraman ilan idilmedigi kaldi.
Iste bu sekilde bir siyasetciyi yine de Rahmetle aniyorum. Kimsenin yaptiklari yanina kalmiyor. Onun ve Catli’nin ibret verici hazin bir ölümü oldugu yaratanin geride kalanlara ibret olmasi acisindan dikkate deger. Helikopterin düstügü yerin adinin da nasil bir tesadüfse (Kanli Cukur).... Allah taksiratlarini affetsin her ne kadar bu sekilde bir iz birakmis olsalarda.